4308
kulübü mali açıdan iyi yönettiği algısı nasıl hala devam ediyor anlam veremiyorum. ilk 6 aylık dönemleri hariç tamamen başarısız bir yönetim sergilediler. idari olarak da mali olarak da başarısız bir yönetim sergilediler.
derneğin, sportif a.ş'ye borcu 1 milyar 4 milyon liraya çıktı. geçen sene aynı dönemde 542.7 milyon liraydı. %84,8 artış var. bu artışın döviz kurlarıyla bir alakası yok. kredilerimizin çoğunu bankalar birliği anlaşmasıyla liraya döndürdük hatta bu sayede geçen dönem 91,6 milyon tl kur farkı gideri oluşurken, bu dönem sadece 2 milyon tl kur farkı gideri oluştu.
ben asla hisse satmam diyen sayın başkan, ne yazık ki 30.026.475 adet hisseyi ortalama 2,30 tl’den sattı. gelecek dönem gelirlerimiz üzerinde 2 milyar 143 milyon tutarında temlik, teminat, nakit blokaj ve kefalet var. son 5 yıllık ortalama gelir üzerinden bakarsak kabaca 3 yıllık gelirimiz kadar, kar üzerinden bakarsak sonsuza kadar gibi görünen bir tutara imza atılmış. son 1 yılda mevcut kredi stoğu %59 artarken, teminat/rehin/ipotek pozisyonu %91 artış göstermiştir. 640.710.005 tl değerinde hisse senedi rehni tesis etmişiz. sayın başkan ben hisse satmam diyordu, hisseler satıldı. sayın başkan, ben kredi anlaşmalarına hisse senedi rehin tesis etmiyorum diyordu, elimizde kalan son hisseleri de rehin etmiş. bu tutar ne kadar hisseye tekabül ediyor diye bakarsak, 29 mayıs 2020 kapanış fiyatı olan 3,39 tl üzerinden tam 189 milyon adet hisse rehin vermişiz. hisse senedi satışından sonra derneğin, sportif a.ş'deki sahiplik oranı yüzde 60.86'ya geriledi.
ve bu kulüpte 1.5 yıldır mali genel kurul yapılmıyor. seçim kararı alınıyor ve yeni seçilecek yönetim kulübün mali açıdan ne durumda olduğunu göremiyor. seçim şu anda galatasaray'da öncelik olmamalı, mali genel kurul öncelik olmalı. neden 1.5 yıldır mali genel kurul'dan kaçılıyor?
yaptıkları ve yapamadıkları başarısız transferleri, tff ve rakiplerle olan iletişimleri, basınla ve camiayla olan iletişim sorunları, hocayla yaşanan sorunlar, vs. gibi son 2.5 yıldaki idari başarısızlıkları bir kenara bırakalım, bu yönetim kulübü maddi olarak da iyi yönetememiştir. seçildikleri dönemde her taraftarımız gibi çok destekledim, galatasaray'da mevcut olan düzeni değiştireceklerine inanmıştım, devrim yapacaklarına inanmıştım, lakin geldikleri nokta çok üzücü. dursun aydın özbek yönetimi ile beraber galatasaray tarihinin en başarısız yönetim kuruludur gözümde. hoca sayesinde alınan 2 şampiyonluk olmasa ömürleri 6 ay olmayacak bir yönetim kuruluydu, hoca sayesinde bugüne kadar o koltukta kaldılar. hocanın bundan sonra kimsenin ne yanındayım ne arkasındayım açıklaması boşuna değildi. ağırlığı olan bir yönetim olsa zaten o dakika hocanın görevine son verirdi, gerçi galatasaray'da herhangi bir yönetimin veya başkanın hocanın görevine son verebilme ihtimali yok.
idari ibrasızlık kararının mahkeme tarafından iptal edilmesini de şu şekilde yorumluyorum, tam anlamıyla hakim olmamakla birlikte dernekler kanununa göre idari ve mali açıdan ayrı ayrı ibrasızlık diye bir olay yok, galatasaray'da ise böyle bir ayrım var, kol kırılır yen içinde kalır anlayışı, mali açıdan ibra etmemek camia etiği açısından uygun bulunmuyor ve idari ibrasızlık yoluna gidiliyor, daha önce adnan polat da aynı durumu yaşamış ve yine mahkeme kararıyla bu ibrasızlık iptal edilmişti. hukukçu arkadaşlar bu konu hakkında daha detaylı yazacaklardır. anladığım kadarıyla hem mali hem de idari açıdan ibra edilmemiş olsalardı mahkeme iptal edemeyecekti bu kararı.
nasıl ki mahkemelerin şike davasını aklaması kamuoyu gözünde bir aklanmaya sebep olmadıysa, bu karar da mustafa cengiz yönetiminin genel kurul tarafından ibra edilmediği gerçeğini değiştirmeyecektir. mali genel kurul yapılsaydı galatasaray tarihine geçecekti bu yönetim, çift ibrasızlık yaşayan tek yönetim olacaklardı, tarihimizde başka bir örneği yok.
sayın başkan'ın öncelikli olarak yapması gereken mali genel kurul, mali açıdan hesabını verdikten sonra da seçimli genel kurulla birlikte görevini bırakmasıdır, hastalığıyla mücadele etmesidir, galatasaray'ın önünü açmasıdır. allah tez zamanda şifasını versin sayın başkanın. hasta bir insanın bu şekilde eleştirilmesini doğru bulmayanlar da var aramızda, lakin eleştiriğimiz kişi isminden bağımsız olarak galatasaray başkanı, son basın toplantısında kendisi de söyledi, görevinin başında durabilecek kadar sağlıklıysa eleştirilecektir de.
