14
neden yalnız bırakıldığımız için kızdığınızı gerçekten anlamıyorum. övünülecek durumdayız şu anda, yerinecek bir durum söz konusu değil. sebebi çok basit;
galatasaray başarıları altında ezilen diğer (sözde) ezeli rakipler, zaten başarısızlık anlamında otomatik bir araya geliyorlar. tek başınıza galatasaray’la uğraşamazsınız. bunu onlar biliyor, bizden daha anlayan yok. yeterki bir arada duralım.
fenerbahçe malumunuz. tarihinin en çok para harcadığı dönemlerinde, en başarılı olacaklarını umdukları dönemde; orta sahada saidu, sol bek orhan ak, sağ bek cihan haspolatlı ile şampiyonluğumuzu izlediler. diğerlerimi saymıyorum bile. zaten tek başlatına uğraşma şansları olmadığından örgütün en başında komik işlere kalkışıp daha da kendilerini küçültüyorlar. en azından aziz yıldırım diğer kulüplerle suni kavgalarla kendini büyük göstermeye çalışırdı. aciz durumdalar.
beşiktaş zaten yıllardır omurgasız bir camia. şu anda ali koç’un sözünden çıkamayacak bir başkanları var. çünkü demoklesin kılıcı gibi rahmi koç tepelerinde. tarihlerinde tek varlıkları, siyasetin ve gücün yancısı olmaktan öteye gidememiş. bizden şampiyonluk olarak önde oldukları yıllarda bile büyük kulüp olamamışlardır. onları bu denkleme dahil bile etmiyorum, çünkü kasımpaşa’nın yaptırım gücü bile bunlardan daha yüksek.
başakşehir’in kuyruk acısı hepinizin malumu. şampiyonluk vermelerini geçin, siyasi olarak galatasaray’a tersler. gönül verdikleri siyasi durumda, galatasaray’ı seven tek bir insan evladı yoktur. (yönetici kadrosundan bahsediyorum)
bu bile başlı başına bir gururlanma meselesidir. galatasaray’ın hala tevfik fikret’in izinden gittiğinin, siyasetin oyuncağı olmadığının, ve hala omurganın kaldığının büyük göstergesi.
trabzonspor’u, başakşehir’den ayrı koymayın. hakkını yiyenlerin kucağında ordan oraya savrulması düşürüldüğü durumun ne kadar acınası olduğunu gösteriyor zaten. siyasetin sözünün dışına çıkamaz. gerekirse siyasetin istediği takıma şampiyonluğunuda seve seve verir.
rizespor, ali koç’un başkanlığını sürdürdüğü pilot takımı. aslında keşke başkanlığa burdan başlayıp bir kaç yıl pişse hiç fena olmazdı. football manager oyununda iki takımı alıp, birbirime transfer paslama olayını çok iyi yapıyordu malumunuz. siyasi durumlarını söylemiyorum bile.
alanyaspor başkanı zaten dışişleri bakanımız mevlüt çavuşoğlu’nun kardeşi. onlarla ilgili söyleyeceklerim bu kadar.
sivasspor zaten fenerbahçe’sinin sözünün dışına çıkmaz. onlarıda seri geçelim.
yeni malatya, konya daha sayamadığım binbir türlü siyasi, ya da işadamı kimliğiyle galatasaray’ın karşısında olan zat.
şimdi gençlik marşını, siyasi figür olarak kullanan. akıllarınca bir takımı kendinden ayrışıp komik duruma düşen bu küçücük kulüplerimize bakıp sadece gülüyorum. gençlik marşı, kulübünde 20 yılını aşıp mazbata almaya gelen başkan erdoğan önünde okunur. gençlik marşı avrupa maçında arsenal taraftarına bastıra bastıra okunur. cumhuriyetin ve atatürkçülüğün şovunu yapmaktan öteye gidemeyen komedi futbol kulüplerine sadece gülün geçin.
gençlik marşını, izmir marşını ve binlerce memleket şarkısını, biz sizin kralınızın önünde okuyoruz. siz değil kralınız gelsin.
