3227
mümkünse bizden kimseyi milli takıma alma. diğer milli takımların teknik heyetinden de aynı şeyi rica ediyorum. bu takım, bu kulüp ülkeye avrupa şampiyonası'nda çeyrek fimal, dünya kupası'nda yarı final başarıları yaşattı.
ne mustafa denizli, ne şenol güneş sakın ola bu başarıya çöreklenmesin. makine gibi işleyen bir takıma yapılan iki üç ekleme ile elde edilmesi gayet olağan başarılardır bunlar. gerçi okan-emre-suat gibi bir üçlü varken, yetmezse yurt dışında forma giyen tugay varken tayfur havutçu gibi bir vasata forma şansı vermek de anca sizin gibilerin yapacağı işti.
geçmişte galatasaray milli takıma şu kadar oyuncu verirdi; ama artık birkaç oyuncu bile göndermekte zorlanıyor laflarına kulak asmıyorum. avrupa ve dünya şampiyonası elemeleri yetmezmiş gibi nations league saçmalığıyla oyuncuların üzerindeki yük daha da artıyor. üstelik futbol artık bir endüstri haline gelmişken milyon eurolar saydığın bir adam gidip afrika'da sakatlanıyor ve sezonu kapatıyorsa bunun kabul edilebilir bir yanı yok. o ülke federasyonu tıkır tıkır o oyuncu yüzünden uğranılan zararı kulübe ödemelidir. federasyonlar bu riske girmek istemiyorsa da genç ve geleceği parlak isimlerle milli takım havuzu oluşturabilirler. bundan ötürü miili takımlara çok fazla oyuncu vermenin bir gurur meselesi olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyorum. şenolcum, mümkünse ömer'i de yormasın.
galatasaray taraftarı dışındaki ülkenin diğer kesimi, kulüp ve milli takımlar bazında tüm o başarıları yaşatan adamları fetöcü olarak adlandırmıyor mu? şikeci lekesini göstermemek için himmet gibi abuk sabuk iftiralar atmaya çalışmıyor mu? o halde altyapıdan yetiştirsinler, ilk 11'de şans versinler, milli takım iskeletini oluştursunlar, dünya kupasında da final oynatabilirlerse bizden büyük başarı elde etmişler sayarım. o güne kadar bizim sayemizde elde ettikleri başarıyla avunsunlar. şenol'un sayesinde değil, şenol'a rağmen dünya üçüncüsü olmuş kadronun galatasaray spor kulübü kadrosu olduğunu unutmasınlar.
ne mustafa denizli, ne şenol güneş sakın ola bu başarıya çöreklenmesin. makine gibi işleyen bir takıma yapılan iki üç ekleme ile elde edilmesi gayet olağan başarılardır bunlar. gerçi okan-emre-suat gibi bir üçlü varken, yetmezse yurt dışında forma giyen tugay varken tayfur havutçu gibi bir vasata forma şansı vermek de anca sizin gibilerin yapacağı işti.
geçmişte galatasaray milli takıma şu kadar oyuncu verirdi; ama artık birkaç oyuncu bile göndermekte zorlanıyor laflarına kulak asmıyorum. avrupa ve dünya şampiyonası elemeleri yetmezmiş gibi nations league saçmalığıyla oyuncuların üzerindeki yük daha da artıyor. üstelik futbol artık bir endüstri haline gelmişken milyon eurolar saydığın bir adam gidip afrika'da sakatlanıyor ve sezonu kapatıyorsa bunun kabul edilebilir bir yanı yok. o ülke federasyonu tıkır tıkır o oyuncu yüzünden uğranılan zararı kulübe ödemelidir. federasyonlar bu riske girmek istemiyorsa da genç ve geleceği parlak isimlerle milli takım havuzu oluşturabilirler. bundan ötürü miili takımlara çok fazla oyuncu vermenin bir gurur meselesi olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyorum. şenolcum, mümkünse ömer'i de yormasın.
galatasaray taraftarı dışındaki ülkenin diğer kesimi, kulüp ve milli takımlar bazında tüm o başarıları yaşatan adamları fetöcü olarak adlandırmıyor mu? şikeci lekesini göstermemek için himmet gibi abuk sabuk iftiralar atmaya çalışmıyor mu? o halde altyapıdan yetiştirsinler, ilk 11'de şans versinler, milli takım iskeletini oluştursunlar, dünya kupasında da final oynatabilirlerse bizden büyük başarı elde etmişler sayarım. o güne kadar bizim sayemizde elde ettikleri başarıyla avunsunlar. şenol'un sayesinde değil, şenol'a rağmen dünya üçüncüsü olmuş kadronun galatasaray spor kulübü kadrosu olduğunu unutmasınlar.