155
hakkında bazı şeylerin yanlış bilindiği ve mali kongrede alınan karardır. evet belki idari ve mali diye 2 ayrı ibra düzeni yoktur. ama galatasaray anayasasına yani tüzüğüne göre olağan mali genel kurulda 2 ayrı ibra yapılır. sorun tüzükte olabilir bu ayrı tartışmadır. ama o gün 2 ayrı ibra yapılmasaydı eğer asıl bu durum galatasaray tüzüğüne göre hukuksuzluktu. tüzük ile ilgili şikayetler zaten arşa ulaşmış durumda. demin de dediğim gibi ama bu tüzüğüe uyulmayacağı anlamına gelmez.
mevcut başkan(şimdilik) yıllardır tüzük tadil kurullarında yer almış ve tüzüğün değişmesi hususunda her zaman galatasaray kamuoyuna bu yönde açıklamalarda bulunmuştur. hatta kendisi de sırası ile adnan polat, duygun yarsuvat ve dursun özbek dönemlerini ibra etmediğini kürsüde söylemiştir.
şimdi bu bilgiler doğrultusunda bazı sorulara cevap arayalım. yıllarca tüzük tadil komitelerinde yer almış bir kişi, başkanlığa seçildikten sonra neden tüzük tadile gitmez? şikayet ettiğin ve camiada tanınmana vesile olan tüzük değişikliğini en yetkili ve görece güçlü olduğun halde neden camianın huzuruna sunmadın?
ibrasızlık hukuksuzluk ise sen ibra etmediğinde diğer yönetimleri, hukuksuzluk guguksuzluk mu olmuş oluyor?
eğer mevzu bahis mali genel kurulda, ibra edilmediğin zaman ortalığı" hukuk ayaklar altına alındı"diye ayağa kaldırıyorsan eğer ibra edilseydin yine aynı tarz açıklama yapacak mıydın yoksa gövde gösterisi mi yapacaktın işte camianın bana sonsuz desteği vb temalı?
10 ay önce 2500 küsür gibi hem de 2 liseli başkan adayına karşı rekor oyla seçilmişken, neden 10 ay sonra senin için akşama kadar orada bekleyecek sana inanmış bir kitlen olmadı camiada? hiç düşündün mü?
ayrıca gün boyu süren konuşmaları, üyelerin sorularını ve bunlara yönetimin cevaplarını kaç kişi takip etti bilmiyorum. benim ve çok yakın bir kaç dostumun ki tribün de en az 15-20 senemiz beraber geçen, o gün oraya gittiğimizde asla ibra etmemek gibi bir düşünce aklımızdan geçmiyordu. evet yönetimin çok hatası vardı ve bu konular hakkında görüş bildirmek, üslubuna uygun tartışmalara girmek kafamızda vardı. ama o gün gerek başkanın ve kurullarının hiç bir eleştiriye doğru düzgün cevap verememesi, vermemeyi seçmesi, hiç bir galatasaray başkanında olmayan ya da bizim şahit olmadığımız diyelim, genel kurula tepeden bakma, argo vecizeler ile dalga geçme, konuşmasının başında ak dediğine sonuna gelmeden cümlenin kara demesine, hiç bir projeye başlayacağına dair somut veriler sunamamasına(ki hala hiç bir projeye ne başlandı ne de gündeme geldi yani değişen bir şey yok koca 2 senede) özellikle denetim kurulu başkanının" biz hazırlanamadık fazla" diyip koca galastasaray'ın sadece 2 sayfadan oluşan denetim raporunu kürsüde masaya atıp sonra yerine dönmesine ve şahsımın iyice sabrını taşıran galatasaray lisesi mezunu fenerbahçe taraftarı yeni bir üyenin(yaşı 45 i geçmiş aklına yeni gelmiş üye olmak bak sen) sicil kurulu üyesinin referansı ile üye olması ve bu mevzunun orada söz konusu fenerli şahsın yıllarca yatakhane arkadaşlığı yaptığı sedat doğan tarafından son ana kadar ismini vermeden " bakın x benim canımdır ciğerimdir, çocukluk arkadaşımdır, kardeşimdir ama fenerlidir ve bunu benden iyii bilen tek kişide sensindir" cümlelerine , şahsın üyeliği için referans olan sicil kurulu üyesinin tekrar kürsüye gelip bu durumu " ya tam öyle değil diyip" aslında öyle olduğunu ifade etmesi, mali verilerde derneğin borcunun, şuan ödenemeyecek seviyelere gelen miktarının arttığını o bilançolarda görmemiz ve buna yine tatmin edici cevap verilememesi gibi onlarca sebep ortaya çıktı ibra edilmemesine.
bu kadar olumsuz durum, cevap verilemeyen soru, bilinmezlik yaratan bir yönetimin ama hala görevde kalması o gün de bugün de galatasaray'ın aleyhine bir durumdur. bizi yok olmaya hadi abartmayayım ama küçülmeye, sıradanlığa, vasatlığa götürmektedir.
tekrar söylüyorum o gün orada ibra edilmemek, ibra etmemek hukuksuzluk veya darbe değildi. her şey yazılı kurallara, galatasaray tüzüğüne göre yapıldı. ilk satırlarımda da bahsettiğim gibi tüzükte tartışma yaratan maddeler olabilir. o zaman değiştirilmesi için adım atılsın. neden atılmıyor veya atılmadı eski tüzük tadil komisyonunun başkanı tarafından?
mevcut başkan(şimdilik) yıllardır tüzük tadil kurullarında yer almış ve tüzüğün değişmesi hususunda her zaman galatasaray kamuoyuna bu yönde açıklamalarda bulunmuştur. hatta kendisi de sırası ile adnan polat, duygun yarsuvat ve dursun özbek dönemlerini ibra etmediğini kürsüde söylemiştir.
