• 1
    herhangi bir futbol takımının kadrosunun yeterli, yani o takımı hedeflediği başarılara ulaştırabilecek yetkinliğe sahip olup olmadığı problematiğidir.
    kuşkusuz, bir takımın kadrosunun yeterlilik düzeyi göreceli bir kavramdır, yüzde yüz olarak nesnel ölçütlere göre değerlendirilemez, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
    fakat, şu da bir gerçek ki futbol basit bir oyundur, önemli olan da zaten basit olanı yapabilmektir.
    bu kısa girizgahı yaptıktan sonra, tamamen öznel kriterlere göre, kendi görüşlerimi yazacağım bu hususta.
    bu konuda benle farklı düşünenler, benden daha doğru analizleri yapacak olanlar veya benden daha teknik ve daha iyi bir üslupla bu hususu ifade edenler, kadro yeterliliği hakkında benim düşünemediklerimi düşünenler çıkacaktır mutlaka, onlar da bu başlığa katkıda bulunurlarsa mutlu olurum açıkçası.
    kadro yeterliliği hakkındaki fikirlerimi yazmadan önce şunu söylemek isterim ki kanımca bir takımın kadrosunun yeterli kabul edilmesi, o takımı başarıya götürecek yegane etmen olarak ele alınamaz.
    çok yetenekli bir teknik direktör, elindeki oyuncu grubunu birbiriyle uyumlu şekilde kullanarak, onların görece eksik yönlerini oyun sistematiğiyle kapatarak ve iyi yapabildikleri şeyleri öne çıkararak kadronun yeterli hale gelmesini sağlayabilir.
    ama yine de kadrosunun yeterli olması, başlı başına teknik direktörün işini kolaylaştıran bir durumdur.
    kısacası bir takımın hedeflediği başarıya ulaşması için gereken faktörler, yeterli kadro, kadroyu gerektiği gibi kullanabilen, elindeki oyunculardan azami ölçüde verim alabilen bir teknik direktör ve oyuncuların, teknik direktörlerinin onlara oynatmak istediği oyunu kabullenmeleri, özümsemeleridir.
    ben bu faktörlerden sadece kadro yeterliliğini ele almak istiyorum; zira konumuz kadro yeterliliği.
    benim kendi futbol görüşüm ve anlayışım doğrultusunda kadro yeterliliği için belirlediğim belli birtakım kıstaslar var.
    bu kıstaslar:
    -nicelikli kadro
    -nitelikli kadro
    -derinlikli, dengeli ve şişkin olmayan kadro
    -çok yönlü oyuncuları bünyesinde barındıran kadro
    -takım kadrosunda belirli mevkilerde farklı spesifik özellikleri olan oyuncuların olması
    -genç ve tecrübeli oyuncuların doğru şekilde harmanlanmış olduğu bir kadro
    -olabildiğince düşük maliyetli kadro
    -esnek bir kadro, yani çeşitli dizilişlere, sistemlere uyum sağlamakta sıkıntı yaşamayacak veya en az yaşayacak düzeyde bir kadro
    -kısmen de olsa teknik direktörün isteklerine cevap verebilecek bir kadro
    yukarıda yazdığım kriterin başına "kısmen de olsa" söz öbeğini eklememin nedeni, bir teknik direktörün oyun repertuarında tek bir oyunun olmaması gerekliliğidir.
    bir teknik direktör, sakat veya kart cezasından ya da herhangi başka bir nedenden ötürü oyuncu eksikliği yaşıyorsa veya birkaç oyuncu formsuzsa, bunların dışında takımı, onun oynatmak istediği oyuna cevap vermiyor veya vermekte güçlük yaşıyorsa, esnek bir şekilde başka sistemleri de deneyebilmelidir şüphesiz.
    ancak, muhakkak ki takımın bütçesine uygun olmak kaydıyla, teknik direktörün de kafasındaki oyun şablonunu uygulamayı istemesi ve bu doğrultuda belli başlı mevki ya da mevkilere oyuncu alınmasını istemesi en tabii hakkıdır.
    kendi subjektif görüşlerime göre belirlemiş olduğum kriterleri biraz açmak isterim.
    nicelikli kadro:
    futbol takımının sahip olduğu kadronun, sayıca yeterli olması, sezon genelinde o takıma eksiklik yaşatmayacak kadar çok oyuncuya sahip olması durumudur.
    bir takımın kadrosu hiç şüphesiz, sezon genelini taşıyabilecek, en azından stabil ve mümkün olduğunca performansını ivmeli şekilde artıracak doğrultuda kurgulanmalıdır.
    tabii ki geniş kadronun performans düşüklüğü yaşamaması, sezon başındaki yaz kampında verilecek olan doğru kondisyon yüklemesiyle doğru orantılıdır.
