• 23
    herhangi ciddi bir kırılma yaşamamama rağmen hayatımdan en çok kötü olduğum, en çok ağladığım, en çok kendimi değersiz hissettiğim, en çok herşeyi bırakıp gitmek istediğim yılı.

    öyle böyle bunu da devirdik. üzerinde 8 milyara yakn biz insanı, hepsinin derdini tasasını kötülüklerini ve çöpünü taşıyan dünyamız sonsuz uzay boşluğu içinde yine yörüngesinden sapmadan bir tur daha atmayı başardı. birşeylere sıfırdan başlamak için aradığımız teşviği yine takvimin sıfırlanmasında aradığımız günlerdeyiz.

    aslında böyle günlerin, kutlamaların motivasyonu tabi ki daha çok ihtiyaç. gülmek, güldürmek, sevmek, sevilmek, bunu belli etmek, rutinin dışına çıkıp dinlenmek, belki düştüğün yerden kalkmak... aslında en kötü durumda bile, hayatı bırakmadığın sürece bir hayatta içgüdüsü, bir umut, bir bekleyiş ve hedef vardır. o bakımdan böyle günleri çok kutlamasa bile etrafa negatiflik saçmanın pek alemi yok aslında...

    yorgun da düşsek, bu kadar da olmaz desek, ağlasak, sızlasak, hatta kendimize daha beterini de yapsak; aslında bazen farketmeden dahi olsa birşeylere direnmeye devam ediyoruz. umudu, beklentiyi içimizde taşıyoruz...

    bu sene de öyle geçti. 2020'yi de öyle geçirmemek için bişeyler yapmalı...

    (bkz: cimbombom cimbombom sensin şampiyon ne beşiktaş ne fener ne de trabzon)

    herkese mutlu yıllar...
App Store'dan indirin Google Play'den alın