1221
bu maçı hiçbir zaman iyi hatırlayamayacağım, moralimi bozan, hatta uzunca bir süre derbi izlemeyecek olmamda payı çok büyüktür.
yıllar sonra gelen bu harika galibiyetin benim açımdan hikayesi sonraki süreçte baya dramatik ve travma dolu olmuştur. hemen açıklayayım.
maçın ilk yarısında evden izlerim diyerek yayın aramış, bulduğum hiçbir yayının çalışmaması sonucu, arayan kız arkadaşımın telefonunu "zaten maçı izleyemiyorum bari kızı mutlu edelim" diyerek açıp ufak çaplıda olsa showumuzu icra ettikten sonra telefon kapanmış ve 5 dakika sonra beraberliği sağlayan golü atmıştık.
yılların verdiği galibiyet hasreti ile bu işe el atmaya karar verdim ve kız arkadaşıma: "seni aradığımda bu telefonu muhakkak aç, bu gün bu maçı kazanıcaz, seni arıyorum 5 dakika sonra gol atıyoruz bu işte bir iş var" diyerek devre arası hazırlığımı yaptım. önce sıkı bir şekilde giyinip maçı dışarıda izlemek için dışarı çıktım, ancak gittiğim her yerde kalabalık bir grupla maç izleyecek olmak canımı sıktı. nickimden anlaşılacağı üzere çocukluğumdan beri futbol ulemaları arasında maç izlemekten artık yaşında getirmiş olduğu tahammülsüzlük ile o işleri bıraktım.
daha sonra uzunca bir bulvarda yürümeye başladım, maçı sadece twitterdan takip ediyor, yazılanlara bakıyor , sık sık sözlüğe girip buradaki yorumlara bakıp kendime pozitif duygular almaya çalışıyordum. maçın devre arasında evden çıktığımda 3000 olan adım sayar, 70 dakika itibari ile 15 bine yaklaşmış, o akşamı bilen bilir soğugunda etkisiyle dizlerim agrımaya başlamış ve sözlükte okuduğum kadarı ile maç rolantiye bağlanmış. dedim zamanı geldi. 2 dakikaya seni arayacağım mesajını gönderdim, bi sigara yaktım , 74. dakika itibari ile arkadaşımla konuşurken bu maçı kazanmamız lazım kaç sene oldu, valla bu seferde 5 dakikada gol atarsak dile benden ne dilersen dedim, bı kaç dakıka sohbet ettikten sonra kapattık. derken twitterda penaltı yazanları görmemle elim ayağım kesildi.
bana göre hakem kesin bir bahane bulup iptal edecekti, hemen bir sigara daha yakıp beklemeye koyuldum. "kim atacak, ya kaçırırsa , kesin kaçar bu penaltı" düşünceleri ile artık 10 dakika ara ile 2. sigaramı zorla içmiş ve beklemedeydim. derken geldi gol haberi. uzun bir bulvarda yol kenarında maç takip ediyorum, havadan dolayı sokaktaki tek insanım. golü attığımızda hemen arkadaşıma mesajla mutlu haberi verdim "ama daha 10 dakika var yine arıyıcam seni" dedim. derken başladım yürümeye hepimiz için o geçen 17 dakika zaten 170 dakikaya bedeldi, maçı takip etmeye mecalim kalmamıştı heyecandan, ya gol yersek bu kadar yaklaştık düşüncesi ile 90 dakikada verilen uzatmaları görünce mecali kalmayan ben, bu sefer bir çıkar için değil sevdiğinin sesini duyup sakinlemek için aramıştım arkadaşımı. yine birkaç dakika konuşabildik ve kapattık. derken bulvardan evime doğru yürümeye başladım, adım sayar 20 bini geçmişti, yolda onyekurunun gol haberi gelince artık tarif edilemez duygularla ne yorgunluk, ne üşüme kaldı. arkadaşımı arayıp sevincimi onunla paylaştım. unutulmaz bir akşamdı, hatta tarihi bir akşamdı.
gel gelelim sözlük, bahsettiğim arkadaşımla 10 yıllık bir birlikteliğimiz vardı, bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldık ve kendisi seneye başka biri ile evlenecek. her şeyi onunla paylaşabildiğim için 10 yıl birlikte kalabildik, ama artık yaşayan bir ölü gibi. bu maçı her gördüğümde aklıma gelen şeyler bunlar. dolayısıyla üzüyor bu maç beni be sözlük. yıllar sonra gelen galibiyetin hikayesini unutmak istiyorum.
