1587
içinde yazar olup yazı yazarken bazı hususlara dikkat edilmesi gereken sözlük.
öncelikle edep,üslup ve anlayış ile başlarsak;
"bir olgu üzerine en çok emek harcayan, o olguda en çok söz hakkı olandır" önermesi yanlış bir önermedir.
"bir işi üreten insanların o iş üzerinde en çok söz hakkı olan insanlardır" diye bir önerme de bulunulamaz. örneğin, sokak çocukları nı kurtarma derneği, mücadeleleri esnasında yanlış yöntemler kullanıp yanlış işlere neden oluyor ise , benim bu iş ile ilgili hiç bir niteliğim olmasa dahi bu konuda söz söyleme ve eleştiri de bulunma hakkım vardır. işte buna özgürlük denir.
tepki verme yöntemleri ve tepki konusunda aşırıya kaçılmaması hususu;
sokak çocuklarını kurtarma mücadelesi esnasında ki emekleri konusunda hemfikirlilikleri var diye onlara duymam gereken ilk hissiyat saygı olamaz. ben yan fikirler ekleme çabası ya da yapılan emeğin yeterli olup olmadığı konuda fikirler sunulabilirim.
bu eleştirilere başlarken o olguyu yapan, emek harcayan insanın hangi psikoloji ile ve hangi şartlarda bunu gerçekleştirdiği beni ilgilendirmez. çünkü, sosyal dokuyu tahrip etme hakları yoktur. tepkim zıt yönde tepki ile karşılanabilir ki bu da gericilik ve yobazlıktır.
tepki sırasında bu insanların anlık hissiyatları da çok büyük yön verecekse ikili ilişkilerime, bu tür insanlarla ikili ilişkiler kurmam. beni dost olarak kabul etsin diye sosyal çevre nin ağzına sıçan sokak çocuklarını koruma derneği elemanlarına yalakalık yapmam olur biter. işte buna özgürlük denir.
sürekli olarak hatırlamam gereken en önemli şey; ne olusa olsun doğrunun yanında olmaya çalışmaktır. işte buna özgürlük denir.
yapılan eleştirilerde zaman olgusu;
fikir belirtmek için her haltı en ince detayına kadar bilmek zorunda değiliz. o dernek üyeleri başları sıkıştımı "kamu hizmeti yapıyaarııızzz biiizzz" edebiyatı yapıyorlar ise, onlar kamuoyunu yaptıkları her iş konusunda en ince ayrıntısına kadar bilgilendirmek ve yaptıkları şeylerin doğruluğuna ve meşruluğuna ikna etmek zorundadırlar.
ayrıca burası "sovyetler birliği" değil. ben de sadece "pravda" okuyup ona göre yaşamak ve hareket etmek zorunda değilim. galatasaray.org dan başka haber kaynaklarına inanma hakkım vardır. işte buna özgürlük denir.
her olayı tüm detayları ile bilmediğim için düşünce beyan etme hakkıma karşı çıkılması ise "bal gibi faşizmdir"
ayrıca rica ediyorum, şu ultraslan genel koordinatörlüğü meselesi ikide bir şu sözlüğün gündemine ve gözüne sokulmasın. beni ilgilendiren "eğitimli, kültürlü ve yurt içi ile yurt dışında saygın bir adam"ın "atanma kararnamesi"'nin altındaki imzalardır.
(bkz: sebahattin şirin)
(bkz: yılmaz tutuş)
link'i de burda;
http://www.ultraslan.com/oku.asp?okuID=1685
bu durum, "eğitimli, kültürlü ve yurt içi ile yurt dışında saygın bir adam"lar için övünülecek bir durum olmayıp, aksine sıkıntı duyulması gereken bir durumdur.
toplayacak olursak;
böyle göbels vari entryler ile sözlükteki çizgi dışı düşüncelere sahip insanları dışlamaya ve susuturmaya çalışmak çok yanlıştır. galatasaray sözlük sanarak geldiğimiz bu yerde, galatasaray sözlük pankartı'nın altına "ua" yazılması sizleri kesmeyip, burasını ultraslan sözlük olarak kullanma arzusu var ise bunu, bu yönetemler yerine daha düzgün yöntemler kullanarak söylemek gerekir.
not: kullandığım "sokak çocukları derneği" örneği farzi filan değil bizzat yaşanmıştır.
