2452
ortalama üstü bir futbolcunun, son on yılın en vasıfsız yönetimi tarafından idare edilen ve yine aynı yönetimin getirdiği birbirinden vasat hocalar tarafından çalıştırılan barcelona’dan gitmek istemesi son derece normal iken, messi’nin bu yola girmesinden daha doğal bir şey olamaz.
son on gün içinde çıkan haberlere itibar edersek, en son ültimatom vermiş, “xavi hoca olacak, üç tane istediğim adam alınacak, sağ bek diye aldığınız arkadaş her gün arabamı yıkayacak” falan demişti. elbette mattia binotto denen vatan haini kifayetsiz kişiliğin futbol şubesi bartmoeu ve kekeleri messi’nin bu talebine “yolo kekemon” diyerek koeman’ı hoca olarak getirmişti. bu sırada koeman’ın da, kafasında huni ile katıldığı toplantıda, (klasik) bir grup hollandalı ile birlikte michael keane gibi isimlerin alınarak sezonun 3. haftasında şampiyonluğu real madrid’e vermeyi başaracak bir takım kurma hayalinin olduğu, bartomeu’nun bu talepleri toplantıya ağzında katıldığı yılbaşı düdüğünü üflemek sureti ile onayladığı basına yansıdı.
gelelim bugüne.
--- alıntı ---
bugün akşam saatlerinde dünyanın güney yarımküresi içerisinde beyaz sünnet elbiseli, kafasında piknik örtüsü olan ve yüksek ihtimalle don giymeyen bir adam, devesinden inerek patronuna doğru, taştaşları birbirine vura vura “al hattal al hattal” diye bağıra bağıra koştu.
--- alıntı ---
izlemeyenler için hidalgo güzel filmdir; tavsiye ederim.
madem konu araplara geldi, malumunuz kendisini alabilecek para sadece paris ve city’nin sahiplerinde var. chelsea maaş bütçesi olarak (havertz’in alınmaması pahasına) bu yükün altından kalkabilecek üçüncü takım; lakin onların da bonservis anlamında sıkıntı yaşamaları muhtemel.
şu anda psg’ye bakacak olursak ucl finalindeler, iyi kötü işleyen bir yapıları, forvetlerinde messi’nin arjantin’den arkadaşı ırz düşmanı icardi ile köylü çocuğuna benzemesi nedeniyle hak ettiği değeri kariyeri boyunca göremediğine inandığım bir di maria var. bununla birlikte tuşel’in sistemi messi için ne kadar uygun tartışılır.
diğer yanda kuzey afrikalı yetenekli ama mental özellikleri olmayn kanat oyuncusu alarak büyük ölçekte mutlak başarısızlığa teslim olan, başında 10-15 yaş arası çocukların dünyanın en büyük takımının barcelona olduğunu sanmasının tek sebebi guardiola olan city var. messi city’de iş yapar. kafamda “premier lig’de kendisini söküp takarlar mı?” sorusu yok değil, ancak ispanya’da da kendisine karşı ispanya liginin standart sertliğinin üstünde fauller yapılıyor. orta sahasında her şeyden biraz yapan ama hiçbir şeyi tam yapmayan rodri, kinder çikolata turuncusu saçlarıyla de bruyne ve parça çikolatalı efsanevi ön libero fernandinho var. agüero’nun geleceği belirsiz diyorlar ama messi gelirse kürşat sarayı basınca korkup, ücra bir kasabada önünde leblebi kavurduğu esnaf dükkanı açan çin ordusu mensubu kardeşi messi ile oynamak için kalabilir. diğer kanatta zaten ikisinin oynatabileceği genç kavruk çocuk sterling var. bekler mekler derken city & messi birlikteliği, zaten bitmek üzere olan la liga’yı paramparça ederken premier lig’i bir şey yapamaz; zira premier lig, hali hazırda ucl’nin bir tık altında diğer tüm liglerin 1453 tık üstünde bir lig.
ben çok sıcak bakıyorum bu transfere.
son on gün içinde çıkan haberlere itibar edersek, en son ültimatom vermiş, “xavi hoca olacak, üç tane istediğim adam alınacak, sağ bek diye aldığınız arkadaş her gün arabamı yıkayacak” falan demişti. elbette mattia binotto denen vatan haini kifayetsiz kişiliğin futbol şubesi bartmoeu ve kekeleri messi’nin bu talebine “yolo kekemon” diyerek koeman’ı hoca olarak getirmişti. bu sırada koeman’ın da, kafasında huni ile katıldığı toplantıda, (klasik) bir grup hollandalı ile birlikte michael keane gibi isimlerin alınarak sezonun 3. haftasında şampiyonluğu real madrid’e vermeyi başaracak bir takım kurma hayalinin olduğu, bartomeu’nun bu talepleri toplantıya ağzında katıldığı yılbaşı düdüğünü üflemek sureti ile onayladığı basına yansıdı.
gelelim bugüne.
--- alıntı ---
bugün akşam saatlerinde dünyanın güney yarımküresi içerisinde beyaz sünnet elbiseli, kafasında piknik örtüsü olan ve yüksek ihtimalle don giymeyen bir adam, devesinden inerek patronuna doğru, taştaşları birbirine vura vura “al hattal al hattal” diye bağıra bağıra koştu.
--- alıntı ---
izlemeyenler için hidalgo güzel filmdir; tavsiye ederim.
madem konu araplara geldi, malumunuz kendisini alabilecek para sadece paris ve city’nin sahiplerinde var. chelsea maaş bütçesi olarak (havertz’in alınmaması pahasına) bu yükün altından kalkabilecek üçüncü takım; lakin onların da bonservis anlamında sıkıntı yaşamaları muhtemel.
şu anda psg’ye bakacak olursak ucl finalindeler, iyi kötü işleyen bir yapıları, forvetlerinde messi’nin arjantin’den arkadaşı ırz düşmanı icardi ile köylü çocuğuna benzemesi nedeniyle hak ettiği değeri kariyeri boyunca göremediğine inandığım bir di maria var. bununla birlikte tuşel’in sistemi messi için ne kadar uygun tartışılır.
diğer yanda kuzey afrikalı yetenekli ama mental özellikleri olmayn kanat oyuncusu alarak büyük ölçekte mutlak başarısızlığa teslim olan, başında 10-15 yaş arası çocukların dünyanın en büyük takımının barcelona olduğunu sanmasının tek sebebi guardiola olan city var. messi city’de iş yapar. kafamda “premier lig’de kendisini söküp takarlar mı?” sorusu yok değil, ancak ispanya’da da kendisine karşı ispanya liginin standart sertliğinin üstünde fauller yapılıyor. orta sahasında her şeyden biraz yapan ama hiçbir şeyi tam yapmayan rodri, kinder çikolata turuncusu saçlarıyla de bruyne ve parça çikolatalı efsanevi ön libero fernandinho var. agüero’nun geleceği belirsiz diyorlar ama messi gelirse kürşat sarayı basınca korkup, ücra bir kasabada önünde leblebi kavurduğu esnaf dükkanı açan çin ordusu mensubu kardeşi messi ile oynamak için kalabilir. diğer kanatta zaten ikisinin oynatabileceği genç kavruk çocuk sterling var. bekler mekler derken city & messi birlikteliği, zaten bitmek üzere olan la liga’yı paramparça ederken premier lig’i bir şey yapamaz; zira premier lig, hali hazırda ucl’nin bir tık altında diğer tüm liglerin 1453 tık üstünde bir lig.
ben çok sıcak bakıyorum bu transfere.