6
son yıllarda ligimizin avrupa ile hem maddi güç hem sahada oynanan futbolun kalitesi anlamında makasın açıldığı lafı söyleniyor. bir kulüp yöneticisi bu sorunun cevabını hiç düşündümü acaba.? avrupadan farklı olarak biz neyi yapamıyoruz.? yapmadığımız veya yapamadığımız bir sürü şey var. ama hiç yapmadığımız veya en kötü yaptığımız icraat görev yapan yönetimlerin oluşturdukları transfer komiteleridir.
bu komiteler iki türlü çalışır genelde. ya parayı basarlar 1 milyon maaş alan 3 milyonluk oyuncuyu 7-8 milyona alıp, 3-4 milyon maaş verip takımı kurarlar. takım şampiyon olursa günü kurtarırlar hatta transfer sihirbazı ilan edilirler. ama arkalarında enkaz bırakırlar. doğru bir sistem ve düşünce ile yönetilmediğimiz için avrupadan erken havlu atıp dönüyoruz ve sadece yurt içi gelirlerden altına girdiğimiz yüklü borçları ödemeye çalışıyoruz. tabi ki iki yıl sonra musluk yetmiyor ve ederinden fazlaya aldığımız oyuncuya yine hakettiğinden fazla maaş verdiğimiz için ya zararına satıyoruz yada alacaklarına karşılık serbest bırakıyoruz. bizim gibi ffp'ye takılmazsan 4-5 yılda bir aynı şeyi yaparsın kuş taşa çarparsa ya uclden gruptan çıkarsın veya uefada çeyrek - yarı final görürsün. görüldüğü gibi bir sürdürülebilirliği yok. tutarsa şampiyon oluyorsun ama sonraki yönetime dağ gibi borç bırakıp kulübü 5 yıl geriye götürüyorsun.
diğer türlü çalışanlar ise daha kötü. yurt dışı bağlantıları olmadığı için ve kaynak yaratamadığı için sadece bağlantısı olduğu menajerin eline bakar.ve genelde aynı isimler etrafında dolanılır. veya yurt içinden tanıdığı, iş bağlantılarının olduğu kulüp yöneticileriyle görüşüp oyuncu alır. .dışardan aldığı oyuncu menajerin insafına kalmış. son gün can havliyle kapısını çalarsın oda torbadan sana ne çıkarırsa ona razı oluyorsun. yurt içinden aldığı yetersiz oyuncuyada yine ederinden fazla para verir iki yıl sonra elinde patlar. bu komite bana bir hayli tanıdık geliyor neyse boşverelim şimdi onu.
iki türlü komisyonun çalışma tarzının sonunda ışık yok. ilki en iyi ihtimalle günü kurtarır sonrası yok. ikincisinin hiçbir izahı yok.
bana göre bir kulübün transfer işleriyle uğraşan görevlisi veya komitesi 1 milyonluk oyuncuyu 5 milyona almayacak. 500 binlik oynayan adama 2 milyon maaş vermeyecek. 5 milyonluk adamıda 2 milyona satmayacak. yurt içi ve yurtdışı bağlantıları güçlü olacak. satmak istediğin oyuncuya talip bulacak. ikna kabiliyeti olacak, iletişimi üst düzey olacak. hızlı bir şekilde işi bitirecek. düşünmediğin oyuncuyu karla olmuyorsa en az zararla elden çıkaracak. teknik heyet istediği ismi ve kullanabileceği meblağı verecek bu çerçevede işi bitirebilecek. işinin ehli olacak profesyonel olacak. gerekirse içerden veya dışardan bu işi yapabilecek adamı veya adamları bulup transfer edeceksin.
ve en önemlisi bu komiteyi sadece mevcut yönetim seçmeyecek. işi bilen, geleceği düşünen, vizyonlu bir yönetim bir şekilde doğruları bulabilir ama futboldan ve futbolun yönetiminden uzak bir yönetim gelir aynı teraneyi yine yaşatır. divan kurulu mu devreye girer, futbolun içinden gelen üyelerin oluşturduğu bir komisyon mu kurulur başka bir çözüm yolu mu bulunur onu bilmiyorum ama bu transfer komitesi kesinlikle ve kesinlikle görevde ki yönetimlere bırakılmamalıdır.
