• 1401
    içinde yetiştiğim ortam itibariyle "kör kemal ile sağır ismet" ikilisinin 'kör kemal'iydi. başımıza gelen her kötü şeyin, manevi ve ahlaki değerlerimizden uzaklaşmamızın sebebiydi. okul başladığında, hakkında evde söylenenleri unutmam ve rol yapmam gereken adamdı. andımız okunurken "and içerim" kısmında sadece dudak kıpırdatarak 'tehlikeli' yolundan uzak durmayı her sabah kendime öğütlediğim adamdı. deccaldi, çakmak çakmak gözlerinden şeytani bir şeyler çıktığı için bir alimin kendisiyle karşı karşıyayken iki parmağıyla gözlerinden çıkan ışın silahını engellediği mitolojik bir karakterdi.

    bugün düşününce bir mahcubiyet hissetmiyorum. çocuk yaştaki o fikir ve duygulardan ötürü bir sorumluluk da hissetmiyorum. yıllar geçti, doğuştan gelenlerden sıyrılıp kendi tercihlerimizi yapabildiğimiz vakitler gelince kendisi hakkındaki bilgilerimin değişmesiyle tabii ki fikirlerim de değişti. ateş çemberinin içinden, sancılı geçen türk modernleşmesi zincirinin son ve en kritik halkası olarak genç bir cumhuriyet çıkartabilmesi hikayesini hala hayranlıkla ve şaşkınlıkla öğrenmeye çalışıyorum.

    en anlamadığım yönü ise, yaptıklarını yapabilmesi için kendisine güç veren o 'memleket sevgisi'nin kaynağı. 101 yıl önce bugün, devrin en büyük emperyalistlerine, onların beslediği hormonlu işgalcilere ve dahili işbirlikçilere, teslimiyetçilere karşı bir avuç türk generaliyle birlikte meydan okumayı planlayacak kadar, hayatını kazım karabekir'in vereceği bir selam ile tutuklama emri arasındaki fark kadar ince bir pamuk ipliğine bağlayacak kadar, en yakınındakilerden bile zaman zaman "az biraz amerikan mandasını mı düşünsek, güçlendikten sonra çıkarız" telkinleri almasına rağmen 'ütopik' denebilecek bir bağımsızlık rüyasının peşine düşecek kadar nasıl ve neden sevdi acaba bu memleketi?

    neden ve nasıl sevdi bilmiyorum ama iyi ki sevmiş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın