8
maça istanbul'dan sabah saatlerinde uçakla gittiğimiz, trabzon da diğer istanbul dan gidenler ile buluştuğumuz, sümela manastırından itibaren başlayan satasmalarin ve karsiliklarin stada vardigimizda iyice tavan yaptığı deplasedir.
maçı 35.dk da başlayan taş yağmuru ve koridor kapışmalarınin
neticesinde polisin,tüm gs tribununu 65.dk da staddan çıkartıp havalaanina veya araçlari neredeyse oraya yönlendirmesi sebebi ile maçın geri kalanı havaalanına tam vardigimizda (yaklaşık 150-200kisi) radyo dan gelen gol haberi sonucu duyup kendimizden gecmemiz anlatılmaz yaşanır cinsinde olaydir. bir anda havaalanı girişinde pınarbaşı omuz omuzalar arka arkaya girildi tabi.
amaa asıl eğlence bu andan sonra başladı. zira maçtan çıkıp istanbul ve izmir'e uçakla dönecek olan trabzon taraftarları da gelmeye başlayınca ortalık iyice senlendi. her adımda bir mevzu patlayınca havaalanında polis bizi o zaman henüz yenilenmemis olan trabzon havalimanınin iç hatlarından sadece bir cam bölme ile ayrılan dış hatlar kısmına aldı. camın öteki tarafından hareket çekip küfür eden ama aynı uçağa binip bizim şehrimize gideceklerini unutan ahali ise gerçekten çok komikti. tabi bu esnada o camlar indi , olaya artık özel harekat müdahil oldu. tam olaylar duruldu derken bu sefer takım havalaanina gelince nerden ve nasıl olduğunu, o kadar aramaya rağmen emniyet dahil kimsenin anlamadığı şekilde ardı ardına yanan iki meşale ( giden yolcu tarafı burası dikkatinizi çekerim takım gelmese o mesalaeler uçağa giriyordu mazallah nasıl girdi peki derseniz çünkü gs tribununun zombisi veya orc savaşçısı coktur:) sonucu sportif direktör adnan sezgin in "durun çocuklar yapmayın söndürün" diyip aynı zaman da emniyet güçlerini de olası bir müdahaleye karşı engelleme çalışması akıllarda yer edinmiştir. o esnada tabi sonra dan satışlara getireceğini öngöremedigimiz "türkücü baba" lakaplı topcumuza sanki tribundeymis gibi takımı buraya getir dedik(bizim takım el ele) ve takım havalaaninda sanki staddaymis gibi el ele camlar arkasından bizi selamladı.
uçağa binis ve uçuş esnasi ise ayrı ayrı olaylara gebedir. şu kadarını söyleyeyim uçağın arka kısmı yaklaşık 10 sıra tamamen bizim için oradaki yolcular, uçuş ekibi tarafından ikna edilerek başka yerlere alınarak bize tahsis edildi ki sorun büyümesin diye.ama bu seferde karşılıklı kufurlesmeler, pilotun yanımıza gelip babacan şekilde ortalığı sakinlestirmesi ve eğer olaylar büyürse ankara veya samsun'a inip herkes hakkında işlem yapilacagini belirtmesi en azından uçuşun istanbul a kadar sakin gitmesine vesile oldu.
istanbul a inişte ise uçakta bol bol pis kesiştiğimiz karşı takım taraftarları ile artık kendi sahamizda rahat rahat penaltı atabilecektik. ve unuttukları birşey daha vardı. bu kadar olay çıktığını duyan o maça gelememiş bazi gs tribunculeri de havalanina gelmiş ama elleri boş gelmemisti. sabiha gökçen eski terminal çıkışı bu sefer başkaları için ızdırap olacaktı.
yazar notu: maçla ilgili pek birşey yazamadım kusura bakılmasın zira maça toplasan 40_45 bile bakamadik malum sebeplerden , golü bile radyodan dinledigimiz bir deplaseydi.
maçı 35.dk da başlayan taş yağmuru ve koridor kapışmalarınin
neticesinde polisin,tüm gs tribununu 65.dk da staddan çıkartıp havalaanina veya araçlari neredeyse oraya yönlendirmesi sebebi ile maçın geri kalanı havaalanına tam vardigimizda (yaklaşık 150-200kisi) radyo dan gelen gol haberi sonucu duyup kendimizden gecmemiz anlatılmaz yaşanır cinsinde olaydir. bir anda havaalanı girişinde pınarbaşı omuz omuzalar arka arkaya girildi tabi.
amaa asıl eğlence bu andan sonra başladı. zira maçtan çıkıp istanbul ve izmir'e uçakla dönecek olan trabzon taraftarları da gelmeye başlayınca ortalık iyice senlendi. her adımda bir mevzu patlayınca havaalanında polis bizi o zaman henüz yenilenmemis olan trabzon havalimanınin iç hatlarından sadece bir cam bölme ile ayrılan dış hatlar kısmına aldı. camın öteki tarafından hareket çekip küfür eden ama aynı uçağa binip bizim şehrimize gideceklerini unutan ahali ise gerçekten çok komikti. tabi bu esnada o camlar indi , olaya artık özel harekat müdahil oldu. tam olaylar duruldu derken bu sefer takım havalaanina gelince nerden ve nasıl olduğunu, o kadar aramaya rağmen emniyet dahil kimsenin anlamadığı şekilde ardı ardına yanan iki meşale ( giden yolcu tarafı burası dikkatinizi çekerim takım gelmese o mesalaeler uçağa giriyordu mazallah nasıl girdi peki derseniz çünkü gs tribununun zombisi veya orc savaşçısı coktur:) sonucu sportif direktör adnan sezgin in "durun çocuklar yapmayın söndürün" diyip aynı zaman da emniyet güçlerini de olası bir müdahaleye karşı engelleme çalışması akıllarda yer edinmiştir. o esnada tabi sonra dan satışlara getireceğini öngöremedigimiz "türkücü baba" lakaplı topcumuza sanki tribundeymis gibi takımı buraya getir dedik(bizim takım el ele) ve takım havalaaninda sanki staddaymis gibi el ele camlar arkasından bizi selamladı.
uçağa binis ve uçuş esnasi ise ayrı ayrı olaylara gebedir. şu kadarını söyleyeyim uçağın arka kısmı yaklaşık 10 sıra tamamen bizim için oradaki yolcular, uçuş ekibi tarafından ikna edilerek başka yerlere alınarak bize tahsis edildi ki sorun büyümesin diye.ama bu seferde karşılıklı kufurlesmeler, pilotun yanımıza gelip babacan şekilde ortalığı sakinlestirmesi ve eğer olaylar büyürse ankara veya samsun'a inip herkes hakkında işlem yapilacagini belirtmesi en azından uçuşun istanbul a kadar sakin gitmesine vesile oldu.
istanbul a inişte ise uçakta bol bol pis kesiştiğimiz karşı takım taraftarları ile artık kendi sahamizda rahat rahat penaltı atabilecektik. ve unuttukları birşey daha vardı. bu kadar olay çıktığını duyan o maça gelememiş bazi gs tribunculeri de havalanina gelmiş ama elleri boş gelmemisti. sabiha gökçen eski terminal çıkışı bu sefer başkaları için ızdırap olacaktı.
yazar notu: maçla ilgili pek birşey yazamadım kusura bakılmasın zira maça toplasan 40_45 bile bakamadik malum sebeplerden , golü bile radyodan dinledigimiz bir deplaseydi.