8
play-in maçının da oynanmasıyla beraber eşleşmeler belli oldu. portland, memphis’i eleyerek playoffun son spotuna sahip oldu.
milwaukee-orlando: tek taraflı bir eşleşme. orlando’nun sahada varlık göstermesi neredeyse imkansız. milwaukee bubble’da iyi bir performans göstermese de ağır favori. 4-0 bitmemesi sürpriz olacaktır.
toronto-brooklyn: brooklyn sayıda yanlışım yoksa bubble’a 9 eksikle geldi. two way kontratlarla falan kadroyu doldurabildiler. kalite çok ama çok düşük olda da oyuncuların hepsinin yaz döneminde bir kontrat kapma çabası olduğu için sahaya konulan efor maksimum seviyede. toronto da dört dörtlük gözükmedi ancak arada inanılmaz bir kalite farkı var. brooklyn’in çok çok iyi toronto’nun çok çok kötü olduğu bir maç günü olmazsa toronto da seriyi 4-0 geçecektir. aksi büyük sürpriz olur aynı şekilde.
boston-philadelphia: konuşacak hiçbir şey olmayan iki seriden sonra konuşacak çok şeyin olduğu bir seri. öncelikle ben simmons sakat. philadelphia bubble’a çok ümit vari bir havayla girmişti ancak sonu hüsran olacak gibi duruyor. simmons 4, shake milton 1 numaradayken nispeten çok az da olsa bir miktar daha akıcı bir takım olmuşlardı ancak bunun devamı gelmeyecek. inanılmaz fizikli bir takım olmalarına rağmen bunun dışındaki hemen her yerde çok defolu bir takım. artık herkesin malumu bir şut sıkıntıları varken simmons’ın da yokluğunda top getirip yarı sahada sorun çözecek bir oyun kurucuları kalmadı. alec burks’ün eline baktıkları bir 6-7 dakika olacak ki, felaket. philly açısından olumlu bir nokta varsa o da boston’ın embiid’le eşleşecek hiçbir oyuncusunun olmaması. çok demode bir çift kule oyunuyla 2-in 3-out oynarsa philly bir miktar boston’a ters gelebilirler çünkü dediğim gibi boston uzun savunması konusunda çok sıkıntılı. ancak philly, boston’a kalite olarak kısa ve kanat oyuncularında cevap veremiyor. hele ki boston’ın kemba, smart, brown, hayward, tatum beşiyle sahada kaldığı dakikalarda nasıl cevap verecek philly pek aklım almıyor.
neticeye gelirsek, boston’ın favori olduğu, kazanacağı, ancak süpürmesinin çok zor olduğu bir seri bence. embiid ve harris’in çok iyi oynadığı, richardson’ın kemba’yı kilitlediği bir günde bir galibiyet alabilirler. şahsi tahminim 4-1, bir ihtimal 4-2 boston’ın alacağı yönünde.
miami-indiana: underdog’un kazanmaya en yakın olduğu seri bu olabilir doğu’da. ona da ne kadar yakın dersek işte. tj warren hepimizin malumu olduğu üzere yana yana girmişti bubble’a. butler’la karşılaşana kadar. sabonis’in yokluğu çok çok büyük darbe olacak indiana’nın geleceğine. oladipo’nun da sakatlıkltan hiç eskisi gibi giremediğini belirtmek gerek. buna rağmen bence hala kaliteli bir kadroları var özellikle aynı anda brogdon, warren ve turner’ın sahada olacağını düşünürsek ancak derinlik anlamında miami’nin yarısı bile değiller. öte yandan miami’de dragic çok iyi göründü ve böyle bir eşleşmede getireceği faydayla tek başına turu bile alabilir. butler bu sene çok iyi şut atmıyor, skorerlik olarak kötü bir sene geçiriyor olsa da o’nun skorerliği bu aşamada çok elzem değil. aynı anda hem robinson hem herro hem de dragic sahada olduğunda butler skor yapmasa da olur. bir de ligin en iyi 3-4 pivotundan birisine evrilen adebayo var elbette. 1’den 5’e her pozisyonu savunur, jokic seviyesine yakın oyun kurar, üstüne bir de sayı atar.
