2
aklıma bir çırpıda gelenler şöyle:
1)liyakat(çok geniş oldu ama şöyle açıklayabilirim: tff başkanından mhk'sından girip kulüp başkanlarından çıkarım. futbolu bilmeyen yandaş kişilerin gsb,tff, mhk veya pfdk gibi futbolu yöneten kurumların başına getirilmemesi gerekiyor.
ikinci ise kimse sadece parası olduğu için yönetici olmamalı. en yakın örnek rize başkanı, koç, anadolu kulüplerinden daha bir çok örnek.
2)her mahalleye, semte yayılacak devletin teşvik ettiği spor/futbol okulları.ben çocuğum olsa 7-8 yaşından itibaren haftasonu mahalledeki spor okulunda eğitim almasını, futbol oynamasını isterdim. yurtdışında çocuklar 7-8 yaşından itibaren futbol eğitimi almaya başlıyorlar. 18-19 yaşlarında a takıma monte ediliyorlar. bu yüzden biz hala 24 yaşındaki oyuncuyu genç oyuncu sayarken avrupa 'da 18lik çocuklar şampiyonlar liginde boy gösteriyor.
3) passolig'in kalkması(örneğin ben bir öğrenci olarak bu sezon çok maça gitmeye niyetlendim ancak maça 100 tl passolige 50tl öde,ayrıca senelik ücret öde, nasıl çıkacak ya son anda maça gitmeye karar verirsem, vs sebeplerle stada gidemedim. passolig=soygun. eski düzen kağıt bilet bence daha güzel.)
4)her takımın kendi pilot takımını kurup tr liglerinde mücadele etmesi, transfer edilen veya altyapıdan çıkan tüm oyuncular bu alt takımda oynayabilir. bu takım tamamen a takıma yönelik olduğu için aynı taktik aynı futbol anlayışını benimsenmesi gerekir. böylece oyuncu a takıma çıktığında daha kolay adapte olur. bu takımların statüsüne göre 23 yaş üzeri en fazla 2oyuncu oynatma izni olur.böylece 17-18 yaşından itibaren oyuncular profesyonel liglerde kendilerini gösterirler, hem de performanslarını arttırdıklarında üst takıma çıkabileceklerini bilirler. (şuan mesela ozornwafor-ali yavuz, atalay, mustafa kapı, emin, yunus akgün, recep gül gibi oyuncularımız bu takımda oynardı.) (bunu kısmen trabzon-1461 trabzon ile yapıyor sanırım)
5)scouting' e daha fazla bütçe, bence bizim gibi bir ülke için en önemli konulardan biri bu. çünkü maddi olarak hep avrupa ile aramızda bir bariyer var. bunu aşmanın en güzel yolu olarak görüyorum. gidip bosna liginden bulduğun, 200bin fiyata aldığın 18lik bir çocuk sana 1 sene sonra 10m olarak geri dönebilir. her sene böyle 4-5 transfer yapmak lazım, 2 senede bir 1 tanesi tutsa zaten seni ekonomik olarak rahatlatır.
daha da arttırılabilir.
1)liyakat(çok geniş oldu ama şöyle açıklayabilirim: tff başkanından mhk'sından girip kulüp başkanlarından çıkarım. futbolu bilmeyen yandaş kişilerin gsb,tff, mhk veya pfdk gibi futbolu yöneten kurumların başına getirilmemesi gerekiyor.
ikinci ise kimse sadece parası olduğu için yönetici olmamalı. en yakın örnek rize başkanı, koç, anadolu kulüplerinden daha bir çok örnek.
2)her mahalleye, semte yayılacak devletin teşvik ettiği spor/futbol okulları.ben çocuğum olsa 7-8 yaşından itibaren haftasonu mahalledeki spor okulunda eğitim almasını, futbol oynamasını isterdim. yurtdışında çocuklar 7-8 yaşından itibaren futbol eğitimi almaya başlıyorlar. 18-19 yaşlarında a takıma monte ediliyorlar. bu yüzden biz hala 24 yaşındaki oyuncuyu genç oyuncu sayarken avrupa 'da 18lik çocuklar şampiyonlar liginde boy gösteriyor.
3) passolig'in kalkması(örneğin ben bir öğrenci olarak bu sezon çok maça gitmeye niyetlendim ancak maça 100 tl passolige 50tl öde,ayrıca senelik ücret öde, nasıl çıkacak ya son anda maça gitmeye karar verirsem, vs sebeplerle stada gidemedim. passolig=soygun. eski düzen kağıt bilet bence daha güzel.)
4)her takımın kendi pilot takımını kurup tr liglerinde mücadele etmesi, transfer edilen veya altyapıdan çıkan tüm oyuncular bu alt takımda oynayabilir. bu takım tamamen a takıma yönelik olduğu için aynı taktik aynı futbol anlayışını benimsenmesi gerekir. böylece oyuncu a takıma çıktığında daha kolay adapte olur. bu takımların statüsüne göre 23 yaş üzeri en fazla 2oyuncu oynatma izni olur.böylece 17-18 yaşından itibaren oyuncular profesyonel liglerde kendilerini gösterirler, hem de performanslarını arttırdıklarında üst takıma çıkabileceklerini bilirler. (şuan mesela ozornwafor-ali yavuz, atalay, mustafa kapı, emin, yunus akgün, recep gül gibi oyuncularımız bu takımda oynardı.) (bunu kısmen trabzon-1461 trabzon ile yapıyor sanırım)
5)scouting' e daha fazla bütçe, bence bizim gibi bir ülke için en önemli konulardan biri bu. çünkü maddi olarak hep avrupa ile aramızda bir bariyer var. bunu aşmanın en güzel yolu olarak görüyorum. gidip bosna liginden bulduğun, 200bin fiyata aldığın 18lik bir çocuk sana 1 sene sonra 10m olarak geri dönebilir. her sene böyle 4-5 transfer yapmak lazım, 2 senede bir 1 tanesi tutsa zaten seni ekonomik olarak rahatlatır.
daha da arttırılabilir.