17439
2017'de çektiği "referandum'da evet diyeceğim" videosu gibi bir video çekip galatasaray taraftarından ve türk halkından samimi bir şekilde özür dileseydi, hastanede silah çektiği adamın ve karısının gönlünü alsaydı, barcelona'dan aldığı altı aylık maaşı çocuk esirgeme kurumu'na bağışlasaydı şimdi kesinlikle galatasaray'da forma giyiyor olurdu.
eğer bunlardan hepsini değil, iki tanesini dahi yapsaydı şimdi muhtemelen galatasaray'da forma giyiyor olurdu. ama arda bunların birini bile yapmadı. hatırlı büyüklerini ve gazeteci dostlarını devreye sokarak oldu bittiyle galatasaray'a transfer olmaya çalıştı, "ben koskoca arda turan'ım, istersem galatasaray'da oynarım" pozu kesti. galatasaray da o pozu arda'ya aynen iade etti, koskoca arda turan sezercik gibi ortada kaldı.
arda efendi egosunu törpülemediği müddetçe kafasını duvara çarpmaya devam edecek. fatih hoca bugüne kadar bizim kalbimizi çok kırmıştır ama her kırgınlıktan sonra gönül almayı bilmiştir, maddi olarak ne teklif edilirse edilsin galatasaray'ın rakibi olan hiçbir takımda çalışmamıştır, kameraların önünde ona "faydalı bir eleman" dendiğinde öfkesini içine atmıştır. ister sportif manada, ister siyasi manada yaptığı hatalardan sonra samimi olarak pişmanlık gösterip bunları telafi etmeye çalışmıştır.
türkiye'deki en büyük futbol adamı bile söz konusu galatasaray olunca egosunu bir kenara bırakıp galatasaray'ın bir neferi olmayı başarmıştır. çünkü adanalı fatih'i "fatih terim" yapan gücün galatasaray camiası olduğunun farkına varmıştır, bu camianın bir parçası olmak için egosundan fedakarlık etmeyi bilmiştir. arda da günün birinde galatasaray'a dönmek istiyorsa başakşehir camiasına ve onun arkasındaki güce sevimli görünmeyi bırakmalı, gerçek bir galatasaraylı gibi davranmalıdır.
galatasaray'ın evladı olduğunu iddia eden biri "işin özüne bakarsan yine aynı şeyi söylüyorum; mutluluk, heves, o gün abdullah avcı, emre belözoğlu ve göksel gümüşdağ vardı. bu ekip beni avrupa hayaline inandırdılar. hatta başakşehir'in şu anda gittiği oluşuma inandırırlar, bu buluşmanın parçası olmak istedim. (...) başakşehir çok özel bir kulüp, çok sevimli, çok karakterli insanlardan bir kurulu kulüp ama bana bazen coşku ve taraftar, coşkulu aidiyet duygusu gerekiyor. bazen bir maya tutmaz ya öyle bir şeydi, yani yoksa çok sevdiğim insanlar ve hala çok başarılı olsun istiyorum. okan (buruk) ağabeyi de çok severim. çok başarılı olsun istiyorum." demez. diyemez. birbirimizi yemeyelim burada.
emre'yle kanka ol, göksel gümüşdağ'a "göksel abi" çek, "okan abi çok başarılı olsun istiyorum" de, sırf iktidar partisinin gücünden faydalanabilmek için başakşehir'e yapmadığın yancılık bırakma. ondan sonra "galatasaray'da oynamak istiyorum orası benim yuvam" masalları... senin baban güzel mi diye sorarlar adama.
eğer bunlardan hepsini değil, iki tanesini dahi yapsaydı şimdi muhtemelen galatasaray'da forma giyiyor olurdu. ama arda bunların birini bile yapmadı. hatırlı büyüklerini ve gazeteci dostlarını devreye sokarak oldu bittiyle galatasaray'a transfer olmaya çalıştı, "ben koskoca arda turan'ım, istersem galatasaray'da oynarım" pozu kesti. galatasaray da o pozu arda'ya aynen iade etti, koskoca arda turan sezercik gibi ortada kaldı.
arda efendi egosunu törpülemediği müddetçe kafasını duvara çarpmaya devam edecek. fatih hoca bugüne kadar bizim kalbimizi çok kırmıştır ama her kırgınlıktan sonra gönül almayı bilmiştir, maddi olarak ne teklif edilirse edilsin galatasaray'ın rakibi olan hiçbir takımda çalışmamıştır, kameraların önünde ona "faydalı bir eleman" dendiğinde öfkesini içine atmıştır. ister sportif manada, ister siyasi manada yaptığı hatalardan sonra samimi olarak pişmanlık gösterip bunları telafi etmeye çalışmıştır.
türkiye'deki en büyük futbol adamı bile söz konusu galatasaray olunca egosunu bir kenara bırakıp galatasaray'ın bir neferi olmayı başarmıştır. çünkü adanalı fatih'i "fatih terim" yapan gücün galatasaray camiası olduğunun farkına varmıştır, bu camianın bir parçası olmak için egosundan fedakarlık etmeyi bilmiştir. arda da günün birinde galatasaray'a dönmek istiyorsa başakşehir camiasına ve onun arkasındaki güce sevimli görünmeyi bırakmalı, gerçek bir galatasaraylı gibi davranmalıdır.
galatasaray'ın evladı olduğunu iddia eden biri "işin özüne bakarsan yine aynı şeyi söylüyorum; mutluluk, heves, o gün abdullah avcı, emre belözoğlu ve göksel gümüşdağ vardı. bu ekip beni avrupa hayaline inandırdılar. hatta başakşehir'in şu anda gittiği oluşuma inandırırlar, bu buluşmanın parçası olmak istedim. (...) başakşehir çok özel bir kulüp, çok sevimli, çok karakterli insanlardan bir kurulu kulüp ama bana bazen coşku ve taraftar, coşkulu aidiyet duygusu gerekiyor. bazen bir maya tutmaz ya öyle bir şeydi, yani yoksa çok sevdiğim insanlar ve hala çok başarılı olsun istiyorum. okan (buruk) ağabeyi de çok severim. çok başarılı olsun istiyorum." demez. diyemez. birbirimizi yemeyelim burada.
emre'yle kanka ol, göksel gümüşdağ'a "göksel abi" çek, "okan abi çok başarılı olsun istiyorum" de, sırf iktidar partisinin gücünden faydalanabilmek için başakşehir'e yapmadığın yancılık bırakma. ondan sonra "galatasaray'da oynamak istiyorum orası benim yuvam" masalları... senin baban güzel mi diye sorarlar adama.