indiana; kadro derinliği, ribaund ve skor sıkıntısını aşamazsa (ki aşmaları oladipo bu halde ve sabonis de yokken imkansıza yakın) seride çok bir varlık gösteremeyecektir. 4-2 miami alır, oladipo çıldırırsa seri 7. maça uzar ancak butler 7. maçta seriyi vermez, indiana şimdiye kadarki gibi devam eder ve miami de playoff atmosferine girerse 4-1 miami kazanır.
lakers-portland: yerleşmiş olan saçma sapan algıları yıkmaya geldim. evet, lillard çok iyi bir bubble geçirdi. bubble mvp de oldu. alev alev giriyor playoffa. buraya kadar her şey tamam. ancak lillard bu şekilde, portland değil. sene başından beri devam eden kanat savunmasını düzeltemediler ve ariza yokken de düzeltmeleri mümkün değil. üstelik kısa savunmasında da sıkıntıları var ancak bu eşleşmede hayati rol oynayan defo bu değil. nurkic çok iyi döndü sakatlıktan. zach collins de fena sayılmaz. mccollum belinde bir kırıkla oynuyor ve oynayabilmek için herhangi bir tedavi olmayacak. lakers’a dönersek; lakers çok kötü. ancak ne olursa olsun, ligin en iyi 4 oyuncusundan ikisine sahipler. her ne kadar ikisi de formsuz olsa da. ve bu seride şöyle bir şansları var, ikisini de savunabilecek -savunmayı da bıraktım karşısında durabilecek- bir rakip yok. kanat savunmasında niteliği geçtim nicelik olarak bile çok eksik bir takım portland. lakers çift uzun oynadığı sürece davis’in savunmasında zach collins veya carmelo kalacak. davis’in oynadığı herhangi bir post-up’tan sayı, asist veya faul çıkarmaması mümkün değil gibi. davis’in pivot oynadığı senaryoda nurkic davis’in karşısında kalabilir ancak davis dışarda kaldığında nurkic perimetre savunmasını ne kadar iyi yapacak, lebron’u boş kalan pota altına drive etmekten ne alıkoyacak?
evet son zamanlarda sıkıntılı göründüler ancak playoff farklı. lebron son 4 senenin üçünde de bu şekildeydi ve 2018’de finale çıkardığı cavs takımı az çok hepimizin hatrındadır. şüphe duyacak bir durum yok. lakers 4-1 kazanır, lillard’ın hatrına en fazla 4-2 olur.
clippers-dallas: gelelim en çok üzüldüğüm eşleşmeye. doncic’i çok seviyorum. sonuna kadar ilerlemesini de çok istiyorum. ancak olabilecek en zor eşleşme clippers eşleşmesiydi ve clippers’la eşleştiler. clippers’ın doncic’in üstüne salabileceği iki azmanı var ve bu iki azman muhtemelen ligin en iyi iki kanat savunmacısı. doncic yine 25-12-10 falan yapacaktır ancak karşısında böyle adamlar varken istatistik kağıdından öteye geçmesi çok zor bu sayıların. yetişir mi bilmiyorum ancak harrell dönüyor. aksi yönden bakınca clippers’ın ,doncic’i savunsalar da, porzingis’i savunacak oyuncysu yok gibi duruyor olabilir. ancak porzingis’in sürekli dışarda oynaması, oyununu şut ve drive üstüne kurmuş olması clippers’ın elini rahatlatıyor. harrell’ı ve hatta gerektiğinde kawhi’ı porzingis’e vererek fizik dezavantajının üstesinden tam olarak olmasa da büyük oranda gelebilirler.
clippers kazanacaktır. 4-1. doncic çıldırır, porzingis dövüşür ise 4-2 olur. fazlası maalesef çok zor.
denver-utah: üç ihtimalli maçlar.* utah beklediğimden bir tık iyi olsa da, bu yeterli değil ve olmayacak. bunun üstüne çıkmaları gerekiyor. bogdanovic yokken inanılmaz skor ve şut sıkıntısı çekiyorlar ve bu üstesinden gelebilecekleri bir sorun değil. öte yandan denver da harika değil ancak bu patlamayı ne zaman yapacağını merak ettiğim michael porter jr sonunda o patlamayı yaptı. murray-porter-jokic üçlüsü inanılmaz bir hücum potansiyeliyken craig-grant-millsap üçlüsü de çok iyi bir defans üçlüsü. utah’da maalesef oyunun iki tarafı için üçer oyuncu yazamıyoruz. clarkson iyi bir altıncı adam ancak bir gün 21 sayı atıp ertesi gün %28 isabetle 7 sayı da atabilir. ortası yok.
