107
ali koç selefi aziz yıldırım’ın aksine seçildiği ilk günden bu yana anadolu kulüplerini (hatta beşiktaş da dahil) yanına çekip galatasaray’ı yalnızlaştırma yönünde bilinçli ve sistematik bir proje uyguluyor. esasen galatasaray camiası bu konuyu erken farketmiş olmasına rağmen önleme konusunda maalesef aynı oranda başarılı olamadı. fatih hocanın organize ama amatör bir kötülük tanımlaması kesinlikle bu algıya yapılan bir atıftı.
esasen sivas, rize, malatya, alanyaspor gibi kulüpler zaten eskiden beri yöneticiler bazında fenerbahçe ile yakınlık kurmuş camialardı. ne var ki yukarıdaki girdilerde de isabetli şekilde izah edildiği üzere; ülkedeki ekonomik düzenin de etkisiyle koç ailesinin ve paranın yanında yer almak isteyen kulüplerin bir çoğu takımımıza karşı oluşturulan bu cephenin yanında durarak maddi menfaat (hariçten verilen paralar, sponsorluklar, sözleşmesi biten futbolcu için helallik parası vb) elde etme yarışına dahil oldular. bir anlamda taraf olmayan bertaraf olur sözünü haklı çıkarma yarışına giriştiler.
üstüne üstlük yazılı ve görsel medyada (hatta bot hesaplar sayesinde sosyal medyada) bu projenin etkin şekilde kampanyası yürütülerek algı operasyonu son sürat devam etti. (tv reklam gelirilerini veren koç grubu olunca) spor kanallarında her muhabir ya da yorumcu kasıtlı olarak galatasarayın etik kurallara uymadığından tutun da hakemlerin galatasarayın rakiplerini doğradığı yönünde algıyı kamuoyu nezdinde iyice oturttular. gelinen noktada beşiktaş fenerbahçe yakınlaşması, ali koç ile ahmet ağaoğlu’nun birlikte gülerek röportaj vermesi, sivas başkanının mhy ile rize başkanın vedat muriqi ve oğulcan çağlayan transferlerindeki tutumları, başakşehirin geçen sezon mevlüt transferinde bize başka, fenere başka uyguladığı davranış biçimi, her maç sonrası aleyhlerine bariz hata olmamasına rağmen iddiası olmayan rakiplerin bile ortalığı yangın yerine çeviren beyanatları göz önüne alındığında bu sistematik projenin başarıya ulaştığını açıkça kabul etmek gerekiyor.
bu saatten sonra başta yöneticilerimiz olmak üzere; camianın bu konu üzerinde artık ciddi şekilde düşünerek algıyı kırmaya yönelik aynı etkinlikte çalışmalar yürütmesi gereklidir. aksi halde fenerbahçe’nin yıllardır düştüğü yanılgıya düşer ve biz tek, siz hepiniz anlayışıyla onarılmaz hatalar yapabiliriz.
esasen sivas, rize, malatya, alanyaspor gibi kulüpler zaten eskiden beri yöneticiler bazında fenerbahçe ile yakınlık kurmuş camialardı. ne var ki yukarıdaki girdilerde de isabetli şekilde izah edildiği üzere; ülkedeki ekonomik düzenin de etkisiyle koç ailesinin ve paranın yanında yer almak isteyen kulüplerin bir çoğu takımımıza karşı oluşturulan bu cephenin yanında durarak maddi menfaat (hariçten verilen paralar, sponsorluklar, sözleşmesi biten futbolcu için helallik parası vb) elde etme yarışına dahil oldular. bir anlamda taraf olmayan bertaraf olur sözünü haklı çıkarma yarışına giriştiler.
üstüne üstlük yazılı ve görsel medyada (hatta bot hesaplar sayesinde sosyal medyada) bu projenin etkin şekilde kampanyası yürütülerek algı operasyonu son sürat devam etti. (tv reklam gelirilerini veren koç grubu olunca) spor kanallarında her muhabir ya da yorumcu kasıtlı olarak galatasarayın etik kurallara uymadığından tutun da hakemlerin galatasarayın rakiplerini doğradığı yönünde algıyı kamuoyu nezdinde iyice oturttular. gelinen noktada beşiktaş fenerbahçe yakınlaşması, ali koç ile ahmet ağaoğlu’nun birlikte gülerek röportaj vermesi, sivas başkanının mhy ile rize başkanın vedat muriqi ve oğulcan çağlayan transferlerindeki tutumları, başakşehirin geçen sezon mevlüt transferinde bize başka, fenere başka uyguladığı davranış biçimi, her maç sonrası aleyhlerine bariz hata olmamasına rağmen iddiası olmayan rakiplerin bile ortalığı yangın yerine çeviren beyanatları göz önüne alındığında bu sistematik projenin başarıya ulaştığını açıkça kabul etmek gerekiyor.
bu saatten sonra başta yöneticilerimiz olmak üzere; camianın bu konu üzerinde artık ciddi şekilde düşünerek algıyı kırmaya yönelik aynı etkinlikte çalışmalar yürütmesi gereklidir. aksi halde fenerbahçe’nin yıllardır düştüğü yanılgıya düşer ve biz tek, siz hepiniz anlayışıyla onarılmaz hatalar yapabiliriz.