30
hem oyun hem skor olarak beni çok fena yamulttu juve. bu maçta yaptıklarının yarısını bile beklemiyordum onlardan... ve tabii ki pirlo'dan. o yüzden bu maçı üç başlık altında analiz etmek gerek.
1. pirlo
takımın başına geldiğinden bu yana abartmıyorum ilk defa adamakıllı bir yönetim sergiledi. 28 ekim'deki juve-barça maçında düştüğü hataların hemen hiçbirine düşmedi... ki zaten o maçta dünyanın en kötü hocalık örneğini sergilediği için tekrar etmesi de pek mümkün değildi. o maçtan sonra şöyle yazmıştım: (bkz: andrea pirlo/#3004591)
şimdi bu abimizin tezinde de bahsettiği üzere kafasında geçişli bir formasyon fikri var. "defans hattım hücum ederken 3'lüye, savunma yaparken 4'lüye dönsün" diyor. aslında başarabilse rakipler için ölümcül olabilecek bir sistem bu. allegri bu yöntemle 2017'de şl'de finale kadar çıkarmıştı takımı. amma velakin... o kadroyla bu kadro bir mi be kardeşim? 2017'de allegri'nin elinde hepsi fit alex sandro-chiellini-bonucci-barzagli-dani alves beşlisi vardı. şu an o kalitede bir oyuncu grubu var mı senin elinde? neyse... dün gece gördük ki pirlo efendi bu sevdasından nihayet vazgeçip halis muhlis bir 3-5-2'yle maça çıktı. pas haritasında kabak gibi görünüyor.
https://gss.gs/e2K.jpg
bence en takdir edilesi kararı buydu ama şunları da ekleyebiliriz: danilo'yu sol değil, sağ stoperde oynatması; cuadrado varken bir de kulusevski'yle dybala'yı oynatıp tüm takımı sağ kanada yıkmaması; arthur'u regista olarak oynatması (süperdi valla); mckennie'yi ilk maçtaki gibi kanatta (ahahah) değil de box to box olarak oynatması...
değişiklikleri de yerinde ve zamanında yaptı. yukarıda yazdım, şaka değil, daha bir ay önceki ilk maçta kulusevski'yi çıkarıp mckennie'yi oyuna almıştı bu adam... büyük gelişme var.
kendine puanım 8.
2. juventus
bu maçı sadece pirlo üstünden okumak elbette yanlış olur. 2-0 kaybettikleri ilk maçla bu maç arasındaki oyun ve skor farkının oluşmasında o maçta oynamayıp bu maçta ilk xi çıkan 3 kişi çok önemliydi bence.
ilk maçtan sonra pirlo'yla ilgili şöyle yazmıştım: "...pirlo hayatımda gördüğüm en kötü hoca performanslarından birinin öznesi olduğu için dayanamadım. çıkardığı xi, çorba gibi formasyon, oyuncuları konuşlandırdığı saçma sapan mevkiler, maç boyunca sağ kanattaki kulusevski, cuadrado ikilisinin üstüne binen dybala ve buna seyirci kalması, ezim ezim ezilen takımına müdahale etmek için tamı tamına 75 dakika boyunca bekleyip kulusevski-mckennie değişikliğini yapması vs. pirlo’yla ilgili düşüncelerimi bayağı netleştirdi. yine de de ligt ve ronaldo takıma girdikten sonra ne yapacak, biraz da onu bekleyelim. hiç ümidim yok ama bakalım."
ve de ligt'le ronaldo gerçekten de büyük fark yarattılar. ronaldo'yu anlatmaya gerek yok. tam şampiyonlar ligi hayvanı. dün topla olağanüstü şeyler mi yaptı, hayır ama
-ilk penaltıyı kendisi aldırdı.
-ikinci golde iki barçalıyı davar gibi arkasından sürükleyerek mckennie'nin bomboş kalmasını sağladı.
-iki güzel penaltı attı. (penaldo menaldo bilmem ben, herif süper vuruyor topa ve bunu yapamayan tonla oyuncu var.)
de ligt'e gelince ülkemizdeki (bende de bolca mevcut) merih sevgisinden dolayı bu çocuğa bariz haksızlık yapılıyor ama büyük bir takım için merih'ten daha komple bir stoper. ajax altyapısında yetişip daha akıl baliğ bile olmadan kaptan olacak kadar çok maça çıkmasının bunda payı büyük tabii. merih'ten daha serinkanlı ve merih'e göre topla arası daha iyi. (gerçi bu özelliğini merih de çok geliştirdi son zamanlarda.)
fakat ne ronaldo ne de de ligt... benim adını bile anmadığım ve artık ölü gözüyle baktığım alex sandro çok şey kattı dün juve'ye. şayet o olmasaydı yukarıda paylaştığım pas haritasının sol kısmı olmazdı ve cuadrado'nun canı çıkardı dün gece. tabii burada iki senedir sol beksiz sezona başlayan juve yönetiminin beyinsizliği ön plana çıkıyor. görünen o ki alex sandro'nun sağlık durumu juve'nin bu sezonki performansında büyük bir etmen olacak.
bunlar dışında hakkı bolca yenen ama bence juve'yle acayip bir ten uyumu olan morata, 2015 model vidal gibi oynayıp hem messi'ye hem de jong'a kene gibi yapışan mckennie, juve'nin orta sahada yıllardır aradığı akışkanlığı sağlayan arthur ve de "asıl goat benim" diye bağıran 43'lük buffon... bunların hepsi çok ama çok iyiydi.
3. barcelona
ben yıllardır la liga'yı ne izler ne de takip ederim. ntvspor zamanında ileri derecede tiksinmiştim çünkü. hatta şöyle söyleyeyim, açık kanalda el classico yayınlansa göz ucuyla bile bakmam şu an sanırım. dolayısıyla barça kadrosunun son durumundan haberim yoktu ve...
aman allahım! bu ne lan böyle? lenglet denen adam nasıl stoper oynayabilir barça'da abi? kurtarıcı olarak nasıl braithwaite girebilir kenardan? hem braithwaite kim amk?
hepsini geçtim koşmaya, top oynamaya mecali yoktu hiçbirinin. nerede o atletico'daki hayvan griezmann, nerede dünkü sevimsiz hayalet? nerede ajax'tayken rakip fark etmeksizin oyunu dikte eden de jong, nerede dünkü meslek lisesinden ders kırıp halı sahaya çıkmış gibi top tepikleyen de jong?
(dembele'nin, fati'nin ve pique'nin sakat olması da ellerini çok zayıflatmıştı tabii. bir de pjanic'le arthur'u takaslayan yönetici kimse idamla falan yargılanması lazım katalan çadır mahkemelerinde.)
çok ama çok büyük bir devrim yapılması şart. hatırlayanlar vardır; 90'ların sonu, 00'lerin başında dehşetengiz bir hollandalı istilası vardı barça'da ve burunları boktan kurtulmazdı. o açıdan ronaldinho ve etoo transferleri bir milat olmuş, takım 2000'lerin sonunda ikinci defa cozutunca başa getirilen guardiola adeta robespierre gibi kanlı bir şekilde düzeni tekrar tesis etmişti. aynı tarifenin uygulanması şart.
son olarak dünkü oyundan sonra messi'ye "bitmiş" falan diyorlar da bence her şeye rağmen maçın en iyisi yine oydu. yazıyır bitirirken bir mesaj da ona yollayayım: ronaldo juve'de, zlatan milan'dayken sana düşen inter'e gitmektir leo. huzur inter'de:
https://gss.gs/vCS.jpg
1. pirlo
takımın başına geldiğinden bu yana abartmıyorum ilk defa adamakıllı bir yönetim sergiledi. 28 ekim'deki juve-barça maçında düştüğü hataların hemen hiçbirine düşmedi... ki zaten o maçta dünyanın en kötü hocalık örneğini sergilediği için tekrar etmesi de pek mümkün değildi. o maçtan sonra şöyle yazmıştım: (bkz: andrea pirlo/#3004591)
şimdi bu abimizin tezinde de bahsettiği üzere kafasında geçişli bir formasyon fikri var. "defans hattım hücum ederken 3'lüye, savunma yaparken 4'lüye dönsün" diyor. aslında başarabilse rakipler için ölümcül olabilecek bir sistem bu. allegri bu yöntemle 2017'de şl'de finale kadar çıkarmıştı takımı. amma velakin... o kadroyla bu kadro bir mi be kardeşim? 2017'de allegri'nin elinde hepsi fit alex sandro-chiellini-bonucci-barzagli-dani alves beşlisi vardı. şu an o kalitede bir oyuncu grubu var mı senin elinde? neyse... dün gece gördük ki pirlo efendi bu sevdasından nihayet vazgeçip halis muhlis bir 3-5-2'yle maça çıktı. pas haritasında kabak gibi görünüyor.
https://gss.gs/e2K.jpg
bence en takdir edilesi kararı buydu ama şunları da ekleyebiliriz: danilo'yu sol değil, sağ stoperde oynatması; cuadrado varken bir de kulusevski'yle dybala'yı oynatıp tüm takımı sağ kanada yıkmaması; arthur'u regista olarak oynatması (süperdi valla); mckennie'yi ilk maçtaki gibi kanatta (ahahah) değil de box to box olarak oynatması...
değişiklikleri de yerinde ve zamanında yaptı. yukarıda yazdım, şaka değil, daha bir ay önceki ilk maçta kulusevski'yi çıkarıp mckennie'yi oyuna almıştı bu adam... büyük gelişme var.
kendine puanım 8.
2. juventus
bu maçı sadece pirlo üstünden okumak elbette yanlış olur. 2-0 kaybettikleri ilk maçla bu maç arasındaki oyun ve skor farkının oluşmasında o maçta oynamayıp bu maçta ilk xi çıkan 3 kişi çok önemliydi bence.
ilk maçtan sonra pirlo'yla ilgili şöyle yazmıştım: "...pirlo hayatımda gördüğüm en kötü hoca performanslarından birinin öznesi olduğu için dayanamadım. çıkardığı xi, çorba gibi formasyon, oyuncuları konuşlandırdığı saçma sapan mevkiler, maç boyunca sağ kanattaki kulusevski, cuadrado ikilisinin üstüne binen dybala ve buna seyirci kalması, ezim ezim ezilen takımına müdahale etmek için tamı tamına 75 dakika boyunca bekleyip kulusevski-mckennie değişikliğini yapması vs. pirlo’yla ilgili düşüncelerimi bayağı netleştirdi. yine de de ligt ve ronaldo takıma girdikten sonra ne yapacak, biraz da onu bekleyelim. hiç ümidim yok ama bakalım."
ve de ligt'le ronaldo gerçekten de büyük fark yarattılar. ronaldo'yu anlatmaya gerek yok. tam şampiyonlar ligi hayvanı. dün topla olağanüstü şeyler mi yaptı, hayır ama
-ilk penaltıyı kendisi aldırdı.
-ikinci golde iki barçalıyı davar gibi arkasından sürükleyerek mckennie'nin bomboş kalmasını sağladı.
-iki güzel penaltı attı. (penaldo menaldo bilmem ben, herif süper vuruyor topa ve bunu yapamayan tonla oyuncu var.)
de ligt'e gelince ülkemizdeki (bende de bolca mevcut) merih sevgisinden dolayı bu çocuğa bariz haksızlık yapılıyor ama büyük bir takım için merih'ten daha komple bir stoper. ajax altyapısında yetişip daha akıl baliğ bile olmadan kaptan olacak kadar çok maça çıkmasının bunda payı büyük tabii. merih'ten daha serinkanlı ve merih'e göre topla arası daha iyi. (gerçi bu özelliğini merih de çok geliştirdi son zamanlarda.)
fakat ne ronaldo ne de de ligt... benim adını bile anmadığım ve artık ölü gözüyle baktığım alex sandro çok şey kattı dün juve'ye. şayet o olmasaydı yukarıda paylaştığım pas haritasının sol kısmı olmazdı ve cuadrado'nun canı çıkardı dün gece. tabii burada iki senedir sol beksiz sezona başlayan juve yönetiminin beyinsizliği ön plana çıkıyor. görünen o ki alex sandro'nun sağlık durumu juve'nin bu sezonki performansında büyük bir etmen olacak.
bunlar dışında hakkı bolca yenen ama bence juve'yle acayip bir ten uyumu olan morata, 2015 model vidal gibi oynayıp hem messi'ye hem de jong'a kene gibi yapışan mckennie, juve'nin orta sahada yıllardır aradığı akışkanlığı sağlayan arthur ve de "asıl goat benim" diye bağıran 43'lük buffon... bunların hepsi çok ama çok iyiydi.
3. barcelona
ben yıllardır la liga'yı ne izler ne de takip ederim. ntvspor zamanında ileri derecede tiksinmiştim çünkü. hatta şöyle söyleyeyim, açık kanalda el classico yayınlansa göz ucuyla bile bakmam şu an sanırım. dolayısıyla barça kadrosunun son durumundan haberim yoktu ve...
aman allahım! bu ne lan böyle? lenglet denen adam nasıl stoper oynayabilir barça'da abi? kurtarıcı olarak nasıl braithwaite girebilir kenardan? hem braithwaite kim amk?
hepsini geçtim koşmaya, top oynamaya mecali yoktu hiçbirinin. nerede o atletico'daki hayvan griezmann, nerede dünkü sevimsiz hayalet? nerede ajax'tayken rakip fark etmeksizin oyunu dikte eden de jong, nerede dünkü meslek lisesinden ders kırıp halı sahaya çıkmış gibi top tepikleyen de jong?
(dembele'nin, fati'nin ve pique'nin sakat olması da ellerini çok zayıflatmıştı tabii. bir de pjanic'le arthur'u takaslayan yönetici kimse idamla falan yargılanması lazım katalan çadır mahkemelerinde.)
çok ama çok büyük bir devrim yapılması şart. hatırlayanlar vardır; 90'ların sonu, 00'lerin başında dehşetengiz bir hollandalı istilası vardı barça'da ve burunları boktan kurtulmazdı. o açıdan ronaldinho ve etoo transferleri bir milat olmuş, takım 2000'lerin sonunda ikinci defa cozutunca başa getirilen guardiola adeta robespierre gibi kanlı bir şekilde düzeni tekrar tesis etmişti. aynı tarifenin uygulanması şart.
son olarak dünkü oyundan sonra messi'ye "bitmiş" falan diyorlar da bence her şeye rağmen maçın en iyisi yine oydu. yazıyır bitirirken bir mesaj da ona yollayayım: ronaldo juve'de, zlatan milan'dayken sana düşen inter'e gitmektir leo. huzur inter'de:
https://gss.gs/vCS.jpg