öncelikle edep,üslup ve anlayış ile başlarsak;
"bir olgu üzerine en çok emek harcayan, o olguda en çok söz hakkı olandır" önermesi yanlış bir önermedir.
"bir işi üreten insanların o iş üzerinde en çok söz hakkı olan insanlardır" diye bir önerme de bulunulamaz. örneğin, sokak çocukları nı kurtarma derneği, mücadeleleri esnasında yanlış yöntemler kullanıp yanlış işlere neden oluyor ise , benim bu iş ile ilgili hiç bir niteliğim olmasa dahi bu konuda söz söyleme ve eleştiri de bulunma hakkım vardır. işte buna özgürlük denir.
tepki verme yöntemleri ve tepki konusunda aşırıya kaçılmaması hususu;
sokak çocuklarını kurtarma mücadelesi esnasında ki emekleri konusunda hemfikirlilikleri var diye onlara duymam gereken ilk hissiyat saygı olamaz. ben yan fikirler ekleme çabası ya da yapılan emeğin yeterli olup olmadığı konuda fikirler sunulabilirim.
bu eleştirilere başlarken o olguyu yapan, emek harcayan insanın hangi psikoloji ile ve hangi şartlarda bunu gerçekleştirdiği beni ilgilendirmez. çünkü, sosyal dokuyu tahrip etme hakları yoktur. tepkim zıt yönde tepki ile karşılanabilir ki bu da gericilik ve yobazlıktır.
tepki sırasında bu insanların anlık hissiyatları da çok büyük yön verecekse ikili ilişkilerime, bu tür insanlarla ikili ilişkiler kurmam. beni dost olarak kabul etsin diye sosyal çevre nin ağzına sıçan sokak çocuklarını koruma derneği elemanlarına yalakalık yapmam olur biter. işte buna özgürlük denir.
sürekli olarak hatırlamam gereken en önemli şey; ne olusa olsun doğrunun yanında olmaya çalışmaktır. işte buna özgürlük denir.
yapılan eleştirilerde zaman olgusu;
fikir belirtmek için her haltı en ince detayına kadar bilmek zorunda değiliz. o dernek üyeleri başları sıkıştımı "kamu hizmeti yapıyaarııızzz biiizzz" edebiyatı yapıyorlar ise, onlar kamuoyunu yaptıkları her iş konusunda en ince ayrıntısına kadar bilgilendirmek ve yaptıkları şeylerin doğruluğuna ve meşruluğuna ikna etmek zorundadırlar.
ayrıca burası "sovyetler birliği" değil. ben de sadece "pravda" okuyup ona göre yaşamak ve hareket etmek zorunda değilim. galatasaray.org dan başka haber kaynaklarına inanma hakkım vardır. işte buna özgürlük denir.
her olayı tüm detayları ile bilmediğim için düşünce beyan etme hakkıma karşı çıkılması ise "bal gibi faşizmdir"
ayrıca rica ediyorum, şu ultraslan genel koordinatörlüğü meselesi ikide bir şu sözlüğün gündemine ve gözüne sokulmasın. beni ilgilendiren "eğitimli, kültürlü ve yurt içi ile yurt dışında saygın bir adam"ın "atanma kararnamesi"'nin altındaki imzalardır.
(bkz: sebahattin şirin)
(bkz: yılmaz tutuş)
link'i de burda;
http://www.ultraslan.com/oku.asp?okuID=1685
bu durum, "eğitimli, kültürlü ve yurt içi ile yurt dışında saygın bir adam"lar için övünülecek bir durum olmayıp, aksine sıkıntı duyulması gereken bir durumdur.
toplayacak olursak;
böyle göbels vari entryler ile sözlükteki çizgi dışı düşüncelere sahip insanları dışlamaya ve susuturmaya çalışmak çok yanlıştır. galatasaray sözlük sanarak geldiğimiz bu yerde, galatasaray sözlük pankartı'nın altına "ua" yazılması sizleri kesmeyip, burasını ultraslan sözlük olarak kullanma arzusu var ise bunu, bu yönetemler yerine daha düzgün yöntemler kullanarak söylemek gerekir.
not: kullandığım "sokak çocukları derneği" örneği farzi filan değil bizzat yaşanmıştır.