4
zamana göre niteliği değişen eylem.
mesela, fatih terim ve 'kader ortağı' yıldırım demirören, gülücükler saçarak kameralar karşısına geçtikten sonra fatih terim başlığına neler yazıldığını, biraz zaman ayırarak okuyabilirsiniz. zamanın ve kitlelerin ruh haline uygunsa, bu ülkede akla gelebilecek herkes için hakaret sınırında sözler söylenebilir. hakaret sınırı, çünkü hakaret muğlak(!) bir kavram. üstelik neyin hakaret olduğu, neyin olmadığı muğlaklığı yalnız kitlelerin ruh haline göre de değişmiyor. sadece zaman değil, kime hakaret ettiğin de önemli. bunun için hakem başlıklarına bakabilirsiniz. hakaret etmek suçsa, hakem başlıklarındaki yazıların önemli kısmının silinmesi, bazı yazarların pilot edilmesi gerek.
son zamanlarda (2019/20 sezonu) fatih terim konusunda galatasaray taraftarları arasında ve dolayısıyla sözlükte ufak çaplı bir gerginlik var. bilirsiniz, ülkece kutuplaşmayı çok severiz. hakaret etmenin muğlaklığını bir kenara bırakırsak, sözlük anlamında hakaret içeren yazılar silinsin, kabul. hakaret eden yazarlar da gereken cezayı alsın, bu da kabul. ama, fatih terim'i eleştirenlere yapılan hakaretlere de aynı hassasiyet gösterilsin bir zahmet. fatih terim'i eleştirdi diye, nick altı yazılar, trol olmakla suçlanmak, yalı çocuğunun paralı kalemi olmak vs.
trol olmak, nazi zamanı yahudilerin ya da zamanında ülkemizdeki alevilerin evlerinin kapılarına çarpı koymak misali girilen nick altı yazılar vs. hadi neyse. ama şahsım adına, bana yapılabilecek en büyük hakaretlerden birisi, galatasaraylılığımın sorgulanmasıdır. kimsenin haddine de değildir. yalı çocuğundan maaş almak meselesine söyleyecek söz bile bulamıyorum.
hakaret ne kadar muğlak bir kavram olsa da, sözlük yönetiminden sadece fatih terim'e yapılan hakaretlere değil, fatih terim'i eleştirenlere yapılan hakaretlere de aslan olmalarını bekliyorum.
mesela, fatih terim ve 'kader ortağı' yıldırım demirören, gülücükler saçarak kameralar karşısına geçtikten sonra fatih terim başlığına neler yazıldığını, biraz zaman ayırarak okuyabilirsiniz. zamanın ve kitlelerin ruh haline uygunsa, bu ülkede akla gelebilecek herkes için hakaret sınırında sözler söylenebilir. hakaret sınırı, çünkü hakaret muğlak(!) bir kavram. üstelik neyin hakaret olduğu, neyin olmadığı muğlaklığı yalnız kitlelerin ruh haline göre de değişmiyor. sadece zaman değil, kime hakaret ettiğin de önemli. bunun için hakem başlıklarına bakabilirsiniz. hakaret etmek suçsa, hakem başlıklarındaki yazıların önemli kısmının silinmesi, bazı yazarların pilot edilmesi gerek.
son zamanlarda (2019/20 sezonu) fatih terim konusunda galatasaray taraftarları arasında ve dolayısıyla sözlükte ufak çaplı bir gerginlik var. bilirsiniz, ülkece kutuplaşmayı çok severiz. hakaret etmenin muğlaklığını bir kenara bırakırsak, sözlük anlamında hakaret içeren yazılar silinsin, kabul. hakaret eden yazarlar da gereken cezayı alsın, bu da kabul. ama, fatih terim'i eleştirenlere yapılan hakaretlere de aynı hassasiyet gösterilsin bir zahmet. fatih terim'i eleştirdi diye, nick altı yazılar, trol olmakla suçlanmak, yalı çocuğunun paralı kalemi olmak vs.
trol olmak, nazi zamanı yahudilerin ya da zamanında ülkemizdeki alevilerin evlerinin kapılarına çarpı koymak misali girilen nick altı yazılar vs. hadi neyse. ama şahsım adına, bana yapılabilecek en büyük hakaretlerden birisi, galatasaraylılığımın sorgulanmasıdır. kimsenin haddine de değildir. yalı çocuğundan maaş almak meselesine söyleyecek söz bile bulamıyorum.
hakaret ne kadar muğlak bir kavram olsa da, sözlük yönetiminden sadece fatih terim'e yapılan hakaretlere değil, fatih terim'i eleştirenlere yapılan hakaretlere de aslan olmalarını bekliyorum.