3689
19/20 sezonunun ilk yarısında yabancı sınırlamasına takılan oyuncumuz. ilk yarı kafaların en çok takılı kaldığı futbolcuydu. nedeni; takım çok kötü oynuyordu, o kötü takım içinde en çok göze batan mariano'ydu. ben hocayı linnes tercihinde haklı bulmuştum, yuto'nun savunması daha iyi, mariano'nun hücumu daha iyi.
ikinci yarıda takım halinde şampiyon gibi oynuyoruz, bunun ilk sebebi hocanın kafa artık saha içinde.
diğer etmenlerden ilki, savunmada artık muslera'yı da dahil edersek beş kişi de ayağa topla çıkabiliyor.
rakipler yuto ve luyindama'ya yönlediriyordu topu daha çok, onlar üzerinden çıkmamızı istiyorlardı. ortasaha oyuncularına, marcao ve mariano'ya daha çok baskı yapıp, hücuma pas opsiyonu düşük bir şekilde başlamamızı başarıyorlardı.
ikinci yarı ne oldu, luyindama maalesef ciddi bir sakatlık yaşayınca, donk mecburen stopere kaydı. bu, takıma pasla çıkarken bir artı kattı.
solak sol bekimiz saracchi gelince oyunu genişletme şansımız oldu, bazen içe kata edip merkeze dönüyor, bazen de basıp geçiyor. yuto ne yapıyordu, ver marcao'ya, önünde de temposuz babel olunca iyice oyun o bölgede sıkışıyordu.
sol önde ömer bayram ile başladık, kanatla karışık ortasaha özellikleri ve temposu ile direnç artı dinamizm getirdi. ileride ise f/p transferinin hası adem büyük ve emre akbaba beklenenden çok daha fazlasını verince oradaki sorun da halledildi.
şimdi ise onyekuru ve falcao da kendini bulmaya başlayınca, kalite, sürat, topun dolaşım hızı arttı. hücumda tehditler çoğaldı.
mariano haftada bir maç oynadığı ya da sözleşme yenilemek için daha iyi oynamaya başlamadı. üzerindeki baskı azaldı, önündeki feghouli'nin temposu arttı, sağ stoper donk'tan daha kaliteli paslar almaya başladı, sola saracchi'nin gelmesi ile mecburi tek kanattan hücum yerine, çift taraftan gidebiliyoruz artık.
linnes'e dönecek olursak, belli adam iyi sporcu, iyi insan, disiplinli, çalışkan. sınırsız yabancı şansımız olsa kadroda mutlaka tutulur. gel gelelim sınır var ve maalesef linnes'in oyunda çok baskın bir yönü yok. basitinden yuto kadar güvenilir bir savunmacı değil, adam geçme, top çalma, hava topu, hız, oyun kurulumuna katkı, bunlarda fark yaratan bir özelliği yok.
linnes'in olayı, maç başında kenardaysa, sağ ve sol beki rahatça yedekler, kafan rahat olur. beklerden biri cezalı duruma düştü mü, abi linnes var dersin korkmazsın ve fakat benim as sağ bekim linnes dersen orada sıkıntı yaşarsın. linnes bana beklediğimi veriyor, hoca da bunları bekliyor olacak ki, ideal kadrosunda düşünmüyor. fazlasını beklemek oyuncuya da ekstra yük bindiriyor. hoca sezon sonu teklif gelirse düşünmeden bırakır muhtemelen.
ikinci yarıda takım halinde şampiyon gibi oynuyoruz, bunun ilk sebebi hocanın kafa artık saha içinde.
diğer etmenlerden ilki, savunmada artık muslera'yı da dahil edersek beş kişi de ayağa topla çıkabiliyor.
rakipler yuto ve luyindama'ya yönlediriyordu topu daha çok, onlar üzerinden çıkmamızı istiyorlardı. ortasaha oyuncularına, marcao ve mariano'ya daha çok baskı yapıp, hücuma pas opsiyonu düşük bir şekilde başlamamızı başarıyorlardı.
ikinci yarı ne oldu, luyindama maalesef ciddi bir sakatlık yaşayınca, donk mecburen stopere kaydı. bu, takıma pasla çıkarken bir artı kattı.
solak sol bekimiz saracchi gelince oyunu genişletme şansımız oldu, bazen içe kata edip merkeze dönüyor, bazen de basıp geçiyor. yuto ne yapıyordu, ver marcao'ya, önünde de temposuz babel olunca iyice oyun o bölgede sıkışıyordu.
sol önde ömer bayram ile başladık, kanatla karışık ortasaha özellikleri ve temposu ile direnç artı dinamizm getirdi. ileride ise f/p transferinin hası adem büyük ve emre akbaba beklenenden çok daha fazlasını verince oradaki sorun da halledildi.
şimdi ise onyekuru ve falcao da kendini bulmaya başlayınca, kalite, sürat, topun dolaşım hızı arttı. hücumda tehditler çoğaldı.
mariano haftada bir maç oynadığı ya da sözleşme yenilemek için daha iyi oynamaya başlamadı. üzerindeki baskı azaldı, önündeki feghouli'nin temposu arttı, sağ stoper donk'tan daha kaliteli paslar almaya başladı, sola saracchi'nin gelmesi ile mecburi tek kanattan hücum yerine, çift taraftan gidebiliyoruz artık.
linnes'e dönecek olursak, belli adam iyi sporcu, iyi insan, disiplinli, çalışkan. sınırsız yabancı şansımız olsa kadroda mutlaka tutulur. gel gelelim sınır var ve maalesef linnes'in oyunda çok baskın bir yönü yok. basitinden yuto kadar güvenilir bir savunmacı değil, adam geçme, top çalma, hava topu, hız, oyun kurulumuna katkı, bunlarda fark yaratan bir özelliği yok.
linnes'in olayı, maç başında kenardaysa, sağ ve sol beki rahatça yedekler, kafan rahat olur. beklerden biri cezalı duruma düştü mü, abi linnes var dersin korkmazsın ve fakat benim as sağ bekim linnes dersen orada sıkıntı yaşarsın. linnes bana beklediğimi veriyor, hoca da bunları bekliyor olacak ki, ideal kadrosunda düşünmüyor. fazlasını beklemek oyuncuya da ekstra yük bindiriyor. hoca sezon sonu teklif gelirse düşünmeden bırakır muhtemelen.