derneğin, sportif a.ş'ye borcu 1 milyar 4 milyon liraya çıktı. geçen sene aynı dönemde 542.7 milyon liraydı. %84,8 artış var. bu artışın döviz kurlarıyla bir alakası yok. kredilerimizin çoğunu bankalar birliği anlaşmasıyla liraya döndürdük hatta bu sayede geçen dönem 91,6 milyon tl kur farkı gideri oluşurken, bu dönem sadece 2 milyon tl kur farkı gideri oluştu.
ben asla hisse satmam diyen sayın başkan, ne yazık ki 30.026.475 adet hisseyi ortalama 2,30 tl’den sattı. gelecek dönem gelirlerimiz üzerinde 2 milyar 143 milyon tutarında temlik, teminat, nakit blokaj ve kefalet var. son 5 yıllık ortalama gelir üzerinden bakarsak kabaca 3 yıllık gelirimiz kadar, kar üzerinden bakarsak sonsuza kadar gibi görünen bir tutara imza atılmış. son 1 yılda mevcut kredi stoğu %59 artarken, teminat/rehin/ipotek pozisyonu %91 artış göstermiştir. 640.710.005 tl değerinde hisse senedi rehni tesis etmişiz. sayın başkan ben hisse satmam diyordu, hisseler satıldı. sayın başkan, ben kredi anlaşmalarına hisse senedi rehin tesis etmiyorum diyordu, elimizde kalan son hisseleri de rehin etmiş. bu tutar ne kadar hisseye tekabül ediyor diye bakarsak, 29 mayıs 2020 kapanış fiyatı olan 3,39 tl üzerinden tam 189 milyon adet hisse rehin vermişiz. hisse senedi satışından sonra derneğin, sportif a.ş'deki sahiplik oranı yüzde 60.86'ya geriledi.
ve bu kulüpte 1.5 yıldır mali genel kurul yapılmıyor. seçim kararı alınıyor ve yeni seçilecek yönetim kulübün mali açıdan ne durumda olduğunu göremiyor. seçim şu anda galatasaray'da öncelik olmamalı, mali genel kurul öncelik olmalı. neden 1.5 yıldır mali genel kurul'dan kaçılıyor?
yaptıkları ve yapamadıkları başarısız transferleri, tff ve rakiplerle olan iletişimleri, basınla ve camiayla olan iletişim sorunları, hocayla yaşanan sorunlar, vs. gibi son 2.5 yıldaki idari başarısızlıkları bir kenara bırakalım, bu yönetim kulübü maddi olarak da iyi yönetememiştir. seçildikleri dönemde her taraftarımız gibi çok destekledim, galatasaray'da mevcut olan düzeni değiştireceklerine inanmıştım, devrim yapacaklarına inanmıştım, lakin geldikleri nokta çok üzücü. dursun aydın özbek yönetimi ile beraber galatasaray tarihinin en başarısız yönetim kuruludur gözümde. hoca sayesinde alınan 2 şampiyonluk olmasa ömürleri 6 ay olmayacak bir yönetim kuruluydu, hoca sayesinde bugüne kadar o koltukta kaldılar. hocanın bundan sonra kimsenin ne yanındayım ne arkasındayım açıklaması boşuna değildi. ağırlığı olan bir yönetim olsa zaten o dakika hocanın görevine son verirdi, gerçi galatasaray'da herhangi bir yönetimin veya başkanın hocanın görevine son verebilme ihtimali yok.
idari ibrasızlık kararının mahkeme tarafından iptal edilmesini de şu şekilde yorumluyorum, tam anlamıyla hakim olmamakla birlikte dernekler kanununa göre idari ve mali açıdan ayrı ayrı ibrasızlık diye bir olay yok, galatasaray'da ise böyle bir ayrım var, kol kırılır yen içinde kalır anlayışı, mali açıdan ibra etmemek camia etiği açısından uygun bulunmuyor ve idari ibrasızlık yoluna gidiliyor, daha önce adnan polat da aynı durumu yaşamış ve yine mahkeme kararıyla bu ibrasızlık iptal edilmişti. hukukçu arkadaşlar bu konu hakkında daha detaylı yazacaklardır. anladığım kadarıyla hem mali hem de idari açıdan ibra edilmemiş olsalardı mahkeme iptal edemeyecekti bu kararı.
nasıl ki mahkemelerin şike davasını aklaması kamuoyu gözünde bir aklanmaya sebep olmadıysa, bu karar da mustafa cengiz yönetiminin genel kurul tarafından ibra edilmediği gerçeğini değiştirmeyecektir. mali genel kurul yapılsaydı galatasaray tarihine geçecekti bu yönetim, çift ibrasızlık yaşayan tek yönetim olacaklardı, tarihimizde başka bir örneği yok.
sayın başkan'ın öncelikli olarak yapması gereken mali genel kurul, mali açıdan hesabını verdikten sonra da seçimli genel kurulla birlikte görevini bırakmasıdır, hastalığıyla mücadele etmesidir, galatasaray'ın önünü açmasıdır. allah tez zamanda şifasını versin sayın başkanın. hasta bir insanın bu şekilde eleştirilmesini doğru bulmayanlar da var aramızda, lakin eleştiriğimiz kişi isminden bağımsız olarak galatasaray başkanı, son basın toplantısında kendisi de söyledi, görevinin başında durabilecek kadar sağlıklıysa eleştirilecektir de.