şimdi bu bilgiler doğrultusunda bazı sorulara cevap arayalım. yıllarca tüzük tadil komitelerinde yer almış bir kişi, başkanlığa seçildikten sonra neden tüzük tadile gitmez? şikayet ettiğin ve camiada tanınmana vesile olan tüzük değişikliğini en yetkili ve görece güçlü olduğun halde neden camianın huzuruna sunmadın?
ibrasızlık hukuksuzluk ise sen ibra etmediğinde diğer yönetimleri, hukuksuzluk guguksuzluk mu olmuş oluyor?
eğer mevzu bahis mali genel kurulda, ibra edilmediğin zaman ortalığı" hukuk ayaklar altına alındı"diye ayağa kaldırıyorsan eğer ibra edilseydin yine aynı tarz açıklama yapacak mıydın yoksa gövde gösterisi mi yapacaktın işte camianın bana sonsuz desteği vb temalı?
10 ay önce 2500 küsür gibi hem de 2 liseli başkan adayına karşı rekor oyla seçilmişken, neden 10 ay sonra senin için akşama kadar orada bekleyecek sana inanmış bir kitlen olmadı camiada? hiç düşündün mü?
ayrıca gün boyu süren konuşmaları, üyelerin sorularını ve bunlara yönetimin cevaplarını kaç kişi takip etti bilmiyorum. benim ve çok yakın bir kaç dostumun ki tribün de en az 15-20 senemiz beraber geçen, o gün oraya gittiğimizde asla ibra etmemek gibi bir düşünce aklımızdan geçmiyordu. evet yönetimin çok hatası vardı ve bu konular hakkında görüş bildirmek, üslubuna uygun tartışmalara girmek kafamızda vardı. ama o gün gerek başkanın ve kurullarının hiç bir eleştiriye doğru düzgün cevap verememesi, vermemeyi seçmesi, hiç bir galatasaray başkanında olmayan ya da bizim şahit olmadığımız diyelim, genel kurula tepeden bakma, argo vecizeler ile dalga geçme, konuşmasının başında ak dediğine sonuna gelmeden cümlenin kara demesine, hiç bir projeye başlayacağına dair somut veriler sunamamasına(ki hala hiç bir projeye ne başlandı ne de gündeme geldi yani değişen bir şey yok koca 2 senede) özellikle denetim kurulu başkanının" biz hazırlanamadık fazla" diyip koca galastasaray'ın sadece 2 sayfadan oluşan denetim raporunu kürsüde masaya atıp sonra yerine dönmesine ve şahsımın iyice sabrını taşıran galatasaray lisesi mezunu fenerbahçe taraftarı yeni bir üyenin(yaşı 45 i geçmiş aklına yeni gelmiş üye olmak bak sen) sicil kurulu üyesinin referansı ile üye olması ve bu mevzunun orada söz konusu fenerli şahsın yıllarca yatakhane arkadaşlığı yaptığı sedat doğan tarafından son ana kadar ismini vermeden " bakın x benim canımdır ciğerimdir, çocukluk arkadaşımdır, kardeşimdir ama fenerlidir ve bunu benden iyii bilen tek kişide sensindir" cümlelerine , şahsın üyeliği için referans olan sicil kurulu üyesinin tekrar kürsüye gelip bu durumu " ya tam öyle değil diyip" aslında öyle olduğunu ifade etmesi, mali verilerde derneğin borcunun, şuan ödenemeyecek seviyelere gelen miktarının arttığını o bilançolarda görmemiz ve buna yine tatmin edici cevap verilememesi gibi onlarca sebep ortaya çıktı ibra edilmemesine.
bu kadar olumsuz durum, cevap verilemeyen soru, bilinmezlik yaratan bir yönetimin ama hala görevde kalması o gün de bugün de galatasaray'ın aleyhine bir durumdur. bizi yok olmaya hadi abartmayayım ama küçülmeye, sıradanlığa, vasatlığa götürmektedir.
tekrar söylüyorum o gün orada ibra edilmemek, ibra etmemek hukuksuzluk veya darbe değildi. her şey yazılı kurallara, galatasaray tüzüğüne göre yapıldı. ilk satırlarımda da bahsettiğim gibi tüzükte tartışma yaratan maddeler olabilir. o zaman değiştirilmesi için adım atılsın. neden atılmıyor veya atılmadı eski tüzük tadil komisyonunun başkanı tarafından?