• 13348
    aslında dün gece yazacaktım ama akıllı telefondan zor olduğu için ofise geçince yazarım dedim ve ancak fırsat bulabildim.
    2014 yılında buraya üye oldum ve yazarlığımın onaylanması 2016 sonunu buldu:) yani anlayacağınız çok kolay bir süreç değildi:))
    açıkcası sözlüğe gireyim, haber vereyim gibi bir düşüncem hiç olmadı. burayı okurken keyif alıyordum ve ben de yazmayalıyım diye düşündüm.
    tabii bazı şeyleri yazdıkça ve o yazılan şeyler doğru çıktıkça "duyumcu" sıfatı üstüme yapıştı.
    birincisi hiç birinizden taraftar olarak zerre farkım yok. 38 yaşımdayım ve 15 yaşımdan beri tribün kovalıyorum.
    çok deplasman, derbi gördüm geçirdim. kadıköy'e gittiğim için abimden sağlam dayak yemişliğim de vardır:) sorun değil galatasaray'a feda olsun.
    bunları niye anlatıyorsun diye soracak olursanız, üstüme yapıştırılan "kulüp içinden bilgi alıyor o yüzden entrylerini sildi" gibi ifadelere cevap vermek içindir.
    yahu ben kulüp içinden bilgi alıyor olsam insanlarla oturup sohbet eder miyim? telefonumu veya twitter adresimi verir miyim?
    böyle bir çekincesi olan insan kendini gizler ama çok şükür yapmadığım bir şey için korkmama sebep yok.
    neden entrylerimi sildiğime gelince; twitter'dan takip eden insanlar yazışmalarımı okursa herhangi bir şeyi silme takıntımın olduğunu görür.
    tweet, mail, mesaj, fotoğraf vs vs...
    geçen yıl iş yerinde kullandığım mail adresinden bir maili sildiğimi müdüre söyleyince epey fırça yemiştim.
    mesela fotoğrafları sürekli pc'ye kopyalarım çünkü bana bazen geliyorlar ve siliyorum.
    insanlar instagram'da hikaye paylaşınca o profil fotoğraflarının üstünde dönen pembe ışığı görünce bakma zorunluluğu hissediyorum.
    orda pembe ışık olmayacak çünkü:(
    bu yüzden instagramı telefondan sildim ve tablete yükledim. ayrıca herkesin hikayesini sessize aldım, eşim hariç:)
    whatsapp güncellemelerini de aynı şekilde sessize aldım.
    telefondaki uygularımın üzerinde bildirim sayısı kesinlikle olmaz, illa tertemiz olacak:(
    yani anlayacağınız takıntılı bir insanım ve o yüzden entrylerimi silme gereği hissetim ama ne yazık ki çok oldukları için uğraşamadım.
    he bide twitter hesabım açıktır ama asla yabancı takip tutmam. engellerim, takipten düşürür sonra engeli kaldırırım.
    çok şükür kimseden bir korkum yok ve yerim yurdum belli.
    bunu açıklığa kavuşturduysak gelelim neden burdan gitmek istediğime,
    ben galatasaraylı olan insanlarla sohbet etmek isterim ve onları rakip veya linç edilecek insanlar olarak görmem.
    bak pivot santrfor beni ilk davet ettiğinde hemen gittim. ve erman41 ile beraber üçümüz muhabbet ettik.
    sonra zirve, sonra yine buluştuk.
    yani galatasaraylı bir insan benim doğal arkadaşımdır. hiç bir zaman önyargı ile yaklaşmam.
    burda herkes yapmasa bile bir linç kültürü var ve bu gün geçtikçe artıyor, ne yazık ki bir zaman sonra düşmanlığa varacak noktaya geliyor.
    konu galatasaray ama onun gibi düşünmediği için hoooop başlık altında ifşa ediliyor.
    adam hakaret eder veya ahlaksızlık yapar, bunu yaparsın ama normal bir konuda o insanı nickaltı yaparak linç ettiremezsin.
    kusura bakmayın ama bu benim gözümde korkaklıktır.
    bu ve benzeri şeyler bu ortamda çok olmaya başladığı için açıkcası uzaklaşmak istedim çünkü ben haksızlığa dayanamayan bir insanım ve bunu görünce muhtemelen insanlara yazacağım.
    sonrasında mevzu büyüyüp gider diye açıkcası uzaklaşmak istedim.
    hala aynı şekilde düşünüyorum ama dün gece herkes o kadar çok mesaj attı ki...
    bu kadar sevildiğimi bilmiyordum:) hepinize çok çok tşk ederim.
    ben giderim kalırım mühim değil ama galatasaraylı galatasaraylının dostudur.
    bu ortamın kalitesini aşşağı çekmek yerine daha da yukarı çıkarmak lazım. bu ancak karşılıklı diyalog ve anlayışla olur.
    galiba yazdığım en uzun entry oldu:) herkes kendisine iyi baksın.
    19 ocak 2020 galatasaray denizlispor maçı zirvesinde görüşmek üzere...
App Store'dan indirin Google Play'den alın