zaten aşklar hep yalan dolan
sonu hep acı hüsran
biz her sevdadan geriye kalan
sadece galatasaray
yıllar sonra gelen bu harika galibiyetin benim açımdan hikayesi sonraki süreçte baya dramatik ve travma dolu olmuştur. hemen açıklayayım.
maçın ilk yarısında evden izlerim diyerek yayın aramış, bulduğum hiçbir yayının çalışmaması sonucu, arayan kız arkadaşımın telefonunu "zaten maçı izleyemiyorum bari kızı mutlu edelim" diyerek açıp ufak çaplıda olsa showumuzu icra ettikten sonra telefon kapanmış ve 5 dakika sonra beraberliği sağlayan golü atmıştık.
yılların verdiği galibiyet hasreti ile bu işe el atmaya karar verdim ve kız arkadaşıma: "seni aradığımda bu telefonu muhakkak aç, bu gün bu maçı kazanıcaz, seni arıyorum 5 dakika sonra gol atıyoruz bu işte bir iş var" diyerek devre arası hazırlığımı yaptım. önce sıkı bir şekilde giyinip maçı dışarıda izlemek için dışarı çıktım, ancak gittiğim her yerde kalabalık bir grupla maç izleyecek olmak canımı sıktı. nickimden anlaşılacağı üzere çocukluğumdan beri futbol ulemaları arasında maç izlemekten artık yaşında getirmiş olduğu tahammülsüzlük ile o işleri bıraktım.
daha sonra uzunca bir bulvarda yürümeye başladım, maçı sadece twitterdan takip ediyor, yazılanlara bakıyor , sık sık sözlüğe girip buradaki yorumlara bakıp kendime pozitif duygular almaya çalışıyordum. maçın devre arasında evden çıktığımda 3000 olan adım sayar, 70 dakika itibari ile 15 bine yaklaşmış, o akşamı bilen bilir soğugunda etkisiyle dizlerim agrımaya başlamış ve sözlükte okuduğum kadarı ile maç rolantiye bağlanmış. dedim zamanı geldi. 2 dakikaya seni arayacağım mesajını gönderdim, bi sigara yaktım , 74. dakika itibari ile arkadaşımla konuşurken bu maçı kazanmamız lazım kaç sene oldu, valla bu seferde 5 dakikada gol atarsak dile benden ne dilersen dedim, bı kaç dakıka sohbet ettikten sonra kapattık. derken twitterda penaltı yazanları görmemle elim ayağım kesildi.
bana göre hakem kesin bir bahane bulup iptal edecekti, hemen bir sigara daha yakıp beklemeye koyuldum. "kim atacak, ya kaçırırsa , kesin kaçar bu penaltı" düşünceleri ile artık 10 dakika ara ile 2. sigaramı zorla içmiş ve beklemedeydim. derken geldi gol haberi. uzun bir bulvarda yol kenarında maç takip ediyorum, havadan dolayı sokaktaki tek insanım. golü attığımızda hemen arkadaşıma mesajla mutlu haberi verdim "ama daha 10 dakika var yine arıyıcam seni" dedim. derken başladım yürümeye hepimiz için o geçen 17 dakika zaten 170 dakikaya bedeldi, maçı takip etmeye mecalim kalmamıştı heyecandan, ya gol yersek bu kadar yaklaştık düşüncesi ile 90 dakikada verilen uzatmaları görünce mecali kalmayan ben, bu sefer bir çıkar için değil sevdiğinin sesini duyup sakinlemek için aramıştım arkadaşımı. yine birkaç dakika konuşabildik ve kapattık. derken bulvardan evime doğru yürümeye başladım, adım sayar 20 bini geçmişti, yolda onyekurunun gol haberi gelince artık tarif edilemez duygularla ne yorgunluk, ne üşüme kaldı. arkadaşımı arayıp sevincimi onunla paylaştım. unutulmaz bir akşamdı, hatta tarihi bir akşamdı.
gel gelelim sözlük, bahsettiğim arkadaşımla 10 yıllık bir birlikteliğimiz vardı, bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldık ve kendisi seneye başka biri ile evlenecek. her şeyi onunla paylaşabildiğim için 10 yıl birlikte kalabildik, ama artık yaşayan bir ölü gibi. bu maçı her gördüğümde aklıma gelen şeyler bunlar. dolayısıyla üzüyor bu maç beni be sözlük. yıllar sonra gelen galibiyetin hikayesini unutmak istiyorum.
zaten aşklar hep yalan dolan
sonu hep acı hüsran
biz her sevdadan geriye kalan
sadece galatasaray