53
göktuğhan argın’ın da ahmet ercanlar’ın da canları çok acıyor bunu anlıyorum. bu acının etkisiyle nefret kusuyorlar. bunun sonucu olarak da spor kanalları bu kadar iğrençlik olmaz diye işlerine son veriyor. bunda anlaşılmayacak bir şey yok.
ferudun niğdelioğlu da aynı akibetle karşılaşmıştı. şimdi şöyle düşünelim; bu güne kadar, galatasaraylı, turgay demir dışında bjkli ve de trabzonsporlu bir tek futbol yorumcusunun ekranlarda nefret kustuğuna tanık oldunuz mu? belki benim unuttuğum bjkli bir isim daha vardır ama şu anda hatırlayamıyorum.
peki fenerli yorumcular neden bu kadar fütursuz, neden bu kadar küfürbaz ve neden bu kadar fanatikler? çünkü işinden olan bu isimler dışında emre bol, serdar ali çelikler, abdulkerim durmaz, ercan güven hatta rıdvan dilmen gibi nefretin sınırlarında dolaşan bir dolu fenerli fanatik futbol yorumcusu var. bunları bu kadar fanatize eden bir camiaları var. bu camia her türlü hukuksuzluğu yapmaya teşnedir ve yapıyorlar da. cas onaylı şike olayları aslında tabloyu net olarak anlatmaya yeterlidir.
kadıköy şükrü saraçoğlu’nda küfür yemeyen, tartaklanmayan, koro halinde küfür ve hakaretlere maruz kalmayan bir futbol adamı, bir futbol yöneticisi yoktur sanırım. (belki rize başkanı silahlı palyaço ile alanya fenerbahçeliler derneği başkanı hasan çavuşoğlu hariçtir) 23.02.2020’deki maçta fatih terim’e ve annesine yapılan küfürler camia olarak insanlıktan çıktıklarının en güzel delilidir.
ali yıldırım koç, “eden bulur deyiminin” bir tezahürü olarak bu güne kadar yaptıklarının karşılığını buluyor. koç’un yaptıkları bilinenlerle sınırlı değildir. adım gibi eminim ki çok daha büyük çirkeflikleri perde arkasında yapıyordur. 23.02’deki maçta açılan pankartı astıran da, fatih terim’in annesine küfrettiren de o’dur. bundan hiç şüphem yoktur. ali koç bu yaptıklarının yanına kalacağını zannediyor ama unutmasın ki, “allah imhal eder ama asla ihmal etmez.” vakti zamanı geldiğinde intikamını çok acı alır.
biliyorum ilahi adalet deyince ali koç ve avanesi gülüp geçiyor. baba parasıyla her istediğini elde eden yalı çocuğu ali koç, o ilahi adalet nedeniyle, bu güne kadar perde arkasında yaptıkları ve yaptırdıklarının cezasını çekiyor ve çekmeye de devam edecektir. bunlar bence henüz ön cehennemin ateşleri, bunun çok daha korkuncunu ilerde yaşayacaktır.
o ali koç ki, maçtan önce beinsports’un reklamlarına bile müdahale etmiştir. nasıl mı? şöyle; maçtan önce yayınlanan reklamlarda önce koç grubunun bazı markalarının reklamlarını yayınlatıyor, hemen arkasından da durex markalı ürünün reklamını yayınlatıyor. durex’in ne olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. durex’in reklamı da “birlikte zevk alalım” sloganı ile bitiyor. şimdi diyen olabilir ki durex koçların değil kardeşim ne alaka ama bu bir şeyi değiştirmez. beinsports’a verdiği reklamlarla onları hegemonyasına alan koç’un bunu ayarlaması çok zor olmasa gerek. ali koç’un bu reklam ayarlaması ile ne ima ettiğini anlamak için fenerli zekası bile yeterlidir! ama işte ilahi adalet tam tersi sonuç verdi ve ali koç rezil oldu. bu kadar rezalet üzücü tabi. yaptıklarının cezasını sadece yenilgi ile çekse yine neyse, bir de tribünden atlayan ve taraftarına saldıran başkan olarak tarihe geçti ve bütün dünya’ya rezil oldu. çinden-maçine, avrupa’dan kuzey ve güney amerika’ya hatta afrika ülkelerine kadar görüntüler eşliğinde yaptığı rezillik servis edildi. bunu allah’tan başka hangi güç yaptırabilir, ilahi adaletten başka hangi adalet bunu sağlayabilirdi?
onun için diyoruz ki, katillere, zalimlere karşı direnenler sonunda mutlaka ama mutlaka kazanır, zafere ulaşırlar. tek şart mücadeleden asla vazgeçmemektir.
galatasaray; senin kadar güzelini, senin kadar muhteşemini, senin kadar aslanını görmedi bu dünya.
çocukluk aşkımsın,
sen ilk göz ağrımsın,
kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi,
sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
hayatın anlamı galatasaray.
not: son olarak şunu da söyleyeyim; bir-iki yıl öncesine kadar hiçbir zaman, fenerbahçeli-galatasaraylı şirket ya da marka ayrımı yapmadım. hatta spora verdikleri destek nedeniyle kiğılı dahil bir çok markadan alışveriş yaptım. ancak son iki yıldır karar değiştirdim. bu kadar adaletsizlik ve zalimliğe sessiz kalmamak için, küfür ve hakarete başkaldırmak için artık fenerbahçeli olduğunu bildiğim, (fenerbahçeye reklam veren-vermeyen) hiçbir şirket ya da markadan alışveriş yapmıyorum ve ölene kadar da yapmayacağım. bütün galatasaray taraftarının da artık bu kararı aldığını düşünüyorum. unutulmasın ki bizim belki holding sahibi çok zenginimiz yok ama türkiye’nin %42’siyiz ve bunu tüm şirketler ve holding patronları (başta koç grubu olmak üzere) anlayacak/anlamalı.
