973
99 yılındaki kadıköy galibiyetini dün gibi hatırlıyorum. üstümde forma ile babamın takıldığı kahvedeyiz. ben velet kontenjanından çaktırmadan ortama dahil edilip, bilardo masasının üstüne televizyona en yakın yere oturtulmuşum. kalbim gümbürdüyor. aynı duyguyu yaşamak için bu kadar yıl geçeceğini tahmin etmeden sevinerek eve gidip uyuyamamıştım. o kadar kadıköy deplasmanı geçti o günden sonra. ben hiç bu maçtan önceki kadar yoğun hissedemedim kazanma duygusunu. fakat bu maçı kazanacağımızı adım gibi biliyordum.
galatasaray his takımıdır. bu his hepimizde vardı sanırım. beni yıllar önce bilardo masasının üstüne oturtan babam bile bugün hayatında ilk defa bahis oynamış. hem de yüklü miktarda. galatasaray'lı olmak enteresan bir duygu. insan içinin bir yerlerinde biliyor. gelecekten emin.
onyekuru topları ezdikçe, son vuruşu yapamadıkça elim ayağım titremeye başladı. eşim kalbimi dinledi falan hatta. bu ne böyle kriz geçireceksin dedi. çok kahve içtim bugün sanıyorum bu yüzden dedim ama 99 yılındaki kalp gümbürtüsünün aynısıydı bu. his takımına teşekkürler.
not: onyekuru bitirdin beni be kral. alacağın olsun.
galatasaray his takımıdır. bu his hepimizde vardı sanırım. beni yıllar önce bilardo masasının üstüne oturtan babam bile bugün hayatında ilk defa bahis oynamış. hem de yüklü miktarda. galatasaray'lı olmak enteresan bir duygu. insan içinin bir yerlerinde biliyor. gelecekten emin.
onyekuru topları ezdikçe, son vuruşu yapamadıkça elim ayağım titremeye başladı. eşim kalbimi dinledi falan hatta. bu ne böyle kriz geçireceksin dedi. çok kahve içtim bugün sanıyorum bu yüzden dedim ama 99 yılındaki kalp gümbürtüsünün aynısıydı bu. his takımına teşekkürler.
not: onyekuru bitirdin beni be kral. alacağın olsun.
