7596
hepimizin dahil olduğu ve belli bir kesimi hakkında naçizane bir özeleştiri yapmak istediğim taraftar gurubu. galatasaray taraftarının en sevdiğim yönü, içinde futbolu bilen kesimin diğer taraftar guruplarına göre çok daha yaygın olması. rakip başarıları dahil olmak üzere, bunları değerlendirirken saçma sapan argümanlar kullanmak yerine, olayın teknik ve taktik bilgisiyle açıklamaya çalışma çabası gerçekten bir galatasaraylı olarak gurur verici. zaten kaliteli spor yorumcularının bir çoğu da bu yüzden galatasaraylı.
fakat gel gör ki, bizim taraftar gurubumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan bir yabancı futbolcu takıntısı var maalesef. özellikle bu yabancı futbolcu isim sahibi veya yüksek bonservis ödenmiş biriyse, son ana kadar hatta daha da ileri giderek yıllarca patlayacak diye tahammül edilebiliyor. bunun en net örneğini falcao ve diagne ikilisiyle yaşadık. falcao sırf geçmiş kariyeri, diagne'de 17-18'de ki gol krallığı ve juventus macerası sebepleriyle tahammül sınırlarını çoktan aşmış olmaları ve camiaya artık kambur olmalarına rağmen saçma sapan sebeplerle uzun süre savunuldu. 24 yaşındaki okan kocuk ise 3 maça çıkmadan yerin dibine sokuldu ne yazık ki. benzer şeyleri ozan kabak'ın çıkış yaptığı dönemde yaşamıştık. açıp eski yorumlara bakarsanız "çok penaltı yapıyor", "ayakları yere sağlam basmıyor" gibi argümanlarla zerre tahammül edilmeden eleştirildi bir kesim tarafından.
velhasılı kelam umarım son 2 sezondur yaşadıklarımızdan ders çıkarır ve futbolcuların isim yada kariyer durumuna takılmadan, objektif bir biçimde değerlendirmesini öğrenebiliriz.
fakat gel gör ki, bizim taraftar gurubumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan bir yabancı futbolcu takıntısı var maalesef. özellikle bu yabancı futbolcu isim sahibi veya yüksek bonservis ödenmiş biriyse, son ana kadar hatta daha da ileri giderek yıllarca patlayacak diye tahammül edilebiliyor. bunun en net örneğini falcao ve diagne ikilisiyle yaşadık. falcao sırf geçmiş kariyeri, diagne'de 17-18'de ki gol krallığı ve juventus macerası sebepleriyle tahammül sınırlarını çoktan aşmış olmaları ve camiaya artık kambur olmalarına rağmen saçma sapan sebeplerle uzun süre savunuldu. 24 yaşındaki okan kocuk ise 3 maça çıkmadan yerin dibine sokuldu ne yazık ki. benzer şeyleri ozan kabak'ın çıkış yaptığı dönemde yaşamıştık. açıp eski yorumlara bakarsanız "çok penaltı yapıyor", "ayakları yere sağlam basmıyor" gibi argümanlarla zerre tahammül edilmeden eleştirildi bir kesim tarafından.
velhasılı kelam umarım son 2 sezondur yaşadıklarımızdan ders çıkarır ve futbolcuların isim yada kariyer durumuna takılmadan, objektif bir biçimde değerlendirmesini öğrenebiliriz.