85
evleneli henüz çok olmamış, zaten ilk yillarimiz, ama çok iç açıcı bir durumda da değiliz. parçalı bulutlu günler yaşıyoruz aile içersinde, yer yer sagnak yağışlar hakim. ne yalan soyleyim çok kederliyiz, anlaşamıyoruz ama bir çıkar yol bulmak zorundayız, biliyoruz.
yine böyle birgün, akşama nerdeyse şampiyonluk maçı var ve ben yapmadigim birşeyi yapıp bugunu eşimle kendime özel kılmak istiyorum, ama işin iciersine galatasaray'da dahil olmak zorunda. gebzeyi bilenler bilir, o zamanlar aksasapaginda bir restorant açılmıştı. adı şıkoglu. kocaman bir yer, içinde bir çok tv'nin olduğu ve ligtv'den maç yayınlarını da izleyebildigin bir restorant. ben o güne kadar fark etmediğim o yeri o gün fark ettim, öğle saatlerinde. içeri girdim ve rezarvasyon yaptırdım. eve gittim, akşamı sabirsizlikla beklemeye başladık. akşam oldu, gittik oturduk falan. yedik içtik ve maç başladı. ağzına kadar tıka basa dolu bir yemek salonu ve güzel bir yerde konuşlanmış biz.
sabri topu şişiriyor volkan boşa cikiyor nonda boşta kalan topu gol yapıyor ve biz havalara uçuyoruz eşimle. belki de evliligin üzerinden geçen üç sene sonunda ilk defa o gun sayesinde bu kadar içten seviniyoruz, sariliyoruz. yani, aslında ben eşimin ben seviniyorum diye sevindiğini görüyorum
o günden sonra başka bir evlilik yaşamaya karar veriyorum kafamda, ben kendimi duzeltince herşey düzelmeye başlıyor. ve işte biten bir 15 yıl kalıyor geride. galatasaray böyledir senin hayatına yön verir ve sen anlamazsın bile.
yine böyle birgün, akşama nerdeyse şampiyonluk maçı var ve ben yapmadigim birşeyi yapıp bugunu eşimle kendime özel kılmak istiyorum, ama işin iciersine galatasaray'da dahil olmak zorunda. gebzeyi bilenler bilir, o zamanlar aksasapaginda bir restorant açılmıştı. adı şıkoglu. kocaman bir yer, içinde bir çok tv'nin olduğu ve ligtv'den maç yayınlarını da izleyebildigin bir restorant. ben o güne kadar fark etmediğim o yeri o gün fark ettim, öğle saatlerinde. içeri girdim ve rezarvasyon yaptırdım. eve gittim, akşamı sabirsizlikla beklemeye başladık. akşam oldu, gittik oturduk falan. yedik içtik ve maç başladı. ağzına kadar tıka basa dolu bir yemek salonu ve güzel bir yerde konuşlanmış biz.
sabri topu şişiriyor volkan boşa cikiyor nonda boşta kalan topu gol yapıyor ve biz havalara uçuyoruz eşimle. belki de evliligin üzerinden geçen üç sene sonunda ilk defa o gun sayesinde bu kadar içten seviniyoruz, sariliyoruz. yani, aslında ben eşimin ben seviniyorum diye sevindiğini görüyorum
o günden sonra başka bir evlilik yaşamaya karar veriyorum kafamda, ben kendimi duzeltince herşey düzelmeye başlıyor. ve işte biten bir 15 yıl kalıyor geride. galatasaray böyledir senin hayatına yön verir ve sen anlamazsın bile.