15
yılın ilk ayı.
ikiye bölünmüş durumda sözlük. ocak ayında bir şeylerin düzeleceğine inananlar ve bütün ümidi kesmiş olanlar. faraziyeye dair kuvvetli bir ümit beslemek de iyi değil; ümidi tamamen kesmek de.
ocak ayından beklentisi olan arkadaşlara sallayan arkadaşlara hatırlatmak isterim, terim'in geçen yıl ocak ayında yaptığı hamleler bize şampiyonluğu getirdi.
evet kağıt üstünde görünen bu. ama aslında feghouli'nin yükselen performansıyla bireysel katkılar bize şampiyonluğu getirdi demek de çok yanlış olmaz.
itiraf edeyim. bu sene ben de hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. çünkü görülen sıkıntılar solda babeli kesip oraya başka bir oyuncu monte etmekle düzelmeyecek derecede ciddi.
ortada tutulmayan sözler var, boş vaatler var. sahada gençleri göremiyoruz. hiçbir hafta, bir önceki haftadan farklı olarak alınmış pozitif bir aksiyon emaresi göremiyoruz. tribünler yavaş yavaş boşaldı ki bu da şampiyonluğu kaybedecek olmanın en aleni ipucudur.
ben bu sene kendimizi harap etmenin mantıksız olacağını düşünüyorum artık. önümüzdeki senenin temelini atmaya başlayalım diyorum. yaz transfer döneminde iş bitirebilen, iletişim yeteneği normal insanlar kadar gelişmiş olması kâfi olan biriyle çalışmak yararimiza olur diye düşünüyorum.
bir de scout konusu var ki, ülke futbolumuzun artık kabuk tutmuş yarası. bu da ayrı değerlendirilecek bir konu.
ikiye bölünmüş durumda sözlük. ocak ayında bir şeylerin düzeleceğine inananlar ve bütün ümidi kesmiş olanlar. faraziyeye dair kuvvetli bir ümit beslemek de iyi değil; ümidi tamamen kesmek de.
ocak ayından beklentisi olan arkadaşlara sallayan arkadaşlara hatırlatmak isterim, terim'in geçen yıl ocak ayında yaptığı hamleler bize şampiyonluğu getirdi.
evet kağıt üstünde görünen bu. ama aslında feghouli'nin yükselen performansıyla bireysel katkılar bize şampiyonluğu getirdi demek de çok yanlış olmaz.
itiraf edeyim. bu sene ben de hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. çünkü görülen sıkıntılar solda babeli kesip oraya başka bir oyuncu monte etmekle düzelmeyecek derecede ciddi.
ortada tutulmayan sözler var, boş vaatler var. sahada gençleri göremiyoruz. hiçbir hafta, bir önceki haftadan farklı olarak alınmış pozitif bir aksiyon emaresi göremiyoruz. tribünler yavaş yavaş boşaldı ki bu da şampiyonluğu kaybedecek olmanın en aleni ipucudur.
ben bu sene kendimizi harap etmenin mantıksız olacağını düşünüyorum artık. önümüzdeki senenin temelini atmaya başlayalım diyorum. yaz transfer döneminde iş bitirebilen, iletişim yeteneği normal insanlar kadar gelişmiş olması kâfi olan biriyle çalışmak yararimiza olur diye düşünüyorum.
bir de scout konusu var ki, ülke futbolumuzun artık kabuk tutmuş yarası. bu da ayrı değerlendirilecek bir konu.