4
herşey'den önce kendisi anarşist'in ağa babasıdır, polislerli hiç sevmez hoş polislerde onu sevmez, kendisi acayip sportmen bir insandır. 3-4 yıldır takip ederim, her yılbaşı eurosport'a özel program hazırlar parayı götürür. herşeyden öte çok sağlam futbol oynar, halısahaya çağırmalık cinstendir. sumo'yu çok sever sokak ortasında bile yapar farketmez. canlı yayın basar ama kimse birşey demez çünkü kendisi memleketi fransada çok sevilmektedir. gülle atma sporuna o kadar meraklıdır ki yoldan geçerken manavda gülleye benzer ne bulursa durup antreman yapar ayrıca kondisyonunu güçlendirmek için manavdan kafasına boş meyve kasasıyla vurmasını da istemektedir. motor sporlarını ve mario'ya o kadar çok bağlıdır ki trafiğe açık alanda go kart arabasıyla mario kart oynar peşine polisleri takar ve kaçar, hepsi extrem sporlara düşlünlüğünden kaynaklanmaktadır. ayrıca kendisi çok iyi buz hokeyi de oynar hiçbir oyuncuda olmayan bir özelliğe sahiptir, başka bir maç sırasında sahaya oturmak, sonunda ise ter atmak için bir araba dayak yer, en büyük aktivitesidir. dediğim gibi sporu o kadar çok sever ki hemen hemen her dalda kendisi görmek mümkündür bir tenis maçında sahaya atlayıp sizin adınıza sayı alabilir, şaşırmayın. tabii bu kadarla da kalmaz atletizm'i özellikle şehir marotonlarını çok sever, bu kadar sporsever bir insana yardım etmekden de gocunmayınız yanınızdan geçerken elinizden su şişenizi alırsa tevecüh ile karşılayın. vücudunun dinç kalması için rusların yaptığı gibi soğuk denizlere atlamaz ama onlardan aşağı kalır yanı yoktur, onu bir araba yıkama makinesinin içinde yarı çıplak soğuk su yerken görebilirsiniz. su altına dalmak en büyük hobisidir, bayrampaşa aqua'da kendisini köpek balıklarına et verirken bile görebilirsiniz. aynı zamanda kendisi lille takımında oynamaktadır, takımının o kadar önemli bir parçasıdır ki başbakan'ın ellerinden kupayı ilk o alır. esas uğraştığı spor dalı deklaktlon'dur, ülkesi fransa da antreman yapacak tesis bulamadığından dolayı metro'larda askılara tutunarak çalışır, böyle de fedakardır. cirit atmayı da çok sever ataları bizim anadolu topraklarından olsa gerek, eğer oltanızı haliç'de bırakmış siz kenarda çay içiyorsanız ve remi etrafdaysa bilin ki bizim cahil remi onu bir cirit sanarak denize doğru fırlatacaktır. voleybol ise arada sırada yaptığıdır, en son resmi maçı 2002 fransa-kamboçya voleybol maçıydı, maç eurosport'tan canlı yayınlanmıştı. biz kazım kazım'ı eleştiriyoruz ancak kendisini parti yapma anlayışı çok ekstrem'dir, eh maçlardan sonra eğlenmek onun da hakkı değil mi ? bir dönem çok fakirleşmişti bu çocuk evine icra gelmişti ve yürüyüş bandını elinden almışlardı o da zavallıcık, marketlerdeki kasa'ların bantlarında koştu, hepsi spor aşkındandır. vücut geliştirme şampiyonasında 1.lik kürsüsüne bile çıkmışlığı vardır ancak güvenlik kısa sürede kendisini indirmiştir, ayıp. çok da iyi amerikan futbol'u oynar, elinizden bir eşyayı kapıp 100y koşup touchdown yapması çok olasıdır, eşyalarınıza sahip çıkmanız gerekmektedir. bütün bu 10 yıllık geçmişinin çok çok çok ufak bir özetini http://www.youtube.com/watch?v=Bb6K868RCVY linkinden bizlere sunandır ayrıca, i love you remi. www.nimportequi.com *