    aynı zamanda, teknik direktörler yapacakları tercihlere göre oyuncuları değiştirerek de oynatabilir, sabit bir kadroyla da oynayabilir.
    rotasyonun takımı nasıl etkileyeceği, ancak teknik direktörün bileceği durumdur; çünkü takımla tüm hafta beraber olan, antrenmanları yaptıran, oyuncuların anlık, günlük, haftalık, aylık fiziki ve mental durumlarını en iyi bilen teknik direktördür.
    işte bu nedenle, ben futbolu takip etmeye başladığımdan beri;, teknik direktörlerin sahaya sürdükleri kadro hakkında konuşmanın futbola katkı sağlamadığına inanıyorum.
    bununla beraber, teknik direktörün gereğinden fazla rotasyona başvurması, takımın ahengine zarar verebileceği gibi; tam tersine gerekli rotasyonları yapmaması veya elinde olmayan nedenlerle(sakatlık, kart cezası ve sair faktörler) yapamaması da oyuncuların fizik ve mental açıdan yorulmalarına, dolayısıyla performans düşüklüğü yaşamalarına yol açabilir.
    nicelikli kadroya sahip olduktan sonra, top artık teknik direktördedir, teknik direktörün kadronun nicelik açısından zengin olması durumunu doğru kullanabilmesi gerekmektedir.
    nicelik sıkıntısı çeken bir kadroya sahip olan futbol takımının ne tür acı tecrübeler yaşayacağını, ne yazık ki 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçında görmüş olduk.
    o maçta harry kewell stoper oynamak durumunda kalmıştı ve 2-0 önde geçtiğimiz 56 dakikadan sonra 2-3 yenilerek uefa avrupa ligi'ne veda etmiştik.
    gerçi semih kaya o maçta oynamalı mıydı, bu da bir değerlendirme konusu, bana sorarsanız oynamalıydı.
    nitelikli kadro:
    takım kadrosunda yer alan oyuncuların, ister forvet, ister defans oyuncusu olsun, ister iki yönlü orta saha oyuncusu olsun, isterse bek veya kanat oyuncusu olsun, yetenekli, maça oyun aklı koyan, günümüz futbol taktiklerine hakim, tek bir mevkiye bağlanıp kalmak yerine maç içerisinde çeşitli mevkilerde dönüşümlü olarak oynayabilen, teknik, iyi pas yapan, birinci, ikinci ve üçüncü bölgeler arasında bağlantı oyuncusu olabilen, hücumda half space'leri gerek atacağı paslarla, gerekse yapacağı koşularla ya da konumlanacağı noktalarla doğru kullanan, nerede ne tür pas atacağını, nerede ne zaman konumlanacağını, ne zaman sprint atacağını bilen, savunmada alan kapatabilen, tackle (müdahale ile rakipten top kazanma) yapabilen, altılı, beşli, dörtlü veya üçlü savunma oynandığında, her durumda yüksek pozisyon bilgisiyle oynayabilecek birikimde olan, set oyununu ve hızlı geçiş oyununu özümsemiş oyuncular olması gerekmektedir.
    kısaca ifade etmek gerekirse, yeterli kadronun özelliklerinden biri de kadroda yer alan oyuncuların kaliteli olmasıdır.
    derinlikli, dengeli ve şişkin olmayan kadro:
    başarıya ulaşmak isteyen bir takımın kadrosu öncelikle derinliğe sahip olmalıdır.
    oyuncuların sayısal yeterliliği başlı başına yeterli olamaz derinlikli bir kadroya sahip olabilmek için.
    bu sayısal yeterliliğin asimetrik şekilde mevkilere dağılmaması, aksine homojen bir şekilde mevkilere dağılmış olması gerekir olabildiğince.
    derinlikli olduğu kadar, dengeli bir kadroya sahip olmak gereklidir. yani ideal 11 oyuncularıyla, rotasyon oyuncuları arasında uçurumlar olmamalı, hatta mümkün olduğunca az farklar olmalıdır ki, neredeyse kim ideal 11 oyuncusu, kim rotasyon oyuncusu, anlaşılması zor bir hale gelsin.
    gereğinden fazla sayıda futbolcuya sahip olmak da olumsuz bir durumun varlığına işaret eder.
    kadro şişkin hale geldiğinde; forma şansı bulamayan oyuncular maç ritmini kaybedebilir ve moral açıdan düşebilirler.
    şişkin kadro, doğrudan kadro dengesiyle ilintilidir ve şişkin kadro, dengeli kadroyu olumsuz etkiler.
