5740
1996-2001 yıllarında futbolcumuz, 2004-2005 ve 2010-2011 yıllarında da teknik direktörümüz olarak görev yapmış rumen futbol adamı, nam-ı diğer "karpatların maradonası."
gerçi hagi'ye karpatların maradonası demek çok tartışmalı bir konudur. çünkü bazı taraftarlara göre hagi karpatların maradonası değil; maradona andların hagisidir. bu da hagi'nin ne denli büyük bir futbolcu olduğunu, kendisine duyulan hayranlık ve sevginin hangi boyutta olduğunun en temel göstergelerindendir.
1996 yazında ingiltere'de gerçekleşen avrupa şampiyonası'nın ardından kariyerinde büyük başarılara ulaşacağı galatasaray'a imza attı. gheroge hagi 1996 yılında galatasaray'a katıldığında futbol otoritelerinin olduğu gibi hayranlarının da kafalarında çok sayıda soru işareti vardı. özellikle bugün hala fatih terim'in o günlerde hagi'nin transferine muhalefet mi ettiği yoksa olmazsa olmazım mı dediği spekülatif bir durumdur, sürekli tartışılıp durulur.
gheorghe hagi, kendisini eleştirenlere karşın, ilk üç maçındaki galibiyet golleriyle galatasaray'da etkisini kısa süre içinde gösterdi. metin oktay, turgay şeren, fatih terim gibi kült oyuncuların ölesiye özlemini çeken taraftar, gheorghe hagi'yi bağrına bastı. çok geçmeden ali sami yen'in yanı sıra dört bir yandaki stadyumlar 'i love you hagi' sloganıyla yankılanmaya başladı.
bizimle geçirdiği 5 sezonda; 4 sene üst üste şampiyonluk, 2 türkiye kupası, 2 türkiye süper kupası, 1 uefa kupası, 1 uefa süper kupası, 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali elde etti, bir çok kritik anda goller attı ya da attırdı. 2001 mayıs'ın da gözyaşlarıyla ve omuzlarda uğurlandı galatasaray'dan. yaşarken efsane oldu. onun gibisi bir daha bu topraklara gelir mi bilemem...
futbola veda ettikten sonra teknik direktör olmaya karar veren hagi ile yollarımız 2004 nisanında yine kesişir. fatih terim'i kovan canaydın, kulübeye hagi'yi getirerek taraftara şirin gözükme çabalarını sürdürür.
ne var ki, teknik direktör hagi, futbolcu hagi'den çok farklıdır. adeta "iyi futbolcu iyi teknik direktör olamaz" sözünü doğrulamak istercesine bir teknik yönetim sergileyen hagi, galatasaray'a umduğunu buldurtamaz. 2004-2005 sezonunda, yani 100. yılımızda ligde 76 puan toplasa da şampiyonluğu fenerbahçe'ye kaptırır ve yollar ayrılır. o sezon, türkiye kupası'nı finalde fenerbahçe'yi 5-1 gibi net bir skorla yenerek müzesine götüren hagi kulübüne kupasız veda etmemiş olur.
yıllar sonra takvimler bu kez ekim 2010'u gösterirken adnan polat gerekirse yıllarca arkasında durup futbol devrimi yapmasını sağlayacağını iddia ettiği sevgili rijkaard'ını fatih terim'i getirmek için aniden kovar. fakat terim, polat'a güvenmez ve teklifi kibarca reddeder. adnan polat, terim'i de takımın başına getiremeyince, taraftara şirin gözükmek için yeni teknik direktörün hagi olduğunu ilan eder. hagi bir kez daha galatasaray'dadır artık.
galatasaray tarihinin en berbat sezonunda hagi'nin zaten tartışmalı olan teknik direktörlük anlayışı tuz biber olur. ama hagi'yi bu dönemle eleştirmek doğru değildir. takım, taraftar ve yönetim sezonun bitmesi için adeta gün sayıyor, her maç tüm galatasaraylılara zul gelmekteydi. hagi'nin yapabileceği pek de bir şey yoktu yani. işte öyle bir sezondu ve hagi tt arena'da öne geçtiği maçı son 15 dakikada fener'e hediye edince mart 2011'de kovuldu. ve yerine sezon sonu fatih terim gelene gelene kadar 8 maçlığına bülent ünder vekalet etti. ne garip yıllar önce yerini hagi'ye bırakan terim, takımı hagi'den devralacaktı. kaderin cilvesi işte.
işte böyledir büyük hagi'nin hikayesi. o hep bizimle ve kalplerde..
gerçi hagi'ye karpatların maradonası demek çok tartışmalı bir konudur. çünkü bazı taraftarlara göre hagi karpatların maradonası değil; maradona andların hagisidir. bu da hagi'nin ne denli büyük bir futbolcu olduğunu, kendisine duyulan hayranlık ve sevginin hangi boyutta olduğunun en temel göstergelerindendir.
1996 yazında ingiltere'de gerçekleşen avrupa şampiyonası'nın ardından kariyerinde büyük başarılara ulaşacağı galatasaray'a imza attı. gheroge hagi 1996 yılında galatasaray'a katıldığında futbol otoritelerinin olduğu gibi hayranlarının da kafalarında çok sayıda soru işareti vardı. özellikle bugün hala fatih terim'in o günlerde hagi'nin transferine muhalefet mi ettiği yoksa olmazsa olmazım mı dediği spekülatif bir durumdur, sürekli tartışılıp durulur.
gheorghe hagi, kendisini eleştirenlere karşın, ilk üç maçındaki galibiyet golleriyle galatasaray'da etkisini kısa süre içinde gösterdi. metin oktay, turgay şeren, fatih terim gibi kült oyuncuların ölesiye özlemini çeken taraftar, gheorghe hagi'yi bağrına bastı. çok geçmeden ali sami yen'in yanı sıra dört bir yandaki stadyumlar 'i love you hagi' sloganıyla yankılanmaya başladı.
bizimle geçirdiği 5 sezonda; 4 sene üst üste şampiyonluk, 2 türkiye kupası, 2 türkiye süper kupası, 1 uefa kupası, 1 uefa süper kupası, 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali elde etti, bir çok kritik anda goller attı ya da attırdı. 2001 mayıs'ın da gözyaşlarıyla ve omuzlarda uğurlandı galatasaray'dan. yaşarken efsane oldu. onun gibisi bir daha bu topraklara gelir mi bilemem...
futbola veda ettikten sonra teknik direktör olmaya karar veren hagi ile yollarımız 2004 nisanında yine kesişir. fatih terim'i kovan canaydın, kulübeye hagi'yi getirerek taraftara şirin gözükme çabalarını sürdürür.
ne var ki, teknik direktör hagi, futbolcu hagi'den çok farklıdır. adeta "iyi futbolcu iyi teknik direktör olamaz" sözünü doğrulamak istercesine bir teknik yönetim sergileyen hagi, galatasaray'a umduğunu buldurtamaz. 2004-2005 sezonunda, yani 100. yılımızda ligde 76 puan toplasa da şampiyonluğu fenerbahçe'ye kaptırır ve yollar ayrılır. o sezon, türkiye kupası'nı finalde fenerbahçe'yi 5-1 gibi net bir skorla yenerek müzesine götüren hagi kulübüne kupasız veda etmemiş olur.
yıllar sonra takvimler bu kez ekim 2010'u gösterirken adnan polat gerekirse yıllarca arkasında durup futbol devrimi yapmasını sağlayacağını iddia ettiği sevgili rijkaard'ını fatih terim'i getirmek için aniden kovar. fakat terim, polat'a güvenmez ve teklifi kibarca reddeder. adnan polat, terim'i de takımın başına getiremeyince, taraftara şirin gözükmek için yeni teknik direktörün hagi olduğunu ilan eder. hagi bir kez daha galatasaray'dadır artık.
galatasaray tarihinin en berbat sezonunda hagi'nin zaten tartışmalı olan teknik direktörlük anlayışı tuz biber olur. ama hagi'yi bu dönemle eleştirmek doğru değildir. takım, taraftar ve yönetim sezonun bitmesi için adeta gün sayıyor, her maç tüm galatasaraylılara zul gelmekteydi. hagi'nin yapabileceği pek de bir şey yoktu yani. işte öyle bir sezondu ve hagi tt arena'da öne geçtiği maçı son 15 dakikada fener'e hediye edince mart 2011'de kovuldu. ve yerine sezon sonu fatih terim gelene gelene kadar 8 maçlığına bülent ünder vekalet etti. ne garip yıllar önce yerini hagi'ye bırakan terim, takımı hagi'den devralacaktı. kaderin cilvesi işte.
işte böyledir büyük hagi'nin hikayesi. o hep bizimle ve kalplerde..