denver kazanacak, utah da direnecektir. 6 maçta biter denver 4-2 kazanır diyorum ancak bu denver çok iyi olduğu için değil utah kötü olduğu için böyle olacaktır.
houston-oklahoma: geldik birinci turun incisine, minik bebeğine, gözümüzün nuruna. sene başında hangi eşleşme ilk turda olsun diye sorsanız lakers-pelicans ve rockets-thunder derdim. ilki olmasa da ikincisi oldu. chris paul’ün intikamı. westbrook v thunder. (gerçi westbrook sakat ve seriyi komple kaçırma ihtimali var, en azından ilk iki maçta garanti yok). harden’ın kendini ispatı. maçtaki hikayelere bakar mısınız. oklahoma gassray’ın 2002’deki şampiyon olduğu kadroya benzer bir kadroyla playofflara girdi. satılıklar kiralıklar.* chris paul, gallinari, adams takımın ilk beşinden üçü ve üçü de kesin takaslanacak gözüyle bakılan oyunculardı. takaslanmadılar ve takımı playoffa taşıdılar. her sabaha acaba bugün mü takımdan ayrılıyorum diye uyanıp, hayvan gibi zevk verip üstüne bir de playoffa girmek akıl karı bir iş değil. 5 kısanın da artık bokunu çıkaran houston’u westbrook’un yokluğu fena vurdu ve bence bir adım öndelerken onları bir adım geri düşürdü. paul-schröder-alexander üçlüsüyle fizik dezavantajı yüzünden sahada kalmakta zorlanıyordu okc ancak houston bu dezavantajı en az hissedecekleri takım çünkü onlar da çok kısa. bu sayede bu üçlüyü sahada 15-20 dakika aynı anda tutabilirler, bu da onlara maçı getirebilir.
houston westbrook’un yokluğunda savunmada ve bilhassa ribaundlarda çok sıkıntı çekecektir. bir aksilik çıkmazsa okc 4-2 kazanır, ancak maç 7.maça da uzayabilir. westbrook’un erken ve zinde döndüğü bir senaryoda ise houston çok düşük bir ihtimalle 4-3 gibi bir skorla seriyi alabilir.
milwaukee-orlando: tek taraflı bir eşleşme. orlando’nun sahada varlık göstermesi neredeyse imkansız. milwaukee bubble’da iyi bir performans göstermese de ağır favori. 4-0 bitmemesi sürpriz olacaktır.
toronto-brooklyn: brooklyn sayıda yanlışım yoksa bubble’a 9 eksikle geldi. two way kontratlarla falan kadroyu doldurabildiler. kalite çok ama çok düşük olda da oyuncuların hepsinin yaz döneminde bir kontrat kapma çabası olduğu için sahaya konulan efor maksimum seviyede. toronto da dört dörtlük gözükmedi ancak arada inanılmaz bir kalite farkı var. brooklyn’in çok çok iyi toronto’nun çok çok kötü olduğu bir maç günü olmazsa toronto da seriyi 4-0 geçecektir. aksi büyük sürpriz olur aynı şekilde.
boston-philadelphia: konuşacak hiçbir şey olmayan iki seriden sonra konuşacak çok şeyin olduğu bir seri. öncelikle ben simmons sakat. philadelphia bubble’a çok ümit vari bir havayla girmişti ancak sonu hüsran olacak gibi duruyor. simmons 4, shake milton 1 numaradayken nispeten çok az da olsa bir miktar daha akıcı bir takım olmuşlardı ancak bunun devamı gelmeyecek. inanılmaz fizikli bir takım olmalarına rağmen bunun dışındaki hemen her yerde çok defolu bir takım. artık herkesin malumu bir şut sıkıntıları varken simmons’ın da yokluğunda top getirip yarı sahada sorun çözecek bir oyun kurucuları kalmadı. alec burks’ün eline baktıkları bir 6-7 dakika olacak ki, felaket. philly açısından olumlu bir nokta varsa o da boston’ın embiid’le eşleşecek hiçbir oyuncusunun olmaması. çok demode bir çift kule oyunuyla 2-in 3-out oynarsa philly bir miktar boston’a ters gelebilirler çünkü dediğim gibi boston uzun savunması konusunda çok sıkıntılı. ancak philly, boston’a kalite olarak kısa ve kanat oyuncularında cevap veremiyor. hele ki boston’ın kemba, smart, brown, hayward, tatum beşiyle sahada kaldığı dakikalarda nasıl cevap verecek philly pek aklım almıyor.
