resim
Hüseyin Çimşir
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Trabzonspor
Yaş:45
Uyruk:Türkiye
  • 95
    ligin üzerinde olan çok kaliteli bir oyuncu grubuna sahip olmasına rağmen göreve geldiğinden beri kazanmaya devam etseler de en azından beni tatmin edici bir tane bile maç planı ya da maçın içinde oyunun seyirini değiştiren bir hamle yapamadı. hedef maç olarak düşüneceğimiz beşiktaş maçında sörloth'un yeteneği ve karius'un hatası ile öne geçip geri yaslandı. 45-75 arası sürklase oldu ve son dakikalarda ekuban'ın bireysel yeteneğinden doğan bir golle puanı kopardı.

    başka bir hedef maçta ise 2 gün önce stoper hattı falette-jailson olan sol bekinde deniz, sol kanadında tolga oynayan fenerbahçe'ye karşı oyuna tamamen hakim olması gerekirken çok silik bir ilk yarı oynayıp ikinci yarı başında fenerbahçe savunmasının hatası ile öne geçip bu golün rüzgarı ve yine ekuban'ın şapkadan tavşan çıkarması ile ikiyi de buldular fakat çimşir yine oyunu okuyamadı ve fenerbahçe son anlarda bir gol bularak umutlu bir şekilde istanbul'a döndü. bari fatih hoca'dan kopya çekip sörloth ile fenerbahçe savunmasını öne çekerek ekuban'ı, falette-deniz arasına sarkıtsaydı. ekuban'a bu pasları atabilecek bir oyuncu olan sosa'ya da sahip oysa ki. maçı izleyen renktaşlar hatırlayacaktır ki ilk yarıda fenerbahçe'de falette sakatlandı ve gustavo stopere geçmek zorunda kaldı. trabzonspor'da ise ndiaye zorunlu olarak yerini guilherme'ye bıraktı. işte tam da burda şansa inanır mısınız bilmem ama bana göre şans resmen hüseyin çimşir'in yüzüne gülmüştü. fenerbahçe orta alanda gustavo'suz kalmış, trabzonspor ise yaratıcılık sıkıntısı çekerken bir anda sahada guilherme'yi bulmuştu hem de gustavo'suz bir fenerbahçe orta sahasına karşı...

    bu zorunlu değişiklerinin ardından da zaten trabzonspor oyun üstünlüğünü yavaş yavaş almaya başlamış ve savunma hataları ile golleri de bulup 2-0'ı yakalamıştı. tam da bu andan sonra dakikalar 70'e doğru gelmişken çimşir günün en iyi isimlerinden ve rakip için her an tehdit oluşturacak bir oyuncu olan ekuban'ı çıkarıp aylardır sakatlığı nedeniyle oynayamayan abdülkadir'i oyuna aldı. abdülkadir elbette ülkemiz için çok değerli oynaması, form tutması lazım ama soruyorum size bu maç o maç mı? 2-0'dan sonra fenerbahçe'nin en azından 'bir' gol diyerek saldıracağı çok belliydi. maçı izlerken hoca ne yapabilir diye düşündüğümde açık söylüyorum guilherme'nin çıkıp doğan'ın girmesi hariç aklıma o an için hiçbir şey gelmedi. kontra fırsatları yakalayacağı kesin olan trabzon'da ekuban, nwakaeme, sörloth üçlüsünün çıkması bana göre imkansızdı. orta alanda da sosa-parmak'tan biri çıksa orta saha düşerdi bu nedenle her ne kadar oyuna sonradan girmiş de olsa guilherme çıkmalı ve ordaki direncin artması için oyuna doğan girmeliydi. böylece kapılan toplarda sosa ileri üçlüyü topla buluşturabilecek ve trabzonspor hücum hattı ile tehlikeli pozisyonlar bulabilecekti. uzatmalara doğru da abdülkadir'i yine alır ileri üçlüden birini alkışlatırdı. hatırlarsanız trabzonspor 2-0'dan sonra birçok kontra fırsatı yakalamış ama abdülkadir henüz hazır olmaması nedeniyle birçok topu ezmiş ve bu ataklardan sonuç alamamışlardı. tabi ki de henüz göreve yeni gelmiş bir hoca, oyuna sonradan girmiş bir oyuncuyu çıkarmaya ve tepki görmeye çekinmiş diye düşünebilirsiniz. ancak bana göre şampiyon olucak bir takımda bu tarz şeyler sorun olarak gündeme dahi gelmemeli. takımdaki tek otorite hoca olmalı. öğrencisine 10 dakika ihtiyacı varsa 10 dakika oynatmalı, 90 dakika ihtiyacı varsa 90 dakika oynatmalı. guilherme maç içerisinde biraz da şans eseri oyuna girmiş oyunda kaldığı süre içerisinde katkısını yapmıştı. o dakikadan sonra da başka bir oyun oynanacaktı ve kenara gelmesi gerekiyordu.

    yüksek ihtimalle yukarıda da söylediğim gibi çekindiği için hüseyin çimşir bunu denemedi ve takımı 1 gol yiyerek fenerbahçe'ye umut verdi ve turu zora soktu. ferdi biraz daha iyi vursa ikiyi de yiyeceklerdi. hatırlarsanız renktaşlar fatih hoca geçtiğimiz haftalarda goller atarak takımı sırtlayan adem'i şu an oynatmamasını adem'e nasıl açıkladığıyla ilgili bir soru almış ve bu soruya 'oyuncularıma bu konular hakkında bir şey söylemem onlar da bana sormazlar, oyna derim oynarlar görev gelmediğinde de oturup görevin geleceği anı beklerler.' tarzında bir şeyler söylemişti. şampiyonluk yolunda rakip olan 2 hocanın arasındaki otorite farkını ve anlatmak istediğim şeyi bu örnek ile çok daha net anlayacağınızı düşünüyorum.

    uzun lafın kısası renktaşlar her ne kadar kaliteli bir takım olsalar da başlarında tecrübesiz ve yetersiz bir hoca olduğunu düşündüğüm için trabzonspor'un şampiyonluğuna fazla ihtimal vermiyorum. tabi ki de ligin sonuna kadar yarışın içinde olacaklardır hatta belki bu kadro kalitesi onları şampiyon bile yapacaktır ancak yine de birçok maçta tıkanacaklarına ve bir gün bireysel yeteneklerin de onları kurtarmayacağına eminim. dilerim galatasaray'ımızın için ne hayırlı olacaksa o olur...
App Store'dan indirin Google Play'den alın