5848
ismini cismini öğrendiğimde henüz okula bile başlamamıştım, ancak galatasaray'a dair ilk aşkım oldu. küçükken odamdaki posterine bakarak keşke babam olsaydı derdim. o kadar severdim! belki ondan sonra bu kadar etki yaratacak bir ikon gelmese de kazandırdığı kupalar dışında galatasaray'a yeni bir misyon, yeni bir vizyon kazandırdı. artık çıtayı yükseltmiş, her oyuncudan beklentimiz bir o kadar artmıştı. wesley sneijder galatasaray'a büyük başarılar kazandırsa da hagi'nin gölgesinde kaldı aslında. sneijder gibi bir dünya yıldızı bile bize hagi'nin hissettirdiklerini sadece hatırlattı, ancak asla yaklaşamadı. belki hırçındı, belki tüm dikkatler onun üstündeydi, hatta uefa kupası finali'nde sorumsuzca kırmızı kart yedi, ancak onun bize hissettirdikleri ve kattıkları asla eskimedi. 132 maçta 59 gol 50 asist yapmış. alex de souza ile karşılaştırıldğında aslında çok düşük rakamlar. ancak, biz galatasaraylılar biliriz ki bu önemsiz istatistikler, bize kattıklarından çok daha önemsiz.