neticeye gelirsek, boston’ın favori olduğu, kazanacağı, ancak süpürmesinin çok zor olduğu bir seri bence. embiid ve harris’in çok iyi oynadığı, richardson’ın kemba’yı kilitlediği bir günde bir galibiyet alabilirler. şahsi tahminim 4-1, bir ihtimal 4-2 boston’ın alacağı yönünde.
miami-indiana: underdog’un kazanmaya en yakın olduğu seri bu olabilir doğu’da. ona da ne kadar yakın dersek işte. tj warren hepimizin malumu olduğu üzere yana yana girmişti bubble’a. butler’la karşılaşana kadar. sabonis’in yokluğu çok çok büyük darbe olacak indiana’nın geleceğine. oladipo’nun da sakatlıkltan hiç eskisi gibi giremediğini belirtmek gerek. buna rağmen bence hala kaliteli bir kadroları var özellikle aynı anda brogdon, warren ve turner’ın sahada olacağını düşünürsek ancak derinlik anlamında miami’nin yarısı bile değiller. öte yandan miami’de dragic çok iyi göründü ve böyle bir eşleşmede getireceği faydayla tek başına turu bile alabilir. butler bu sene çok iyi şut atmıyor, skorerlik olarak kötü bir sene geçiriyor olsa da o’nun skorerliği bu aşamada çok elzem değil. aynı anda hem robinson hem herro hem de dragic sahada olduğunda butler skor yapmasa da olur. bir de ligin en iyi 3-4 pivotundan birisine evrilen adebayo var elbette. 1’den 5’e her pozisyonu savunur, jokic seviyesine yakın oyun kurar, üstüne bir de sayı atar.
indiana; kadro derinliği, ribaund ve skor sıkıntısını aşamazsa (ki aşmaları oladipo bu halde ve sabonis de yokken imkansıza yakın) seride çok bir varlık gösteremeyecektir. 4-2 miami alır, oladipo çıldırırsa seri 7. maça uzar ancak butler 7. maçta seriyi vermez, indiana şimdiye kadarki gibi devam eder ve miami de playoff atmosferine girerse 4-1 miami kazanır.
lakers-portland: yerleşmiş olan saçma sapan algıları yıkmaya geldim. evet, lillard çok iyi bir bubble geçirdi. bubble mvp de oldu. alev alev giriyor playoffa. buraya kadar her şey tamam. ancak lillard bu şekilde, portland değil. sene başından beri devam eden kanat savunmasını düzeltemediler ve ariza yokken de düzeltmeleri mümkün değil. üstelik kısa savunmasında da sıkıntıları var ancak bu eşleşmede hayati rol oynayan defo bu değil. nurkic çok iyi döndü sakatlıktan. zach collins de fena sayılmaz. mccollum belinde bir kırıkla oynuyor ve oynayabilmek için herhangi bir tedavi olmayacak. lakers’a dönersek; lakers çok kötü. ancak ne olursa olsun, ligin en iyi 4 oyuncusundan ikisine sahipler. her ne kadar ikisi de formsuz olsa da. ve bu seride şöyle bir şansları var, ikisini de savunabilecek -savunmayı da bıraktım karşısında durabilecek- bir rakip yok. kanat savunmasında niteliği geçtim nicelik olarak bile çok eksik bir takım portland. lakers çift uzun oynadığı sürece davis’in savunmasında zach collins veya carmelo kalacak. davis’in oynadığı herhangi bir post-up’tan sayı, asist veya faul çıkarmaması mümkün değil gibi. davis’in pivot oynadığı senaryoda nurkic davis’in karşısında kalabilir ancak davis dışarda kaldığında nurkic perimetre savunmasını ne kadar iyi yapacak, lebron’u boş kalan pota altına drive etmekten ne alıkoyacak?
evet son zamanlarda sıkıntılı göründüler ancak playoff farklı. lebron son 4 senenin üçünde de bu şekildeydi ve 2018’de finale çıkardığı cavs takımı az çok hepimizin hatrındadır. şüphe duyacak bir durum yok. lakers 4-1 kazanır, lillard’ın hatrına en fazla 4-2 olur.
