80
64. sıradayız, çok üzücü.
bizim için günlük başarılar, türkiye sınırları içindeki başarı vb. kıstas olmayacağına göre orta vadedeki önemli başarı göstergesidir. (son 5 yıl avrupa kupalarında toplanan puana göre yapılan sıralama)
üzerimizdeki bazı takımlar young boys, lodogorets, bate, slavia prag, apoel, brugge, genk, astana, marsilya, olympiakos, dinamo zagreb, lokomotiv, plzen, gent, kopenhag, kiev... bayern olalım, barca olalım hayali uzak. peki olympiakos, marsilya kadar da mı olamıyoruz?
başarısızlık tek kişinin sebep olduğu bir şey değil.
burada ve çeşitli ortamlarda sanki tek sorumlu terim yahut tek sorumlu mustafa cengiz yönetimi gibi davranan insanlar var. böylesine bir başarısızlık zincirleme hatalar sebebiyle meydana gelmiştir. dolayısıyla hem terim'in hem de cengiz ve yönetiminin hataları vardır diye düşünüyorum.
aslında bunu basit şekilde analiz etmenin formülü örnek üzerinden bence şöyle:
fc rangers'a uel ön elemesinde elenmenin sorumlusu terim'dir ancak turu geçip uel'ye kalsak ve terim optimum şekilde kadroyu kullansa dahi yarı final-final gibi noktalara ulaşmak pek olası değildi. bunun sorumlusu da yönetimdir. eğer takım ucl'de oynayamıyor, sağlam transferler yapamıyor, satmadan oyuncu alamıyor, elindeki imkanlar kısıtlı ise hem terim, hem cengiz ve yönetimi, hem de önceki yönetimlerin ve dolayısıyla galatasaray genel kurulunun hatası vardır. sorumluyu sadece tek kişi göstermek doğru değil.
çözüm nedir? bence yapılanmak. muslera, luyindama, taylan gibi bir takım omurgası belirleyip, bu omurganın etrafına taş gibi gençlerle mücadeleci bir takım kurmak. başarısızlıkta sabredecek mi taraftar deniliyor. böyle bir takım acaba gerçekten başarısız olur mu? bizim emin'lere, saracchi'lere ihtiyacımız var. feghouli, arda'lara değil. şimdiki takımdan daha mı kötü oluruz? fatih öztürk yerine berk balaban izlemek kötü mü olurdu? ozan kabak defalarca penaltıya sebep olduğunda kendisini bağrımıza basmadık mı?
bizim için günlük başarılar, türkiye sınırları içindeki başarı vb. kıstas olmayacağına göre orta vadedeki önemli başarı göstergesidir. (son 5 yıl avrupa kupalarında toplanan puana göre yapılan sıralama)
üzerimizdeki bazı takımlar young boys, lodogorets, bate, slavia prag, apoel, brugge, genk, astana, marsilya, olympiakos, dinamo zagreb, lokomotiv, plzen, gent, kopenhag, kiev... bayern olalım, barca olalım hayali uzak. peki olympiakos, marsilya kadar da mı olamıyoruz?
başarısızlık tek kişinin sebep olduğu bir şey değil.
burada ve çeşitli ortamlarda sanki tek sorumlu terim yahut tek sorumlu mustafa cengiz yönetimi gibi davranan insanlar var. böylesine bir başarısızlık zincirleme hatalar sebebiyle meydana gelmiştir. dolayısıyla hem terim'in hem de cengiz ve yönetiminin hataları vardır diye düşünüyorum.
aslında bunu basit şekilde analiz etmenin formülü örnek üzerinden bence şöyle:
fc rangers'a uel ön elemesinde elenmenin sorumlusu terim'dir ancak turu geçip uel'ye kalsak ve terim optimum şekilde kadroyu kullansa dahi yarı final-final gibi noktalara ulaşmak pek olası değildi. bunun sorumlusu da yönetimdir. eğer takım ucl'de oynayamıyor, sağlam transferler yapamıyor, satmadan oyuncu alamıyor, elindeki imkanlar kısıtlı ise hem terim, hem cengiz ve yönetimi, hem de önceki yönetimlerin ve dolayısıyla galatasaray genel kurulunun hatası vardır. sorumluyu sadece tek kişi göstermek doğru değil.
çözüm nedir? bence yapılanmak. muslera, luyindama, taylan gibi bir takım omurgası belirleyip, bu omurganın etrafına taş gibi gençlerle mücadeleci bir takım kurmak. başarısızlıkta sabredecek mi taraftar deniliyor. böyle bir takım acaba gerçekten başarısız olur mu? bizim emin'lere, saracchi'lere ihtiyacımız var. feghouli, arda'lara değil. şimdiki takımdan daha mı kötü oluruz? fatih öztürk yerine berk balaban izlemek kötü mü olurdu? ozan kabak defalarca penaltıya sebep olduğunda kendisini bağrımıza basmadık mı?