186
saati yaklaştıkça heyecanlı bekleyişin ve umudun arttığı karşılaşma. ne olursa olsun, ne kadar maçtan önce realist davranıp rasyonel analizler yaparsak yapalım, maç saati yaklaşınca galatasaray'ın amansız ve her an her şeyi yapabilecek potansiyeli, tarihinden gelen tecrübeyle birlikte oluşan 'neden olmasın?' hissi ruhumda yayılıyor, heyecan katsayısı artıyor. bu maç da öyle bir hale geldi. kimsenin ihtimal vermediği, kimsenin umudunun olmadığı anlarda çıkıp bugün adının 'galatasaray' olarak anıldığında akla gelen şeyleri başarmış olmasının getirdiği heyecan, bütün o teknik, taktik, form durumu falan hepsini geride bırakıyor. ha belki bu maç rezil de olabiliriz, yarın ve hafta boyu sokağa çıkmaya yüzümüzün olmayacağı bir mağlubiyetle de karşılaşabiliriz. fakat 'galatasaray' ismi öyle bir şey ki, her zaman insanın kafasında bir 'acaba?' sorusunu getirebiliyor. inanmak istiyoruz, inandığımızda neler başarabileceğimizi bugün yine görmek istiyoruz.