98
dürüst olalım işimiz zor ama önümüz açık.
keita-kewell-baros 3'lüsünün eksikliklerini gidermek, tekrardan takım olabilmek kolay değil. bu takımın sezon başındaki uyumunu tekrar yakalayabilmesi için en az 4 maça ihtiyacı var. keita-gio-jo-arda 4'lüsünün birlikte oynamaya alışmaları elano-sarp ikilisinin de defansif anlamda daha etkili oynamaları gerekiyor. elano'nun takımda yarattığı defansif zaafları sadece *'ın ya da barış'ın ya da mehmet topal'ın üstün performanslarıyla kapatabiliriz. caner erkin'in sol beke evrilemeyeceğini de her maçında bir defa daha görüyoruz. *'nin ilk dönemleri kadar kötü oynuyor bekte. rijkaard faktörü diyenlerimiz çıkacaktır fakat oyuncunun oynadığı bölgesini kabullenebilmesi de performansıyla doğrudan alakalıdır nitekim sabri eğer bu sene bu kadar iyiyse yıllardır zorla oynatıldığı mevkiisini kabullenmesi olmuştur.
sabri'nin eksikliği ve uğur uçar'ın hem hücumda hem de savunmada sabri'yi aratması ise oynadığımız oyunun vasatlığının bir diğer nedenidir. uğur değil de sabri oynasaydı bu maçta ve aynı pozisyonda golü yeseydik, sabri'nin sabıkası nedeniyle bütün forumlarda ve bloglarda suçlu ilan edileceğini iddaa etmek yersiz olmayacaktır sanırım. ayrıca uğur'un sol bek performansının sağ bekteki oyununa oranla daha iyi ve güvenilir olmasını nasıl yorumlamak gerekir bilemedim.
servet ve neill ikilisinin bugünkü maçta yaptığı zamanlama hatalarını rakibin zayıflığının verdiği rehavete bağlamak yanlış olur mu, olmaz lan demi kamil? öte yandan neill'in servet'in 20 defa denese atamayacağı 20 metrelik yerden tam ayağa pasları da gözlerimizden kaçmıyor 2 maçtır.
takımımızın en zayıf noktası, mecazi anlamda da kelime anlamında da yumuşak karnı, karnıdır, göbeğidir, orta sahasıdır. bu maçta defansif anlamda zorlanmamızın 2 nedeninden diğeridir.* braga ve angelov ikilisinin elano-sarp ve yer yer barış 3'lüsünü mahalle maçındaymışçasına çalıma dizmesine ne demeli bilemedim. braga'nın kuvvetiyle ve yerinde presleriyle tek başına orta sahamızı forse etmesi gelecek adına en umut kırıcı nokta olarak dimdik karşımızda dikeliyor nitekim oraya çözümü tek bulacak olan haldun üstüneldir. o da gelecek sezon çözüleceğinden en azından gelecekte bu ligi amuna goduk bülent başgaaan kıvamına getireceğimizi düşünmek hayalcilik olmayacaktır. hepimizin hayalini kurduğu sarp-elano-arda 3'lüsü şimdilik hayaldir.
çolak-jo-gio-arda-barış. 18-23-21-23-24 yaşında 5 genç. (bkz: oha) şimdi yumuşak karnımızı sertleştirirsek bu adamlar ortalığın tozunu arttırır gibi geldi bana. yalnız emre çolak oynatılmasın abi! üzülüyorum lan ben, bu kasaplar dövüyor bu çocuğu. bugün ne kadar çalımları atamasa da attığı 2-3 uzun top ve barış'ın asistinden önce oyunun yönünü o tarafa doğru çevirmesi ve bir kaç maçtır gördüğümüz üstün futbol zekası beni tatmin etmiştir ve gelecekte de arda'dan sonra avrupa'ya yüksek fiyatlara gönderdiğimiz 2. oyuncumuz olacaktır.*
gio mevzusunda yine elano'ya pas atılmıyor geyiklerindeki gibi geyikler dönmüş. pas atılmayan 3 pozisyondan 2'sinde top barış özbekteydi diğerinde ise arda gio'nun ofsaytta olduğunu iyi süzdü. bugün yardırarak kontra atağa çıkardığı pozisyonda topu sola bıraksaydı bir de asist yapmış ve bizi daha da mutlu etmiş olacaktı, sağlık olsun. hücum hattının en ucunda da rakip ne kadar zayıf olursa olsun yeterince etkili olabileceği sinyallerini almayı başardım ben.*
ve arda...
(bkz: arda turan oley)
kafa vuruşu bana messi'nin cl finalinde man utd'ye attığı golü anımsatmadı değil, nasıl anımsattı lan dersen cevap veremem ama pek sevgili yazar arkadaşım. ha bu arada (bkz: arda turan vs lionel messi) *
ah bir de o attığı çalımda golü de bulabilseydik.
son sözüm jo'ya. senin oyun stilini zlatan ibrahimoviç'e benzetenler kervanına ben de katıldım, gözüm üzerinde hacım ona göre davran ok? çok gol atacaksın sen biliyorum.
peşin kekleme: rijkaard'a kurban olayım ben. yaptığı değişiklikleri beğenmeyenler çıkacaktır ama yaptığı değişikliklerden sonra beklerden verdiiğimiz pozisyonların neredeyse bittiğini de düşünürsek haklı çıktığını göreceğiz. dos santos'u forvete atıp atletico madrid maçına da göz kırpması da hoştu doğrusu.
