31
normal zamanda süper lig 27. hafta mücadelesi olacaktı, korona salgını sebebiyle şu an için bilinmeyen bir tarihe tehir edilmiş durumda. oldum olası rize deplasmanlarını sevmemişimdir, buna özellikle yeni yapılan çaykur didi stadyumu etkisi de eklenince iyice çekilmez bir yer halini almış oluyor. rizeli aslanlar alınmasınlar ama, yönetimi, futbolcusu, taraftarı, sanki özellikle seçilmişçesine antipatik tiplerden oluşuyor bu rize takımı. zaten o deplasmandaki kötü karnemizi de ekleyince illallah dedirtecek bir yere çıkmış oluyoruz.
ancak gerek pandemiden ötürü ufak ufak, azar azar da olsa kafamızı kaldırabiliyor oluşumuz, gerekse de bu konuda iyi kötü bir bilinçlenmenin oluşmasından ötürü önümüzdeki 2 ay içerisinde oynanacağını tahmin ediyorum. mayısta olması elbette zor, ancak haziran ayının 15'inden sonrasında bir cuma-cumartesi-pazar günü oynanması çok ihtimal dışı değil sanki, ne dersiniz?
ayrıca içimden geçen galibiyet olsa da, adeta buram buram puan kaybı kokuyor bu maç. son 8 maçının 2 beraberlik, 6 mağlubiyetle tamamlandığını hatırlatmalıyım rakibimizin. ancak böyle kötü gidişatlara karşı bir ilk yardım kolu olmayı da çok severiz. tıpkı 2017-2018 sezonunda 10 maçlık periyotta tek galibiyetini bize karşı alabilen gençlerbirliği gibi. ya da bu sezon ilk yarıda bizle oynamadan önceki son 6 maçını hiçbir varlık gösteremeden kaybeden, ama bize karşı hem de 10 kişi 2-0'dan dönüp 2-2'yi yakalayan ankaragücü gibi. hacı baba tekkesi gibi takımız vesselam, öyle de hayırseveriz.
inşallah yanılırım. hatta öyle bir yanılırım ki, tahminlerimin bir tanesi bile doğru çıkmaz, en az iki farklı, dominant bir oyun oynadığımız ve güle oynaya kazandığımız bir galibiyet çıkmış olur buradan.
son olarak, yönetimi, futbolcusu taraftarı demişken aklıma şikeci ırkçı hapçısı türkiye'nin yüz karası geldi.
ancak gerek pandemiden ötürü ufak ufak, azar azar da olsa kafamızı kaldırabiliyor oluşumuz, gerekse de bu konuda iyi kötü bir bilinçlenmenin oluşmasından ötürü önümüzdeki 2 ay içerisinde oynanacağını tahmin ediyorum. mayısta olması elbette zor, ancak haziran ayının 15'inden sonrasında bir cuma-cumartesi-pazar günü oynanması çok ihtimal dışı değil sanki, ne dersiniz?
ayrıca içimden geçen galibiyet olsa da, adeta buram buram puan kaybı kokuyor bu maç. son 8 maçının 2 beraberlik, 6 mağlubiyetle tamamlandığını hatırlatmalıyım rakibimizin. ancak böyle kötü gidişatlara karşı bir ilk yardım kolu olmayı da çok severiz. tıpkı 2017-2018 sezonunda 10 maçlık periyotta tek galibiyetini bize karşı alabilen gençlerbirliği gibi. ya da bu sezon ilk yarıda bizle oynamadan önceki son 6 maçını hiçbir varlık gösteremeden kaybeden, ama bize karşı hem de 10 kişi 2-0'dan dönüp 2-2'yi yakalayan ankaragücü gibi. hacı baba tekkesi gibi takımız vesselam, öyle de hayırseveriz.
inşallah yanılırım. hatta öyle bir yanılırım ki, tahminlerimin bir tanesi bile doğru çıkmaz, en az iki farklı, dominant bir oyun oynadığımız ve güle oynaya kazandığımız bir galibiyet çıkmış olur buradan.
son olarak, yönetimi, futbolcusu taraftarı demişken aklıma şikeci ırkçı hapçısı türkiye'nin yüz karası geldi.