(bkz: 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı)
ferudun niğdelioğlu da aynı akibetle karşılaşmıştı. şimdi şöyle düşünelim; bu güne kadar, galatasaraylı, turgay demir dışında bjkli ve de trabzonsporlu bir tek futbol yorumcusunun ekranlarda nefret kustuğuna tanık oldunuz mu? belki benim unuttuğum bjkli bir isim daha vardır ama şu anda hatırlayamıyorum.
peki fenerli yorumcular neden bu kadar fütursuz, neden bu kadar küfürbaz ve neden bu kadar fanatikler? çünkü işinden olan bu isimler dışında emre bol, serdar ali çelikler, abdulkerim durmaz, ercan güven hatta rıdvan dilmen gibi nefretin sınırlarında dolaşan bir dolu fenerli fanatik futbol yorumcusu var. bunları bu kadar fanatize eden bir camiaları var. bu camia her türlü hukuksuzluğu yapmaya teşnedir ve yapıyorlar da. cas onaylı şike olayları aslında tabloyu net olarak anlatmaya yeterlidir.
kadıköy şükrü saraçoğlu’nda küfür yemeyen, tartaklanmayan, koro halinde küfür ve hakaretlere maruz kalmayan bir futbol adamı, bir futbol yöneticisi yoktur sanırım. (belki rize başkanı silahlı palyaço ile alanya fenerbahçeliler derneği başkanı hasan çavuşoğlu hariçtir) 23.02.2020’deki maçta fatih terim’e ve annesine yapılan küfürler camia olarak insanlıktan çıktıklarının en güzel delilidir.
ali yıldırım koç, “eden bulur deyiminin” bir tezahürü olarak bu güne kadar yaptıklarının karşılığını buluyor. koç’un yaptıkları bilinenlerle sınırlı değildir. adım gibi eminim ki çok daha büyük çirkeflikleri perde arkasında yapıyordur. 23.02’deki maçta açılan pankartı astıran da, fatih terim’in annesine küfrettiren de o’dur. bundan hiç şüphem yoktur. ali koç bu yaptıklarının yanına kalacağını zannediyor ama unutmasın ki, “allah imhal eder ama asla ihmal etmez.” vakti zamanı geldiğinde intikamını çok acı alır.
biliyorum ilahi adalet deyince ali koç ve avanesi gülüp geçiyor. baba parasıyla her istediğini elde eden yalı çocuğu ali koç, o ilahi adalet nedeniyle, bu güne kadar perde arkasında yaptıkları ve yaptırdıklarının cezasını çekiyor ve çekmeye de devam edecektir. bunlar bence henüz ön cehennemin ateşleri, bunun çok daha korkuncunu ilerde yaşayacaktır.
o ali koç ki, maçtan önce beinsports’un reklamlarına bile müdahale etmiştir. nasıl mı? şöyle; maçtan önce yayınlanan reklamlarda önce koç grubunun bazı markalarının reklamlarını yayınlatıyor, hemen arkasından da durex markalı ürünün reklamını yayınlatıyor. durex’in ne olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. durex’in reklamı da “birlikte zevk alalım” sloganı ile bitiyor. şimdi diyen olabilir ki durex koçların değil kardeşim ne alaka ama bu bir şeyi değiştirmez. beinsports’a verdiği reklamlarla onları hegemonyasına alan koç’un bunu ayarlaması çok zor olmasa gerek. ali koç’un bu reklam ayarlaması ile ne ima ettiğini anlamak için fenerli zekası bile yeterlidir! ama işte ilahi adalet tam tersi sonuç verdi ve ali koç rezil oldu. bu kadar rezalet üzücü tabi. yaptıklarının cezasını sadece yenilgi ile çekse yine neyse, bir de tribünden atlayan ve taraftarına saldıran başkan olarak tarihe geçti ve bütün dünya’ya rezil oldu. çinden-maçine, avrupa’dan kuzey ve güney amerika’ya hatta afrika ülkelerine kadar görüntüler eşliğinde yaptığı rezillik servis edildi. bunu allah’tan başka hangi güç yaptırabilir, ilahi adaletten başka hangi adalet bunu sağlayabilirdi?
onun için diyoruz ki, katillere, zalimlere karşı direnenler sonunda mutlaka ama mutlaka kazanır, zafere ulaşırlar. tek şart mücadeleden asla vazgeçmemektir.
galatasaray; senin kadar güzelini, senin kadar muhteşemini, senin kadar aslanını görmedi bu dünya.
çocukluk aşkımsın,
sen ilk göz ağrımsın,
kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi,
sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
hayatın anlamı galatasaray.
not: son olarak şunu da söyleyeyim; bir-iki yıl öncesine kadar hiçbir zaman, fenerbahçeli-galatasaraylı şirket ya da marka ayrımı yapmadım. hatta spora verdikleri destek nedeniyle kiğılı dahil bir çok markadan alışveriş yaptım. ancak son iki yıldır karar değiştirdim. bu kadar adaletsizlik ve zalimliğe sessiz kalmamak için, küfür ve hakarete başkaldırmak için artık fenerbahçeli olduğunu bildiğim, (fenerbahçeye reklam veren-vermeyen) hiçbir şirket ya da markadan alışveriş yapmıyorum ve ölene kadar da yapmayacağım. bütün galatasaray taraftarının da artık bu kararı aldığını düşünüyorum. unutulmasın ki bizim belki holding sahibi çok zenginimiz yok ama türkiye’nin %42’siyiz ve bunu tüm şirketler ve holding patronları (başta koç grubu olmak üzere) anlayacak/anlamalı.
(bkz: 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı)