625
dünden beri face gruplarında dolaşıyorum bunların da antu falan halt etmiş. hahahaha...
--- alıntı ---
trabzonda halkı sokağa döken ünal karaman'a başkan erdoğan, telefonu kapalı olduğu için emniyet müdürü aracılığıyla ulaşabildi. bu olay, basit bir spor sorunu değil, aksine siyaseti derinden ilgilendiren bir yapıya sahiptir.
yıllar önce m. ali yılmaz finansman ve şampiyonluk garantileri alarak yahudi sermayesine ts yi teslim etmek ister. taraftar yılmaz'ın önerisini reddeder ve onca hizmetine rağmen başkanlıktan alır.
geniş kitleleri kontrolü altına almaya çalışan yahudilerin hedefi, istanbul takımlarında ele geçirdikleri kitlelerin bir benzerini karadenizde hayata geçirmektir.
bu kitleler bir ayaklanma anında onların en büyük şamar oğlanı olacaktır. yahudiler, geleceğe yönelik bu siyasal gücü, istanbul takımlarında tamamlamışlardır. trabzondaki sorun, pontus'u kaşımak için, ele geçirmeye çalıştıkları trabzon'un bu zokayı yutmaması!
anadolu da sıvasspor, başkan mecnun odyakmaz ile bu parasal güce aziz yıldırım zamanı boyun eğer ve teslim olur. odyakmaz şike olaylarında bile direk rol oynar.
bu hain ittifaka karşı; bursa, kayseri, malatya ve trabzon kendi aralarında anlaşma imzalayarak yahudi emperyalizmine karşı işbirliği yaparlar.
trabzon sıvas maçı, bitime 30 saniye kala iptal edilmesi ve ts'nin hükmen yenik sayılması bu hesaplaşmanın bir parçasıdır. bu olaydan sonra trabzon ile sıvas'ın arasına adeta kan girer. bursa'yı lig şampiyonu yapan trabzon fener maçının sonucudur!
zaman içinde bursa, kayseri ve malatya kıyıma uğrarlar. trabzon şampiyonlukları elinden alınmasına rağmen direnir.
trabzonun istanbul cephesi bu savaşı bırakmaz. yerel medya gücünü ele geçirerek savaşa devam ederler. sokaklara çıkan taraftarların "satılmış yerel medya" sloganı bilinçli bir duruştan gelir.
ünal'ın bu süreci iyi biliyor olması, takımın içerden sabote edilmesi ve puan kayıpları, yönetimle arasını açar. yönetimin içinde, yabancı futbolcuların bazılarını para ile satın alarak bazı maçları sabote ettiren bir kaç yahudi hizmetkarını tespit eder.
denizlispor maçı bu açıdan son damla olmuştur. ve kılıçlar çekilir.
ünal karaman, trabzonu satan beyaztrabzon'lulara karşı erkekçe bir savaşa girer.
bu durumu en iyi bilenlerden biri erdoğandır. yakın arkaşlığı bulunan şenol güneş'i trabzonda teknik adam iken istemeyenleri, yahudilerin ablukasının hikayesini, eski devlet bakanı ve trabzon başkanı faruk özak'dan detayları ile öğrenir.
türkiyenin spor tarihinde,
bir takımın tesislerine, resmi olarak devlet erkânı ile giden tek devlet adamı erdoğandır. o ziyareti de trabzon kulübüne yapmıştır. ünal o zamanlar trabzon'da, teknik menejer olarak görevlidir. her ikisi ile tesislerde özel olarak görüşür. ünal son konuşmasında "boğazlarına takılırım" diyerek rest çekmesi tesadüfi değildir.
ünal sadece bir teknik adam değil, bir özgürlük savaşçısıdır!
pontus'un itlerine,
yahudinin piçlerine karşı kendini ortaya koymuş bir gladyatör!
o görevini yaptı.
taraftar ise direnirse görevini yapmış olur.
başarılar adalet!..
--- alıntı ---
--- alıntı ---
trabzonda halkı sokağa döken ünal karaman'a başkan erdoğan, telefonu kapalı olduğu için emniyet müdürü aracılığıyla ulaşabildi. bu olay, basit bir spor sorunu değil, aksine siyaseti derinden ilgilendiren bir yapıya sahiptir.
yıllar önce m. ali yılmaz finansman ve şampiyonluk garantileri alarak yahudi sermayesine ts yi teslim etmek ister. taraftar yılmaz'ın önerisini reddeder ve onca hizmetine rağmen başkanlıktan alır.
geniş kitleleri kontrolü altına almaya çalışan yahudilerin hedefi, istanbul takımlarında ele geçirdikleri kitlelerin bir benzerini karadenizde hayata geçirmektir.
bu kitleler bir ayaklanma anında onların en büyük şamar oğlanı olacaktır. yahudiler, geleceğe yönelik bu siyasal gücü, istanbul takımlarında tamamlamışlardır. trabzondaki sorun, pontus'u kaşımak için, ele geçirmeye çalıştıkları trabzon'un bu zokayı yutmaması!
anadolu da sıvasspor, başkan mecnun odyakmaz ile bu parasal güce aziz yıldırım zamanı boyun eğer ve teslim olur. odyakmaz şike olaylarında bile direk rol oynar.
bu hain ittifaka karşı; bursa, kayseri, malatya ve trabzon kendi aralarında anlaşma imzalayarak yahudi emperyalizmine karşı işbirliği yaparlar.
trabzon sıvas maçı, bitime 30 saniye kala iptal edilmesi ve ts'nin hükmen yenik sayılması bu hesaplaşmanın bir parçasıdır. bu olaydan sonra trabzon ile sıvas'ın arasına adeta kan girer. bursa'yı lig şampiyonu yapan trabzon fener maçının sonucudur!
zaman içinde bursa, kayseri ve malatya kıyıma uğrarlar. trabzon şampiyonlukları elinden alınmasına rağmen direnir.
trabzonun istanbul cephesi bu savaşı bırakmaz. yerel medya gücünü ele geçirerek savaşa devam ederler. sokaklara çıkan taraftarların "satılmış yerel medya" sloganı bilinçli bir duruştan gelir.
ünal'ın bu süreci iyi biliyor olması, takımın içerden sabote edilmesi ve puan kayıpları, yönetimle arasını açar. yönetimin içinde, yabancı futbolcuların bazılarını para ile satın alarak bazı maçları sabote ettiren bir kaç yahudi hizmetkarını tespit eder.
denizlispor maçı bu açıdan son damla olmuştur. ve kılıçlar çekilir.
ünal karaman, trabzonu satan beyaztrabzon'lulara karşı erkekçe bir savaşa girer.
bu durumu en iyi bilenlerden biri erdoğandır. yakın arkaşlığı bulunan şenol güneş'i trabzonda teknik adam iken istemeyenleri, yahudilerin ablukasının hikayesini, eski devlet bakanı ve trabzon başkanı faruk özak'dan detayları ile öğrenir.
türkiyenin spor tarihinde,
bir takımın tesislerine, resmi olarak devlet erkânı ile giden tek devlet adamı erdoğandır. o ziyareti de trabzon kulübüne yapmıştır. ünal o zamanlar trabzon'da, teknik menejer olarak görevlidir. her ikisi ile tesislerde özel olarak görüşür. ünal son konuşmasında "boğazlarına takılırım" diyerek rest çekmesi tesadüfi değildir.
ünal sadece bir teknik adam değil, bir özgürlük savaşçısıdır!
pontus'un itlerine,
yahudinin piçlerine karşı kendini ortaya koymuş bir gladyatör!
o görevini yaptı.
taraftar ise direnirse görevini yapmış olur.
başarılar adalet!..
--- alıntı ---