• 611
    elle yazılsa senaryoyu beğenmeyip, 'hasiktir lan, böyle şey mi olur?' diyeceğimiz bir hikayeye konu maç. ancak burada anlatılanların hepsi gerçek.

    bir gece öncesi, aralık ayının 10'unda mevsim normallerinin gayet üzerinde seyreden bir hava şartlarında ilerlerken, ne olduysa üç, bilemedin dört dakikada dünya futbol tarihinde emsali pek rastlanılmamışcasına her şey değişti. sanki yukarıdan birisi duruma el atıp, 'dur ulan bu böyle olmayacak, şuna bi el atayım' demişcesine durumlar değişti. daha o gece hakemin etrafında toplanan juventusluların ağız birliğiyle yan çizmelerine şahit oluşumuzdan anladık ertesi günü nasıl çamura yatacaklarını.

    bok gibi başlayan bir sezonda, futbol dışındaki gelişmelerin galatasaray'ın iki önemli aktörleri arasındaki didişmenin neticlerinin mecburen sahaya sirayet ettiği, geçen iki güzel sezonun izlerinin yavaş yavaş silineceğinden habersiz, alelade bir maç gibi gözüküyordu takvimde. teknik direktörlük becerisi tartışılır, insanlığı tartışılmaz bir isim olan italyan roberto mancini'nin galatasaray'ı, kendi ülkesinden bir takımı ağırlayacağı zaman böyle dramatik ancak epey güzel bir neticeden habersizdi herkes. zira akıl sınırlarını zorlayacak, tahayyül edilebilecek cinsten bir şey değildi. evvelsi gece 32. dakikası gelmeden tehir edilen karşılaşma, başlıkta yazar tarihte saat 15.00 civarı kaldığı yerden devam edilecekti. sonuna bir veyahut iki dakikayı geçmeyen bir ekleme ile saat 15.15 civarı noktalanan ilk yarı bitip, 15.30'da başlayan ikinci yarı ile beraber epik sona doğru yavaş yavaş ilerliyorduk. önce afrika ulusal kahramanı didier drogba ile şöyle bir sarsıp, günümüzde 43 yaşında hala daha file bekçiliği yapan gianluigi buffon'u geçemesek de -şahsen söylüyorum bunu- pek üzerine düşülmemişti. zira grubun öteki maçının* galatasaray'ı uefa avrupa ligi son 32 turuna taşıyacağı netice, skorun nasıl olursa olsun galatasaray eşrafını üzmeyeceği şekilde şartları hazırlamıştı zaten. bu duruma sonradan değineceğim, gökhan zan sağ olsun, ayarı vermişti birçoklarına.

    ancak ne olduysa 85. dakikadan çıkıp 86'e doğru giderken oldu. umut bulut'un ceza sahasını karıştırma amacıyla gönderdiği uzun top, tam da o amaca hizmet etti ve dünya futbol tarihinin en iyi komple santraforlarından birisi drogba'nın, galatasaray 10 numarası wesley sneijder'in önüne eliyle koymuş gibi indirmesiyle 2010'lu yılların bana göre en güzel maçını tayin etmiş oldu. göt kadar odada, 51 ekran saba marka gri renkli tüplü televizyon karşısında hayatımın en mutlu anlarından/günlerinden birisini yaşayacağımı tahmin bile edemezdim. tek başıma oturduğum ikili kanepeye sarılmışlığım bile var. öyle bir sevinç, öyle bir coşku!

    sırf bu maçın hatrına mancini'yi, riera'yı, burada da çokçe eleştirmişliğim olan chedjou'yu iyi hatırlamaya çalışırım. drogba'yı, eboue'yi, maç sonrası tarihi nutkuyla gökhan zan'ı söylemeye bile gerek yok. ancak burada aslan payı aslan portakalın. sevgili wesley sneijder, sırf bu maçın hatrına seni asla kötü yad etmeyeceğim. üzerinden 7 sene geçmiş bu maçın hala daha o günden sonra netincesine en sevindiğim maç olarak kalması sen ve senin gibi karakterli sporcuların sayesinde. sneijder denince çoğu kişinin aklına fenerbahçe maçları veya fener ağlama geyiği geliyor belki, ancak benim aklıma direkt beyaz bir istanbul gününde ikindi vaktindeki bu büyüleyici maç ve gol geliyor. allah razı olsun. gerçi ligde epey sıçmıştınız takım olarak, ama olsun, canınız sağ olsun.

    https://gss.gs/qN1.jpg

    bu adam üç sene kadar önce şampiyonlar ligi kupası kazanmış bir adam. gruptan çıkma maçında gösterdiği sevince bak.

    gökhan zan konusuna değineyim. bu maçın 0-0 bitmesi bizi uefa avrupa ligi son 32 turuna atmaya yetiyordu. avrupa'dan elenmemek adına gayet kabul edilebilir bir netice olan bu skor yerine, 1-0'lık galibiyetle şampiyonlar ligi'nde son 16'ya kalmanın önemini kavratan bir açıklama yaptı cam adam. zaten bu maç ve akabindeki konuşmasıyla bu lakabında küçük bir rötuş oldu ve can adama terfi etti. o günden sonra avrupa'da mücadele etmenin galatasaray için ne demek olduğunu gayet güzel bir şekilde idrak etmiş oldum.

    https://gss.gs/Yq5.jpg

    o kadar anlattık, bir de kulübün resmi kanalından maçın hikayesi gelsin.

    bir kış gecesi rüyası:

    https://www.youtube.com/watch?v=xOxZ4RudYGM

    düzeltme: anlatım bozukluğu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın