504
covid olması sebebiyle 1 hafta ekranlardan uzak kalıp, galatasaray'a saçma sapan sektirmeye fırsat bulamayınca yine övülmeye başlanan yorumcu.
kendisi hasta olmasa şimdi "galatasaray maçlarının hakemleri araştırılsın, rize maçındaki penaltı penaltı değil, artık yeter, fatih terim'in ceza alması lazım" diye saçma sapan şu an bas bas bağırıyor olurdu. yahu hakemlik hiçbir olayın olmadığı maçta "marcao'ya sarı verilmedi, hakemler marcao'ya dikkat etsin, insan 1 sarı vermez mi ya" diye 1 ay her program, her maçtan sonra aralıksız sayıkladı bu adam. diğer leblebi, fıstık, etkisiz elemanları saymazsan şeytan ile beraber medyadaki en büyük galatasaray düşmanı bu adam. yeri geldiğinde rıdvan da fenere sektiriyor, galatasaray'ı övüyor. bu mu yani kriter?
futbol hakkında bilgisi olmadığından işin hep magazin boyutunu kahve ağzıyla anlatıp, iki taklit yapıp beğeni topluyor ya vallahi delirmemek elde değil. adam bildiğin holigan, galatasaray'dan bahsederken gözü dönüyor, daha 1 tane fb maçında şu penaltı ucuzdu, şunun kırmızı kartı vardı dediğini 1 kere duymadım ama hayal dünyasında yaşanan marcao'nun sarı kartlık pozisyonu için uyuyamaz. asla fb'nin zararına olacak bir açıklama, itiraf yapmaz, takıntılı bir şekilde galatasaray'a saldırır. yanına koydukları sözde galatasaray'ı temsil eden yorumcular da bu adamın algı çalışmalarına, karalamalarına, ithamlarına karşı sığır gibi bakar, yalandan güler, bazen katılırlar. 40 yılın başı gık demeye kalksan da kibariye'nin annesi gibi feryat figan bağırır çağırır. adam sana düşman yahu, galatasaray'ın durumu o dönem iyiyse gözünü kan bürüyor adamın bahsederken. kaşı, gözü şekil değiştiriyor, ellerini koyacak yer bulamıyor.
burada hakkında yazılanları da şok içerisinde okuyorum. şöyle hikayeleştiriyormuş, şöyle güzel anlatıyormuş. şu adama "halk adamı, dobra adam lafını esirgemez" yakıştırmalarını kim nasıl yerleştirdi onu da anlamıyorum. sanki serdar ali çelikler değil de ata demirer, mehmet ali erbil bana. adamın göbeğini masaya koyup anırmasından başka halka yakınlığı yok, esirgemez dediği lafları da sana zarar vermek, kendi takımına da yarar sağlarken eserigemiyor. yaptığı muhabbeti en yakın kahvede yapacak en az 3 tane dayı var. tipi kendisine benzeyeni bile bulabilirsiniz. bu neyin yokluğu?
kendisi hasta olmasa şimdi "galatasaray maçlarının hakemleri araştırılsın, rize maçındaki penaltı penaltı değil, artık yeter, fatih terim'in ceza alması lazım" diye saçma sapan şu an bas bas bağırıyor olurdu. yahu hakemlik hiçbir olayın olmadığı maçta "marcao'ya sarı verilmedi, hakemler marcao'ya dikkat etsin, insan 1 sarı vermez mi ya" diye 1 ay her program, her maçtan sonra aralıksız sayıkladı bu adam. diğer leblebi, fıstık, etkisiz elemanları saymazsan şeytan ile beraber medyadaki en büyük galatasaray düşmanı bu adam. yeri geldiğinde rıdvan da fenere sektiriyor, galatasaray'ı övüyor. bu mu yani kriter?
futbol hakkında bilgisi olmadığından işin hep magazin boyutunu kahve ağzıyla anlatıp, iki taklit yapıp beğeni topluyor ya vallahi delirmemek elde değil. adam bildiğin holigan, galatasaray'dan bahsederken gözü dönüyor, daha 1 tane fb maçında şu penaltı ucuzdu, şunun kırmızı kartı vardı dediğini 1 kere duymadım ama hayal dünyasında yaşanan marcao'nun sarı kartlık pozisyonu için uyuyamaz. asla fb'nin zararına olacak bir açıklama, itiraf yapmaz, takıntılı bir şekilde galatasaray'a saldırır. yanına koydukları sözde galatasaray'ı temsil eden yorumcular da bu adamın algı çalışmalarına, karalamalarına, ithamlarına karşı sığır gibi bakar, yalandan güler, bazen katılırlar. 40 yılın başı gık demeye kalksan da kibariye'nin annesi gibi feryat figan bağırır çağırır. adam sana düşman yahu, galatasaray'ın durumu o dönem iyiyse gözünü kan bürüyor adamın bahsederken. kaşı, gözü şekil değiştiriyor, ellerini koyacak yer bulamıyor.
burada hakkında yazılanları da şok içerisinde okuyorum. şöyle hikayeleştiriyormuş, şöyle güzel anlatıyormuş. şu adama "halk adamı, dobra adam lafını esirgemez" yakıştırmalarını kim nasıl yerleştirdi onu da anlamıyorum. sanki serdar ali çelikler değil de ata demirer, mehmet ali erbil bana. adamın göbeğini masaya koyup anırmasından başka halka yakınlığı yok, esirgemez dediği lafları da sana zarar vermek, kendi takımına da yarar sağlarken eserigemiyor. yaptığı muhabbeti en yakın kahvede yapacak en az 3 tane dayı var. tipi kendisine benzeyeni bile bulabilirsiniz. bu neyin yokluğu?
