• 65
    galatasaray basketbolu adına ciddi bir iş başaran adam.

    birkaç yıl önce oktay mahmuti belli başlı konulardan ötürü galatasaray'a oyuncu çekebilmenin çok zor olduğunu, galatasaray isminin basketbolda kötü bir repütasyon edindiğini dillendirmişti. neydi bu kötü repütasyonun sebebi? her şeyden önce 8-9 aylara varan maaş gecikmeleri vardı şubede ve bu bundan dolayı birçok oyuncu sözleşmelerinden çıkmıştı tek taraflı olarak. aynı şekilde menajer ödemeleri konusunda da durum benzerdi, koskoca kıta avrupa'sında galatasaray'la iş yapan menajer sayısı 2'ydi. amatör branşlara yeteri kadar önem göstermemelerinden ötürü ve/veya muhtelif nedenlerle mustafa cengiz yönetimini eleştirebiliriz -ki çok da haksız sayılmayız- lakin mevzubahis kötü imajın düzeltilebilmesi sağlayan faktörlerden biri de bizzat kendileri. pandemi* öncesine kadar erkek basketbolda geçmişe dönük tüm menajer ve oyuncu alacaklarını sıfırlamıştı bu yönetim. bildiğim kadarıyla ise şu an için 2 aylık alacakları var takımdan ayrılan isimlerin ama bu tolere edilebilir bir sıkıntı. pandemi kaynaklı olarak 20-30 milyon euro'luk bütçelere sahip organizasyonların bile oyuncularına 4-5 aydır ödeme yapmakta zorlandıklarını hatta yapamadıklarını düşünürsek...

    ertuğrul hoca neyi başardı peki?

    sportif anlamda kendisini beğeniyorum. daha iyisi olabilir miydi? 2 sezonda en azından bir eurocup çeyrek finali ya da bir türkiye kupası zaferi belki? öte yandan hocayı özel kılan detay şu; zorunluluktan gidilen jaka klobucar ve lazeric jones tercihleri dışında sıfır karavana, marko arapovic dahil. daha basit haliyle ifade edersem:

    https://twitter.com/.../1283739662457147392

    koç an itibarıyla galatasaray'ı euroleague'e oyuncu sunabilen bir yapı haline dönüştürdü. dibi gören bir organizasyonu tekrar euroleague ile anılabilir bir seviyeye çekebilmiş olması bana kalırsa başlı başına büyükçe bir iş.

    peki bu durum şaşırtıcı mı?

    kesinlikle değil. ertuğrul hocanın alametifarikası iyi scouting, iyi kimya ve iyi maç önü hazırlığıdır. maç içindeki hamleleriyle insanı delirtebilir ama işin planlama kısmında parmakla gösterilen bir basketbol adamıdır. zaten biraz da bu yüzden yeniden yapılanmaya giren zalgiris kaunas'ın hedefindeki koçlardan biriydi kendisi.

    zeljko obradovic'in ayrılığı sonrası adı fenerbahçe beko ile anıldı. açıkçası ben kendisinin fenerbahçe ile direkt bir diyalog kurduğunu zannetmiyorum, yine kendisinin "ah keşke fenerbahçe'ye gidebilsem" gibi bir düşünceyle fenerbahçe'ye yanladığını da düşünmüyorum. konuyla alakalı kaynak da belirteyim hatta:

    https://twitter.com/.../1276487822581526529
    https://twitter.com/.../1278752107487727618

    entry'i bitirmeden önce şunu ifade etmek isterim; an itibarıyla 100 koçtan 95'i "galatasaray koçluğu vs fenerbahçe koçluğu" versüsünde boğazın karşı yakasını seçer. kalan %5'in içinde ise challange arayan birkaç isim, ergin ataman gibi galatasaray'la bağı bulunan birkaç figür falan vardır. bütçe, imkanlar, maalesef taraftardaki basketbol sempatisi vesaire. kısacası galatasaray basketbolunun koçlar özelinde bir cazibe merkezi olmadığı bariz, en azından şu an için. haliyle ertuğrul hocanın zihninde bu yönde bir yönelim olmuş olsaydı dahi ayıplamazdım, garipsemezdim.

    ilaveten, "fenerbahçeli damarı var" falan deniyor kendisi için? 2019-20 sezonunda ligde içerde dışarda tokatladı bu adam fenerbahçe'yi, böyle fenerbahçe damarlılığa can kurban...
App Store'dan indirin Google Play'den alın