şimdi soruyorum size. onlar birleşmesin de kim birleşsin?
galatasaray başarıları altında ezilen diğer (sözde) ezeli rakipler, zaten başarısızlık anlamında otomatik bir araya geliyorlar. tek başınıza galatasaray’la uğraşamazsınız. bunu onlar biliyor, bizden daha anlayan yok. yeterki bir arada duralım.
fenerbahçe malumunuz. tarihinin en çok para harcadığı dönemlerinde, en başarılı olacaklarını umdukları dönemde; orta sahada saidu, sol bek orhan ak, sağ bek cihan haspolatlı ile şampiyonluğumuzu izlediler. diğerlerimi saymıyorum bile. zaten tek başlatına uğraşma şansları olmadığından örgütün en başında komik işlere kalkışıp daha da kendilerini küçültüyorlar. en azından aziz yıldırım diğer kulüplerle suni kavgalarla kendini büyük göstermeye çalışırdı. aciz durumdalar.
beşiktaş zaten yıllardır omurgasız bir camia. şu anda ali koç’un sözünden çıkamayacak bir başkanları var. çünkü demoklesin kılıcı gibi rahmi koç tepelerinde. tarihlerinde tek varlıkları, siyasetin ve gücün yancısı olmaktan öteye gidememiş. bizden şampiyonluk olarak önde oldukları yıllarda bile büyük kulüp olamamışlardır. onları bu denkleme dahil bile etmiyorum, çünkü kasımpaşa’nın yaptırım gücü bile bunlardan daha yüksek.
başakşehir’in kuyruk acısı hepinizin malumu. şampiyonluk vermelerini geçin, siyasi olarak galatasaray’a tersler. gönül verdikleri siyasi durumda, galatasaray’ı seven tek bir insan evladı yoktur. (yönetici kadrosundan bahsediyorum)
bu bile başlı başına bir gururlanma meselesidir. galatasaray’ın hala tevfik fikret’in izinden gittiğinin, siyasetin oyuncağı olmadığının, ve hala omurganın kaldığının büyük göstergesi.
trabzonspor’u, başakşehir’den ayrı koymayın. hakkını yiyenlerin kucağında ordan oraya savrulması düşürüldüğü durumun ne kadar acınası olduğunu gösteriyor zaten. siyasetin sözünün dışına çıkamaz. gerekirse siyasetin istediği takıma şampiyonluğunuda seve seve verir.
rizespor, ali koç’un başkanlığını sürdürdüğü pilot takımı. aslında keşke başkanlığa burdan başlayıp bir kaç yıl pişse hiç fena olmazdı. football manager oyununda iki takımı alıp, birbirime transfer paslama olayını çok iyi yapıyordu malumunuz. siyasi durumlarını söylemiyorum bile.
alanyaspor başkanı zaten dışişleri bakanımız mevlüt çavuşoğlu’nun kardeşi. onlarla ilgili söyleyeceklerim bu kadar.
sivasspor zaten fenerbahçe’sinin sözünün dışına çıkmaz. onlarıda seri geçelim.
yeni malatya, konya daha sayamadığım binbir türlü siyasi, ya da işadamı kimliğiyle galatasaray’ın karşısında olan zat.
şimdi gençlik marşını, siyasi figür olarak kullanan. akıllarınca bir takımı kendinden ayrışıp komik duruma düşen bu küçücük kulüplerimize bakıp sadece gülüyorum. gençlik marşı, kulübünde 20 yılını aşıp mazbata almaya gelen başkan erdoğan önünde okunur. gençlik marşı avrupa maçında arsenal taraftarına bastıra bastıra okunur. cumhuriyetin ve atatürkçülüğün şovunu yapmaktan öteye gidemeyen komedi futbol kulüplerine sadece gülün geçin.
gençlik marşını, izmir marşını ve binlerce memleket şarkısını, biz sizin kralınızın önünde okuyoruz. siz değil kralınız gelsin.
şimdi soruyorum size. onlar birleşmesin de kim birleşsin?