15646
sabah gazetesinde* tam sayfa röportajı yayımlanmış: http://gss.gs/11H
satırbaşları:
1) "bu sene takıma yeteri kadar katkı veremedim."
bence son beş senedir diye değiştirebiliriz bunu.
2) "son iki şampiyonlukta kaptan olarak görevimi yaptım."
buradan bizim dalga geçtiğimiz pasta yedirme gibi mevzularla takımı birarada tutmaya çalıştığını anlıyoruz. muhtemelen türkiye'de alışık olduğumuz paraların geç yatması gibi durumlarda yabancı futbolcuları sakinleştirmek ya da takımdaki gruplar arasında köprü kurmak gibi görevlerden bahsediyor. saha içi liderliği anlamında son yıllarda pek bir şey göremedik kendisinden. zaten her teknik direktörün selçuk'u bu kadar tutma sebebi de bu tür saha dışı görevleri olsa gerek.
3) "birileri istiyor diye futbolu bırakamam, yaşıtlarım hâlâ oynuyor."
sorun şu ki yaşıtları hâlâ futbol oynayacak fiziksel yeterliliğe sahip. selçuk ise sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da son beş senedir her sene daha kötüye gitmekte. sakatlık vs. geçirmemiş bir oyuncunun bu kadar düştüğü bir durum benim aklıma gelmiyor. futbolu bırakmak istememesine ise anlam veremiyorum. kendi performansını değerlendirecek durumda mı değil, yoksa menajeri veya arkadaşları mı yanlış yönlendiriyor bilmiyorum ama, görünen o ki, selçuk futbolunun ne halde olduğunun farkında değil. zira galatasaray taraftarının selçuk'u sahada beş dakika bile görecek tahammülü kalmadı artık.
kaptan olarak saha dışında yaptıklarına vakıf değiliz, muhtemelen çok değerli katkıları da olmuştur, ki bunun karşılığını fazlasıyla aldı. performans olarak ise ilk birkaç seneki olağanüstü oyunu dışında hiçbirimizin iyi hatırlamayacağı performanslar verdi. bu sene futbolu bırakıp jübilesini yapması kendisi için en hayırlısı olur bence.
satırbaşları:
1) "bu sene takıma yeteri kadar katkı veremedim."
bence son beş senedir diye değiştirebiliriz bunu.
2) "son iki şampiyonlukta kaptan olarak görevimi yaptım."
buradan bizim dalga geçtiğimiz pasta yedirme gibi mevzularla takımı birarada tutmaya çalıştığını anlıyoruz. muhtemelen türkiye'de alışık olduğumuz paraların geç yatması gibi durumlarda yabancı futbolcuları sakinleştirmek ya da takımdaki gruplar arasında köprü kurmak gibi görevlerden bahsediyor. saha içi liderliği anlamında son yıllarda pek bir şey göremedik kendisinden. zaten her teknik direktörün selçuk'u bu kadar tutma sebebi de bu tür saha dışı görevleri olsa gerek.
3) "birileri istiyor diye futbolu bırakamam, yaşıtlarım hâlâ oynuyor."
sorun şu ki yaşıtları hâlâ futbol oynayacak fiziksel yeterliliğe sahip. selçuk ise sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da son beş senedir her sene daha kötüye gitmekte. sakatlık vs. geçirmemiş bir oyuncunun bu kadar düştüğü bir durum benim aklıma gelmiyor. futbolu bırakmak istememesine ise anlam veremiyorum. kendi performansını değerlendirecek durumda mı değil, yoksa menajeri veya arkadaşları mı yanlış yönlendiriyor bilmiyorum ama, görünen o ki, selçuk futbolunun ne halde olduğunun farkında değil. zira galatasaray taraftarının selçuk'u sahada beş dakika bile görecek tahammülü kalmadı artık.
kaptan olarak saha dışında yaptıklarına vakıf değiliz, muhtemelen çok değerli katkıları da olmuştur, ki bunun karşılığını fazlasıyla aldı. performans olarak ise ilk birkaç seneki olağanüstü oyunu dışında hiçbirimizin iyi hatırlamayacağı performanslar verdi. bu sene futbolu bırakıp jübilesini yapması kendisi için en hayırlısı olur bence.
