2468
küçükken, çocukların gönül rahatlığıyla sokağa çıkabildiği ve günde abartısız 5-6 tane maçı rahat çıkardığımız yıllarda sabah evden çıkar, oynar, oynar, ha bire oynardık, taa akşama kadar. sonra tabi hava kararmaya başladığında anneler birer ikişer pencerelerden seslenmeye başlardı; "ali, veli, ahmet, mehmet......vs. hadi gel artık baban geldi" diye ve birçoğumuz oyun daha oynanırken maçı terketmek zorunda kalırdık.
onyekuru'nun gitmesi bana bunu hatırlattı.
ama bizim eve gitmemiz normalken, onun gidişi anormal bir durum. ya gerçekten şampiyonluk yarışının içinde olsaydık, hoş ligde en kötü ilk 3'e girmek gibi bşr hedefimiz de olmalı ama maşallah en rahat da biziz lig bitmişcesine. çocuk oyuncağı mı abi bu, benim organizasyonum bitmeden oyuncu gidiyor, dünya futbolunu yakından takip eden araştırmacı arkadaşlar var, var mı başka ülkede örneği. uefa ve fifa hem liglerin tamamlanmasını tavsiye ediyor hem de böyle bir durumu mal gibi seyrediyor mu şimdi.
nerede garip bir uygulama olur, gelir bizi bulur.
onyekuru'nun gitmesi bana bunu hatırlattı.
ama bizim eve gitmemiz normalken, onun gidişi anormal bir durum. ya gerçekten şampiyonluk yarışının içinde olsaydık, hoş ligde en kötü ilk 3'e girmek gibi bşr hedefimiz de olmalı ama maşallah en rahat da biziz lig bitmişcesine. çocuk oyuncağı mı abi bu, benim organizasyonum bitmeden oyuncu gidiyor, dünya futbolunu yakından takip eden araştırmacı arkadaşlar var, var mı başka ülkede örneği. uefa ve fifa hem liglerin tamamlanmasını tavsiye ediyor hem de böyle bir durumu mal gibi seyrediyor mu şimdi.
nerede garip bir uygulama olur, gelir bizi bulur.