16
ağzımın suyu aka aka izlediğim harikulade bir jordan belgeseli. iki bölümünü de bir çırpıda bitirdim, şimdi merakla gelecek haftayı bekliyorum.
öncelikle phil jackson'ın ağzından kaleme alınan "kutsal çemberler" kitabını şayet okuduysanız aslında bu belgeselin içeriğinde neler olabileceği hakkında bir nebze bilgi sahibisiniz demektir. zira o kitapta bulls yıllarından, yaşadıklarından, oyuncu-idari kadro-yönetim üçgeninde yaşananlardan bahsedilmekteydi. (yine phil jackson'in ağzından kaleme alınan ve 2004 lakers'ını anlatan "ruhunu arayan takım" kitabını da okuyabilirsiniz, o da güzel bir spor kitabıdır)
ama bu belgeselin kronolojik olarak net bir sıralama şeklinde ilerlemeyip tarihte bir ileri bir geri şeklinde devam etmesi en azından benim açımdan çok büyük bir ilgi uyandırdı.
belgeselin ele alınacak o kadar çok konusu var ki. öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 2 bölümlük süre zarfında röportaj yapılan kişileri toplayabilecek belki de dünya üzerindeki yegane basketbolcudur kendisi. hani ne kadar büyük bir oyuncu olduğu bir kez daha anlaşılsın diye yazıyorum. zira 1 değil 2 tane eski amerikan başkanı'nı belgesel röportajı için ayarlayabilmek öyle herkes için gerçekleştirilebilecek bir olay olmaz.
bu arada david stern'ü bile gördüğümde yüreğim bir "ahh bee" dedi, ilerleyen bölümlerde kobe'yi görünce ne olur bilemiyorum...
öncelikle phil jackson'ın ağzından kaleme alınan "kutsal çemberler" kitabını şayet okuduysanız aslında bu belgeselin içeriğinde neler olabileceği hakkında bir nebze bilgi sahibisiniz demektir. zira o kitapta bulls yıllarından, yaşadıklarından, oyuncu-idari kadro-yönetim üçgeninde yaşananlardan bahsedilmekteydi. (yine phil jackson'in ağzından kaleme alınan ve 2004 lakers'ını anlatan "ruhunu arayan takım" kitabını da okuyabilirsiniz, o da güzel bir spor kitabıdır)
ama bu belgeselin kronolojik olarak net bir sıralama şeklinde ilerlemeyip tarihte bir ileri bir geri şeklinde devam etmesi en azından benim açımdan çok büyük bir ilgi uyandırdı.
belgeselin ele alınacak o kadar çok konusu var ki. öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 2 bölümlük süre zarfında röportaj yapılan kişileri toplayabilecek belki de dünya üzerindeki yegane basketbolcudur kendisi. hani ne kadar büyük bir oyuncu olduğu bir kez daha anlaşılsın diye yazıyorum. zira 1 değil 2 tane eski amerikan başkanı'nı belgesel röportajı için ayarlayabilmek öyle herkes için gerçekleştirilebilecek bir olay olmaz.
bu arada david stern'ü bile gördüğümde yüreğim bir "ahh bee" dedi, ilerleyen bölümlerde kobe'yi görünce ne olur bilemiyorum...