keita-kewell-baros 3'lüsünün eksikliklerini gidermek, tekrardan takım olabilmek kolay değil. bu takımın sezon başındaki uyumunu tekrar yakalayabilmesi için en az 4 maça ihtiyacı var. keita-gio-jo-arda 4'lüsünün birlikte oynamaya alışmaları elano-sarp ikilisinin de defansif anlamda daha etkili oynamaları gerekiyor. elano'nun takımda yarattığı defansif zaafları sadece *'ın ya da barış'ın ya da mehmet topal'ın üstün performanslarıyla kapatabiliriz. caner erkin'in sol beke evrilemeyeceğini de her maçında bir defa daha görüyoruz. *'nin ilk dönemleri kadar kötü oynuyor bekte. rijkaard faktörü diyenlerimiz çıkacaktır fakat oyuncunun oynadığı bölgesini kabullenebilmesi de performansıyla doğrudan alakalıdır nitekim sabri eğer bu sene bu kadar iyiyse yıllardır zorla oynatıldığı mevkiisini kabullenmesi olmuştur.
sabri'nin eksikliği ve uğur uçar'ın hem hücumda hem de savunmada sabri'yi aratması ise oynadığımız oyunun vasatlığının bir diğer nedenidir. uğur değil de sabri oynasaydı bu maçta ve aynı pozisyonda golü yeseydik, sabri'nin sabıkası nedeniyle bütün forumlarda ve bloglarda suçlu ilan edileceğini iddaa etmek yersiz olmayacaktır sanırım. ayrıca uğur'un sol bek performansının sağ bekteki oyununa oranla daha iyi ve güvenilir olmasını nasıl yorumlamak gerekir bilemedim.
servet ve neill ikilisinin bugünkü maçta yaptığı zamanlama hatalarını rakibin zayıflığının verdiği rehavete bağlamak yanlış olur mu, olmaz lan demi kamil? öte yandan neill'in servet'in 20 defa denese atamayacağı 20 metrelik yerden tam ayağa pasları da gözlerimizden kaçmıyor 2 maçtır.
takımımızın en zayıf noktası, mecazi anlamda da kelime anlamında da yumuşak karnı, karnıdır, göbeğidir, orta sahasıdır. bu maçta defansif anlamda zorlanmamızın 2 nedeninden diğeridir.* braga ve angelov ikilisinin elano-sarp ve yer yer barış 3'lüsünü mahalle maçındaymışçasına çalıma dizmesine ne demeli bilemedim. braga'nın kuvvetiyle ve yerinde presleriyle tek başına orta sahamızı forse etmesi gelecek adına en umut kırıcı nokta olarak dimdik karşımızda dikeliyor nitekim oraya çözümü tek bulacak olan haldun üstüneldir. o da gelecek sezon çözüleceğinden en azından gelecekte bu ligi amuna goduk bülent başgaaan kıvamına getireceğimizi düşünmek hayalcilik olmayacaktır. hepimizin hayalini kurduğu sarp-elano-arda 3'lüsü şimdilik hayaldir.
çolak-jo-gio-arda-barış. 18-23-21-23-24 yaşında 5 genç. (bkz: oha) şimdi yumuşak karnımızı sertleştirirsek bu adamlar ortalığın tozunu arttırır gibi geldi bana. yalnız emre çolak oynatılmasın abi! üzülüyorum lan ben, bu kasaplar dövüyor bu çocuğu. bugün ne kadar çalımları atamasa da attığı 2-3 uzun top ve barış'ın asistinden önce oyunun yönünü o tarafa doğru çevirmesi ve bir kaç maçtır gördüğümüz üstün futbol zekası beni tatmin etmiştir ve gelecekte de arda'dan sonra avrupa'ya yüksek fiyatlara gönderdiğimiz 2. oyuncumuz olacaktır.*
gio mevzusunda yine elano'ya pas atılmıyor geyiklerindeki gibi geyikler dönmüş. pas atılmayan 3 pozisyondan 2'sinde top barış özbekteydi diğerinde ise arda gio'nun ofsaytta olduğunu iyi süzdü. bugün yardırarak kontra atağa çıkardığı pozisyonda topu sola bıraksaydı bir de asist yapmış ve bizi daha da mutlu etmiş olacaktı, sağlık olsun. hücum hattının en ucunda da rakip ne kadar zayıf olursa olsun yeterince etkili olabileceği sinyallerini almayı başardım ben.*
ve arda...
(bkz: arda turan oley)
kafa vuruşu bana messi'nin cl finalinde man utd'ye attığı golü anımsatmadı değil, nasıl anımsattı lan dersen cevap veremem ama pek sevgili yazar arkadaşım. ha bu arada (bkz: arda turan vs lionel messi) *
ah bir de o attığı çalımda golü de bulabilseydik.
son sözüm jo'ya. senin oyun stilini zlatan ibrahimoviç'e benzetenler kervanına ben de katıldım, gözüm üzerinde hacım ona göre davran ok? çok gol atacaksın sen biliyorum.
peşin kekleme: rijkaard'a kurban olayım ben. yaptığı değişiklikleri beğenmeyenler çıkacaktır ama yaptığı değişikliklerden sonra beklerden verdiiğimiz pozisyonların neredeyse bittiğini de düşünürsek haklı çıktığını göreceğiz. dos santos'u forvete atıp atletico madrid maçına da göz kırpması da hoştu doğrusu.