clippers-dallas: gelelim en çok üzüldüğüm eşleşmeye. doncic’i çok seviyorum. sonuna kadar ilerlemesini de çok istiyorum. ancak olabilecek en zor eşleşme clippers eşleşmesiydi ve clippers’la eşleştiler. clippers’ın doncic’in üstüne salabileceği iki azmanı var ve bu iki azman muhtemelen ligin en iyi iki kanat savunmacısı. doncic yine 25-12-10 falan yapacaktır ancak karşısında böyle adamlar varken istatistik kağıdından öteye geçmesi çok zor bu sayıların. yetişir mi bilmiyorum ancak harrell dönüyor. aksi yönden bakınca clippers’ın ,doncic’i savunsalar da, porzingis’i savunacak oyuncysu yok gibi duruyor olabilir. ancak porzingis’in sürekli dışarda oynaması, oyununu şut ve drive üstüne kurmuş olması clippers’ın elini rahatlatıyor. harrell’ı ve hatta gerektiğinde kawhi’ı porzingis’e vererek fizik dezavantajının üstesinden tam olarak olmasa da büyük oranda gelebilirler.
clippers kazanacaktır. 4-1. doncic çıldırır, porzingis dövüşür ise 4-2 olur. fazlası maalesef çok zor.
denver-utah: üç ihtimalli maçlar.* utah beklediğimden bir tık iyi olsa da, bu yeterli değil ve olmayacak. bunun üstüne çıkmaları gerekiyor. bogdanovic yokken inanılmaz skor ve şut sıkıntısı çekiyorlar ve bu üstesinden gelebilecekleri bir sorun değil. öte yandan denver da harika değil ancak bu patlamayı ne zaman yapacağını merak ettiğim michael porter jr sonunda o patlamayı yaptı. murray-porter-jokic üçlüsü inanılmaz bir hücum potansiyeliyken craig-grant-millsap üçlüsü de çok iyi bir defans üçlüsü. utah’da maalesef oyunun iki tarafı için üçer oyuncu yazamıyoruz. clarkson iyi bir altıncı adam ancak bir gün 21 sayı atıp ertesi gün %28 isabetle 7 sayı da atabilir. ortası yok.
denver kazanacak, utah da direnecektir. 6 maçta biter denver 4-2 kazanır diyorum ancak bu denver çok iyi olduğu için değil utah kötü olduğu için böyle olacaktır.
houston-oklahoma: geldik birinci turun incisine, minik bebeğine, gözümüzün nuruna. sene başında hangi eşleşme ilk turda olsun diye sorsanız lakers-pelicans ve rockets-thunder derdim. ilki olmasa da ikincisi oldu. chris paul’ün intikamı. westbrook v thunder. (gerçi westbrook sakat ve seriyi komple kaçırma ihtimali var, en azından ilk iki maçta garanti yok). harden’ın kendini ispatı. maçtaki hikayelere bakar mısınız. oklahoma gassray’ın 2002’deki şampiyon olduğu kadroya benzer bir kadroyla playofflara girdi. satılıklar kiralıklar.* chris paul, gallinari, adams takımın ilk beşinden üçü ve üçü de kesin takaslanacak gözüyle bakılan oyunculardı. takaslanmadılar ve takımı playoffa taşıdılar. her sabaha acaba bugün mü takımdan ayrılıyorum diye uyanıp, hayvan gibi zevk verip üstüne bir de playoffa girmek akıl karı bir iş değil. 5 kısanın da artık bokunu çıkaran houston’u westbrook’un yokluğu fena vurdu ve bence bir adım öndelerken onları bir adım geri düşürdü. paul-schröder-alexander üçlüsüyle fizik dezavantajı yüzünden sahada kalmakta zorlanıyordu okc ancak houston bu dezavantajı en az hissedecekleri takım çünkü onlar da çok kısa. bu sayede bu üçlüyü sahada 15-20 dakika aynı anda tutabilirler, bu da onlara maçı getirebilir.
houston westbrook’un yokluğunda savunmada ve bilhassa ribaundlarda çok sıkıntı çekecektir. bir aksilik çıkmazsa okc 4-2 kazanır, ancak maç 7.maça da uzayabilir. westbrook’un erken ve zinde döndüğü bir senaryoda ise houston çok düşük bir ihtimalle 4-3 gibi bir skorla seriyi alabilir.