2903
riva ve florya soygununu yaşatan eski başkan dursun özbek'in -bana göre büyük bir facia- fiyaskosunu mümkün olduğu kadar temizleyen, galatasaray spor kulübünün 37. başkanı. 2000'lerin efsanesiydi bu riva arazisinin satışı ya da imara açılıp değerlendirilecek olmasından ötürü galatasaray'ın büyük bir hazinenin üzerinde oturuyor olması. değeri milyar liralara ulaşacak, çok büyük bir kentsel dönüşüme aracı olacak vs. hemen her galatasaraylının düşündüğü ya da şahit olduğu cümlelerden birkaç tanesi. ama ne var ki dursun özbek, hem riva'yı, hem de florya'yı üç otuz paraya satıp, hem galatasaray'ın geleceğini çaldı, hem büyük bir soygun yaşattı, hem de kendi iletişim içerisinde olduğu bazı erkler ile karşılıklı rant bölüşümü gerçekleştirdi. çok cüzi bir rakama elimizden kayıp gitmişti bu iki değerli arazi. anlaşılan meblağın karşılığı çek de nominal değerinin epey altına kırdırılınca, buradan galatasaray'a kalan elbette koca bir sıfır oldu.
işte mustafa cengiz, böylesi büyük bir facia, kıyamet -adını sizler koyun- durumdan zararın neresinden dönersek kârdır mantığı ile hareket etti ve en azından florya'yı kurtarabildi.
bütün bunların üzerine mustafa cengiz'in ismi selahattin beyazıt'ların, ali uras'ların yanına yazılıp; dursun özbek'in de en yakın genel kurulda oy birliği/çoğunluğuna bakılmaksızın tüzük gereği kovulması gerekiyorken, bunların hiçbiri gerçekleşmemiştir. bu da lisenin ağırlığının galatatasaray'ın üzerinde ne gibi bir baskı yaşattığının en basit, en kolay örneğidir.
sayın cengiz'e dönelim... kendisi 130 tane liselinin değil, 35 küsür milyon galatasaraylının başkanıdır. ocak 2018'de başlayan başkanlığı süresince elbette iyi yönleri yanında, eksik ya da başarısız icraatları da olmuştur. mesela forvet transferi yapılamaması, 2018 yılında kulüpler birliği açıklamasına karşı daha net ve sert bir duruş gösterememesi gibi... ancak bunlar devede kulak kalır. florya'yı tekrar kulübe kazandırmasının önemini daha nasıl açıklayabilirim, inanın bilemiyorum.
son olarak, bence kendisinin kıymeti, bir 10 sene sonrasında daha iyi anlaşılacaktır. hele ki tekrar dursun özbek ya da benzer kafa yapısına sahip birisi başkan olursa!
işte mustafa cengiz, böylesi büyük bir facia, kıyamet -adını sizler koyun- durumdan zararın neresinden dönersek kârdır mantığı ile hareket etti ve en azından florya'yı kurtarabildi.
bütün bunların üzerine mustafa cengiz'in ismi selahattin beyazıt'ların, ali uras'ların yanına yazılıp; dursun özbek'in de en yakın genel kurulda oy birliği/çoğunluğuna bakılmaksızın tüzük gereği kovulması gerekiyorken, bunların hiçbiri gerçekleşmemiştir. bu da lisenin ağırlığının galatatasaray'ın üzerinde ne gibi bir baskı yaşattığının en basit, en kolay örneğidir.
sayın cengiz'e dönelim... kendisi 130 tane liselinin değil, 35 küsür milyon galatasaraylının başkanıdır. ocak 2018'de başlayan başkanlığı süresince elbette iyi yönleri yanında, eksik ya da başarısız icraatları da olmuştur. mesela forvet transferi yapılamaması, 2018 yılında kulüpler birliği açıklamasına karşı daha net ve sert bir duruş gösterememesi gibi... ancak bunlar devede kulak kalır. florya'yı tekrar kulübe kazandırmasının önemini daha nasıl açıklayabilirim, inanın bilemiyorum.
son olarak, bence kendisinin kıymeti, bir 10 sene sonrasında daha iyi anlaşılacaktır. hele ki tekrar dursun özbek ya da benzer kafa yapısına sahip birisi başkan olursa!