bu komiteler iki türlü çalışır genelde. ya parayı basarlar 1 milyon maaş alan 3 milyonluk oyuncuyu 7-8 milyona alıp, 3-4 milyon maaş verip takımı kurarlar. takım şampiyon olursa günü kurtarırlar hatta transfer sihirbazı ilan edilirler. ama arkalarında enkaz bırakırlar. doğru bir sistem ve düşünce ile yönetilmediğimiz için avrupadan erken havlu atıp dönüyoruz ve sadece yurt içi gelirlerden altına girdiğimiz yüklü borçları ödemeye çalışıyoruz. tabi ki iki yıl sonra musluk yetmiyor ve ederinden fazlaya aldığımız oyuncuya yine hakettiğinden fazla maaş verdiğimiz için ya zararına satıyoruz yada alacaklarına karşılık serbest bırakıyoruz. bizim gibi ffp'ye takılmazsan 4-5 yılda bir aynı şeyi yaparsın kuş taşa çarparsa ya uclden gruptan çıkarsın veya uefada çeyrek - yarı final görürsün. görüldüğü gibi bir sürdürülebilirliği yok. tutarsa şampiyon oluyorsun ama sonraki yönetime dağ gibi borç bırakıp kulübü 5 yıl geriye götürüyorsun.
diğer türlü çalışanlar ise daha kötü. yurt dışı bağlantıları olmadığı için ve kaynak yaratamadığı için sadece bağlantısı olduğu menajerin eline bakar.ve genelde aynı isimler etrafında dolanılır. veya yurt içinden tanıdığı, iş bağlantılarının olduğu kulüp yöneticileriyle görüşüp oyuncu alır. .dışardan aldığı oyuncu menajerin insafına kalmış. son gün can havliyle kapısını çalarsın oda torbadan sana ne çıkarırsa ona razı oluyorsun. yurt içinden aldığı yetersiz oyuncuyada yine ederinden fazla para verir iki yıl sonra elinde patlar. bu komite bana bir hayli tanıdık geliyor neyse boşverelim şimdi onu.
iki türlü komisyonun çalışma tarzının sonunda ışık yok. ilki en iyi ihtimalle günü kurtarır sonrası yok. ikincisinin hiçbir izahı yok.
bana göre bir kulübün transfer işleriyle uğraşan görevlisi veya komitesi 1 milyonluk oyuncuyu 5 milyona almayacak. 500 binlik oynayan adama 2 milyon maaş vermeyecek. 5 milyonluk adamıda 2 milyona satmayacak. yurt içi ve yurtdışı bağlantıları güçlü olacak. satmak istediğin oyuncuya talip bulacak. ikna kabiliyeti olacak, iletişimi üst düzey olacak. hızlı bir şekilde işi bitirecek. düşünmediğin oyuncuyu karla olmuyorsa en az zararla elden çıkaracak. teknik heyet istediği ismi ve kullanabileceği meblağı verecek bu çerçevede işi bitirebilecek. işinin ehli olacak profesyonel olacak. gerekirse içerden veya dışardan bu işi yapabilecek adamı veya adamları bulup transfer edeceksin.
ve en önemlisi bu komiteyi sadece mevcut yönetim seçmeyecek. işi bilen, geleceği düşünen, vizyonlu bir yönetim bir şekilde doğruları bulabilir ama futboldan ve futbolun yönetiminden uzak bir yönetim gelir aynı teraneyi yine yaşatır. divan kurulu mu devreye girer, futbolun içinden gelen üyelerin oluşturduğu bir komisyon mu kurulur başka bir çözüm yolu mu bulunur onu bilmiyorum ama bu transfer komitesi kesinlikle ve kesinlikle görevde ki yönetimlere bırakılmamalıdır.