24
lige ve avrupa arenasina iyi baslayip (cska sofya on eleme maclari) ilk yarinin ortalarina dogru tokezlememizle havlu attigimiz sezon. bence sezonu bizim icin bitiren mac iceride 2-1 kaybettigimiz trabzonspor maciydi. o mac de boer yattara tarafindan mac boyu pazara yollanmakla kalmayip bir pozisyonda 5 metre onundeki fatih tekke’ye asist yapinca 2-1 kaybetmistik. bir de son 10 dakikaya 2-0 onde girip 2-2 bitmesine izin verdigimiz malatyaspor maci vardi tabi onu da unutmamak lazim.
onun disinda sampiyonlar ligine de iyi baslayip gene sanssizliklar (beraberligi son anda kacirdigimiz juventus ve real sociedad maclari) yuzunden 7 puan topladigimiz grupta ucuncu olabilmistik. (sociedad ile ilk mac berabere kalsak ust tura cikacaktik ulan xabi alonso ulan!) sonrasinda uefa’da da bahtsiz bedevi-col-kutup ayisi ucgeni yakamizi birakmamis, donemin en formda takimlarindan pepe reina’li, belletti’li, riquelme’li, sonny anderson’lu iki sezon sonra ucl finalini ucundan kaciracak olan villarreal ile eslesmistik. aslinda baya bahtsizmisiz lan o sezon. zaten 2004’te vasat bir yildi sahsim acisindan.
ayrica ali samiyen’i birakip, turkiye’nin lokasyonu en kotu, ruzgar alan, sevimsiz ve basaririz proje stadi olimpiyat stadinda oynamamiz isin icine tuy dikmisti. hatta o donem simdiye oranla trafik sorunu bir hayli daha fazla olan bir stadyumdu ve insanlar yol olmadigi icin camurlara bata bata stada gitmeye calisiyorlardi.
teknik olarak bakilacak olursa ilk yanlis de boer-bulent korkmaz ikilisi olmustu. biri 35 digeri 33 yasindaki iki hantal stoper gerek bireysel hata, gerek araya adam kacirmalari yuzunden cogu macta rakip forvetleti mondragon ile karsi karsiya birakip gol yedirtmisti. onun disinda bahsedilmis, orta sahamiz yoktu. o zamanlar, yeni yeni cikan 4-2-3-1 sisteminde orta sahan yoksa futboldan silinip gidiyordun.
fenerbahce o sene hooijdonk ve tuncay’in orta saha tarzi oynayabilmesi ve bireysel yetenekleriyle (hooijdonk’un frikik, tuncay kosu) ve zaman zaman kendini unutturan sergei rebrov ve aurelio sayesinde sampiyon olurken ertesi sene alex’in gelmesiyle tuy dikmisti. biz ise bir sonraki sene defansi song-tomas ikilisiyle guclendirmis ama bir 10 numara ve duzgun box to box bulamadigimiz icin 78 puan toplamamiza ragmen trabzonspor’un ardindan ucuncu olabilmistik.
onun disinda sampiyonlar ligine de iyi baslayip gene sanssizliklar (beraberligi son anda kacirdigimiz juventus ve real sociedad maclari) yuzunden 7 puan topladigimiz grupta ucuncu olabilmistik. (sociedad ile ilk mac berabere kalsak ust tura cikacaktik ulan xabi alonso ulan!) sonrasinda uefa’da da bahtsiz bedevi-col-kutup ayisi ucgeni yakamizi birakmamis, donemin en formda takimlarindan pepe reina’li, belletti’li, riquelme’li, sonny anderson’lu iki sezon sonra ucl finalini ucundan kaciracak olan villarreal ile eslesmistik. aslinda baya bahtsizmisiz lan o sezon. zaten 2004’te vasat bir yildi sahsim acisindan.
ayrica ali samiyen’i birakip, turkiye’nin lokasyonu en kotu, ruzgar alan, sevimsiz ve basaririz proje stadi olimpiyat stadinda oynamamiz isin icine tuy dikmisti. hatta o donem simdiye oranla trafik sorunu bir hayli daha fazla olan bir stadyumdu ve insanlar yol olmadigi icin camurlara bata bata stada gitmeye calisiyorlardi.
teknik olarak bakilacak olursa ilk yanlis de boer-bulent korkmaz ikilisi olmustu. biri 35 digeri 33 yasindaki iki hantal stoper gerek bireysel hata, gerek araya adam kacirmalari yuzunden cogu macta rakip forvetleti mondragon ile karsi karsiya birakip gol yedirtmisti. onun disinda bahsedilmis, orta sahamiz yoktu. o zamanlar, yeni yeni cikan 4-2-3-1 sisteminde orta sahan yoksa futboldan silinip gidiyordun.
fenerbahce o sene hooijdonk ve tuncay’in orta saha tarzi oynayabilmesi ve bireysel yetenekleriyle (hooijdonk’un frikik, tuncay kosu) ve zaman zaman kendini unutturan sergei rebrov ve aurelio sayesinde sampiyon olurken ertesi sene alex’in gelmesiyle tuy dikmisti. biz ise bir sonraki sene defansi song-tomas ikilisiyle guclendirmis ama bir 10 numara ve duzgun box to box bulamadigimiz icin 78 puan toplamamiza ragmen trabzonspor’un ardindan ucuncu olabilmistik.