17
iki tane çok iyi takımın mücaele ettiği, bangır bangır pozisyona girdiğimiz maç. tuncay şanlı her fenerbahçe'linin ancak galatasaray derbisinde attığı türden bir gol atmıştı, soldan ceza yayına yaklaşık uzak köşeye takmıştı maçın başında. o seneler derbi klasiğiydi, ilk 15 dakikada olmaz bir golle başlardık fenerbahçe maçlarına. birkaç dakika sonra golü bulup ilk yarı bitmeden necati'nin manyak golüyle öne geçip "aggregate" eşitliğini bulmuştuk. ikinci yarı çok çabalasak da tur skorunu bulamadık. son 20 dakikaya girerken fenerbahçe 2-2'yi bulur bulmaz yine 3-2'ye getirmiştik ama kalan dakikalarda bir gol daha bulamamıştık.
bu yönüyle yine o sezon oynanan 29 eylül 2005 galatasaray tromso maçı'na benzetirim. o maçta da uzun süre uğraşıp golü 70'li dakikalarda bulabilmiştik. sonrasında da daha çok yükleneceğimiz yerde strese girip pek bir şey yapamamıştık. o sezonun kadrosu, erik gerets'in istekli ve hücum düşünen oyunuyla epey bunaltmıştı fenerbahçe'yi ama işte yetmemişti...
27 kasım 2005 galatasaray fenerbahçe maçı'nda fenerbahçe tribünü epey baskın gelmişti. ali sami yen sokakta "tribüncü"lerin(!) karaborsa yaptığı dönemin başlarıydı. deplasman tribünü maç boyu tek besteyle* susmadan baskın çıkmıştı, karşısında da pek bir desibel bulamamıştı. o yüzden bu maçta "bazı önlemler" alınmıştı tribün tarafında. nitekim maç boyu da fenerbahçe tribününü pek duyamamıştık ekran başındakiler olarak.
ancak maç bittikten, tribün boşaltıldıktan sonra tuncay şanlı tribünde hala bekletilen fenerbahçe taraftarını selamlamaya çıkmış. boş stadda gaza gelip "bir baba hindi" çektirmişti, reklam panolarının üzerine çıkarak. televizyonlar da bunu ayan beyan vermişti ilerleyen günlerde. hatta yine bir başka kabus 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçından sonra sahaya hindi getirilip yapılan şebekliklerin temelinde de bu maçtan sonraki hadise yatar.
tabi herkesin adaleti şaşsa da yukardakinin adaleti şaşmaz. o sene de öyle oldu, sezon boyu lig tv'de her golden sonra dönen reklamda dediği gibi sonunda iyiler kazandı.
o hindi de 14 mayıs 2006 gecesi gıyabında sahibine defalarca bindirilip indirildi...
bu yönüyle yine o sezon oynanan 29 eylül 2005 galatasaray tromso maçı'na benzetirim. o maçta da uzun süre uğraşıp golü 70'li dakikalarda bulabilmiştik. sonrasında da daha çok yükleneceğimiz yerde strese girip pek bir şey yapamamıştık. o sezonun kadrosu, erik gerets'in istekli ve hücum düşünen oyunuyla epey bunaltmıştı fenerbahçe'yi ama işte yetmemişti...
27 kasım 2005 galatasaray fenerbahçe maçı'nda fenerbahçe tribünü epey baskın gelmişti. ali sami yen sokakta "tribüncü"lerin(!) karaborsa yaptığı dönemin başlarıydı. deplasman tribünü maç boyu tek besteyle* susmadan baskın çıkmıştı, karşısında da pek bir desibel bulamamıştı. o yüzden bu maçta "bazı önlemler" alınmıştı tribün tarafında. nitekim maç boyu da fenerbahçe tribününü pek duyamamıştık ekran başındakiler olarak.
ancak maç bittikten, tribün boşaltıldıktan sonra tuncay şanlı tribünde hala bekletilen fenerbahçe taraftarını selamlamaya çıkmış. boş stadda gaza gelip "bir baba hindi" çektirmişti, reklam panolarının üzerine çıkarak. televizyonlar da bunu ayan beyan vermişti ilerleyen günlerde. hatta yine bir başka kabus 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçından sonra sahaya hindi getirilip yapılan şebekliklerin temelinde de bu maçtan sonraki hadise yatar.
tabi herkesin adaleti şaşsa da yukardakinin adaleti şaşmaz. o sene de öyle oldu, sezon boyu lig tv'de her golden sonra dönen reklamda dediği gibi sonunda iyiler kazandı.
o hindi de 14 mayıs 2006 gecesi gıyabında sahibine defalarca bindirilip indirildi...