49
süper kupa finalinde ve devam eden sezon, iki grup aşamalı şampiyon ligi maçlarının tamamında oynamış, denizlispor'dan 5,5 milyon dolara transfer edilen bülent akın'da sıradan bir oyuncuydu, taktiksel bir görevi vardı ve onun dışına çıkmazdı. ne oynadığını anlamazdın, göze batmazdı ama taktiksel disiplini işleten dişlinin parçalarından biriydi. bazı oyuncuların şansı, doğru yerde, doğru zamanda iyi bir yapının içinde kendisine yer edinebilmektir. andres fleurquin, alioum saidou'ya da bu kategoriye sokabilirim. petre de bir yıldız değildi, askerdi ve maalesef şahit olduğumuz en karanlık dönemlerden birine denk geldi. 2003-2005 arası, hiç bir oyuncu için kişisel bir yargıda bulunamam. mondragon ve hasan şaş dışında biraz da ümit karan'ın varlığını hissettirdiği onun dışında kötü dizayn edilmiş, yetersiz bir gruptu. kısaca, ovidiu petre denince, bireysel anlamda yetersiz bir oyuncudan ziyade, almanya'da oynamak durumunda kaldığımız ama yine de 2-0 alt etmeyi bildiğimiz juventus maçı geliyor aklıma. o büyük galibiyette emeği geçen bir oyuncuydu. ama evet, hayal ettiğimiz galatasaray futbolcusu değildi, o dönem oynamış her oyuncu gibi.