    çok yönlü oyuncuları bünyesinde barındıran kadro:
    kuşkusuz, pek çok mevkide birbirine yakın performans verebilen, hatta oynadığı çeşitli mevkilerde, sanki her mevkisi asıl yeriymiş gibi oynayabilen oyuncuların varlığı, bir teknik direktörün elini rahatlatır.
    bir takımda ne kadar çok joker diyebileceğimiz oyuncu olursa, o takımın oyunu da o denli esneklik kazanır ve muhtemel eksik oyuncuların olduğu durumda, takımın alışık olduğu oyunun işlemesine yardımcı olur.
    takım kadrosunda belirli mevkilerde farklı spesifik özellikleri olan oyuncuların olması :
    bir futbol takımının kadrosunda, herhangi bir mevkide birbirinden değişik özelliklere sahip oyuncuların var olması gerekliliği durumudur.
    eğer bu önemli kriter sağlanabilirse, teknik direktör elindeki kadroyu maç içerisinde yapacağı değişik hamlelerle farklı oyun şablonlarına oturtabilir, takım oyun geçişlerini gerektiği gibi gerçekleştirebilir.
    birkaç örnek verecek olursak:
    pırpır kanat oyuncusu ile pasör ve içeri girerek oynayabilen, merkez orta saha özellikleri taşıyan tipte kanat oyuncularının varlığı, o takımın asimetrik 4-4-2 oynamasını sağlar.
    veya bir takımın hem dominant santrfora hem de savunma arkasına koşu atabilen, süratli santrfora sahip olması, o takımın yerine göre tek santrfor, maç zora girdiğinde ise çift santrfor oynamasını sağlar.
    genç ve tecrübeli oyuncuların doğru şekilde harmanlanmış olduğu bir kadro:
    bu hususta aslında fazla söze gerek yok.
    tecrübeli oyuncular, genç oyuncuların gelişimi açısından her zaman büyük role sahiptir.
    genç futbolcular, antrenmanlarda, maçlarda tecrübeli takım arkadaşlarından gördüklerini, kendi oyunculuk özellikleriyle harmanlayarak, daha başarılı olma şansını yakalarlar.
    bu hususta dikkat çekilmesi gereken en önemli şey, pozisyon bilgisi, oyun bilgisidir.
    genç oyuncular, tecrübeli oyunculardan bu konuda pek çok şey öğrenirler.
    olabildiğince düşük maliyetli kadro:
    bu konu da zaten gayet açık.
    takımlar, kadrolarını kurarken en az harcama ile en yeterli kadroyu kurmak için çabalamalıdır.
    bu noktada, altyapıların önemi karşımıza çıkar.
    futbol takımlarının altyapılarına büyük önem vermeleri ve oyuncuların gelişimlerine destek olmaları, onlara sabır göstermeleri, onların eksik yönlerini sürekli dile getirip onları üzmek yerine, genç oyuncuların olumlu yönlerinden bahsederek onları şevklendirmeleri gerekir.
    şüphesiz, oyuncuların eksikliklerinin giderilmesi için çalışmalar yapılmalı, ama genç futbolculara yapılacak tüm eleştiriler yapıcı karakterde olmalıdır, tıpkı tecrübeli oyuncularda olduğu gibi.
    esnek bir kadro, yani çeşitli dizilişlere, sistemlere uyum sağlamakta sıkıntı yaşamayacak veya en az yaşayacak düzeyde bir kadro:
    işte bu özellik gerçekten çok ama çok önemli benim için bir futbolsever olarak.
    bir futbol takımının kadrosu, olabildiğince esnek yapıda ve çeşitli oyun sistemlerine, farklı dizilişlere yatkın nitelikte olmalıdır.
    takımların kadrolarının esnek olmamaları, o takıma sezon içerisinde çok büyük sıkıntılar çektirebilir.
    kanımca bunun en büyük örneği, içinde bulunduğumuz premier league 2020-2021 sezonundaki everton takımıdır.
    everton teknik direktörü carlo ancelotti, bu sıkıntıyı bu sezon yaşamakta.
    deneyimli teknik adam, sezona dörtlü savunma ile başladı.
    sonra üçlü savunmaya döndü ve sonuç alamayınca tekrar dörtlü savunmaya dönme kararı aldı.
    fakat, maalesef coleman ve digne sakatlandı ve godfrey ile holgate'i bek olarak kullanmak zorunda kaldı.
    halbuki bek olarak kullanmak durumunda kaldığı her iki oyuncu da stoper orijinli oyunculardı.
    ancelotti'nin oyununda bekler hücuma katkı veren özellikte olmalılar ve bu bek oyuncuları, topu rakibe bırakarak geçiş oyunu oynayan takımların savunmalarını enine doğru genişletmeliler ki kapalı savunmaları açabilsin everton.
    holgate ve godfrey, bu tip oyuncular olmadıklarından ötürü ancelotti, çok doğru bir hamleyle proaktif oyundan reaktif oyuna geçti.
    topa sahip olmayı ön planda tutan bir oyun tarzından, top rakibe geçtiğinde topu almak için özel bir çaba göstermek yerine, topu rakibe bırakan ve topun kendisinde olduğu kısıtlı zaman diliminde girdiği pozisyonları gole çevirerek maç kazanmaya çalışan bir takım oluşturdu, sözün özü topun kıymetini bilen bir takım. :)
    kısmen de olsa teknik direktörün isteklerine cevap verebilecek bir kadro:
    öncelikle, neden "kısmen de olsa" dediğimi yukarıda açıkladığımı hatırlatmak istiyorum.
    takım kadrosunun, teknik direktörün zihnindeki oyun formatına olabildiğince uygun olması gerekir.
    bununla beraber, teknik direktör de esnek bir şekilde futbol oyununa bakmalı ve zaman zaman oyuncuya göre sistem, zaman zaman sisteme göre oyuncu mantığını benimsemelidir.
    burada amaç, hiç kuşkusuz takımın faydasıdır, teknik direktörler de doğal olarak kendisini ve takımını başarıya taşıyacak tercihi ince eleyip sık dokuyarak yapabilmelidir.
    yılların tecrübesi ancelotti, yukarıda sözünü ettiğim sıkıntıları işte bu teknik direktörlük yeteneğiyle aştı ve üst üste galibiyetler alarak takımını düzlüğe çıkarıp nefes aldırmayı bildi.
    sonuç:
    sadece dinleyerek elde edebildiğim futbol bilgime dayanarak, "kadro yeterliliği" konusunu incelemeye çalıştım.
    görsel açıdan ifade etmemin mümkün olmadığı şeyleri diğer sözlük yazarlarımız tamamlayabilirler.
    entry'yi sonlandırırken önemli olduğuna inandığım şu birkaç hususu da belirtmeden geçmeyeyim.
    kadro yeterliliği, başta da söylediğim gibi son derece göreceli bir kavramdır ve kişiden kişiye değişken özellik gösteren bir konudur.
    takım kadrosu, o takımın teknik direktörünün futbola yaklaşımından bağımsız olarak ele alınamaz asla.
    şu da kesin bir gerçek ki benim değerlendirmelerim, teorik, kağıt üzerinde, ütopik ve olması gereken hususlar.
    bu yazdıklarımın tamamının bir araya gelmesi ve mükemmel bir yapının ortaya çıkması bence pek olası değil.
    futbol tarihi boyunca, ne müthiş takımlar, ne müthiş teknik direktörler gördük.
    ama her şeyiyle mükemmel, %100 eksiksiz bir takım olmadı hiçbir zaman.
    bundan sonra da olacağını beklemek fazla iyimserlik olur.
    amaç, hiç kuşkusuz azami ölçüde kriterleri sağlamak ve mümkün mertebe yeterli bir kadro kurabilmektir.
    son sözü de gönül verdiğim sarı-kırmızı renkler için, galatasaray'ım için söyleyeyim.
    galatasaray'ımızın, kadro konusunda yaşadığı en büyük zorluk nicelik sorunu kanımca.
    kadromuzda alternatif eksikliği mevcut ve yukarıda sözünü ettiğim, takım kadrosunda belirli mevkilerde farklı spesifik özellikleri olan oyuncuların olması durumu bizde yok.
    örneğin taylan antalyalı olmayınca orada donk oynuyor ama donkla taylan'ın özellikleri aynı değil, oyunculuk özelliklerinde belirgin farklar var.
    hal böyle olunca, taylan oynayamadığında pas bağlantılarını yapamıyoruz; zira onun yerine oynatacağımız alternatif bir registamız yok.
    bu durumda geriden oyun kurarken sıkıntı yaşıyoruz.
    o zaman çözüm ne? tabii ki uzun vurup hedef santrforu devreye sokmak.
    ama ne yazık ki net bir target man oyuncumuz da yok, santrforlarımızın özellikleri daha farklı.
    işte bu şekilde tıkanıklık oluyor oyunumuzda ve hücumda üretken olamıyoruz, rakip yarı alana yerleşemiyoruz ve geriden topla çıkarken baskıyı kıramıyoruz.
    bunların sonucunda da kapalı savunmaları aşamıyoruz.
    uzun lafın kısası, kadro yeterliliği, bir takımı başarıya götüren en temel faktörlerin başında gelir.
    kesinlikle bir teknik direktörün takımına etkisi yadsınamaz, aksine ben her takımın teknik direktör takımı olarak başarı yakalayabileceğini savunan bir futbolseverim.
    ama teknik direktörlerin kendi takımını oluşturması, kendi oyununu uygulaması için kadrosunun yeterli olması gerekir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın