16
bir sebepten dolayı okula gidemeyeceğim için, yaşımın 11 olduğu o dönemlerde hayal olacak şekilde, doksan dakikasını rahat rahat seyrettiğim karşılaşma. bu sebepten ötürü hep şubat ayının başında oynanmış gibi gelir bana. rahat rahat izlemiş olmama tezat şekilde pek de bir anı bırakmamış bir maçtır. zira psg'nin kötü bir dönemine denk gelmiştir bu maç ve otobüsü parketmek denmese de o ayarda sıkıcı bir futbol oynamışlardı. bizde de hagi ve popescu'nun yokluğuna lucescu'nun "bir tane atıp kazanalım" mentalitesi eklenince oynanması gerektiği için oynanıp bitmiş bir maç çıkmıştı ortaya. yukarda da bahsedildiği gibi hasan şaş'ın epey bir bindirmesi olmuştu, zaten saçlarını kazıtmış olan hasan şaş 2002 yazına kadar sürekli yükselen bir şekilde form tutmaya devam edecekti.
ali sami yen'de üst üste 10. avrupa kupası maçını da yenilgisiz atlatmıştık. bu maçların içinde uefa kupası yarı finali falan vardı. o seri 10 maç daha gidecek ve 2 takvim yılı sonra bir mart akşamı ofsayttan atılan bir golle ancak bozulabilecekti. öylesine acayip bir dönemin içinde, öylesine oynanıp geçmiş bir maçtı. milan, real madrid, liverpool gibi takımlar o periyodda sami yen'den çıkamayacaklardı...
(bkz: geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer)
ali sami yen'de üst üste 10. avrupa kupası maçını da yenilgisiz atlatmıştık. bu maçların içinde uefa kupası yarı finali falan vardı. o seri 10 maç daha gidecek ve 2 takvim yılı sonra bir mart akşamı ofsayttan atılan bir golle ancak bozulabilecekti. öylesine acayip bir dönemin içinde, öylesine oynanıp geçmiş bir maçtı. milan, real madrid, liverpool gibi takımlar o periyodda sami yen'den çıkamayacaklardı...
(bkz: geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer)