8
üzerinden 13 sene geçmiş olan, okuldan çıkışım ve maça gidişim haricinde hafızamda hiçbir izi bulunmayan karşılaşma. yalan olmasın bir de maç bitimi içerde bir saat kadar beklediğimizi hatırlıyorum.
(bkz: ilk gidilen galatasaray maçı)
künyesinde fortis türkiye kupası a grubu 2. hafta karşılaşması yazar. o sezon 5 takımlı tek devreli lig usulü grup sistemi vardı kupada. beyaz formayla çıktığımızı hayal meyal hatırlıyorum yine. galatasaray'ın gollerini 63. dakikada ümit karan, 74. dakikada hasan kabze atmış, karşıyaka da 84. dakikada deniz aydoğdu ile skoru belirlemiş.
300 bin nüfuslu kuzey kıbrıs'tan çıkıp üniversite için izmir'e yeni taşınmışım. zaten kafa bir dünya o zamanlar, olayın şaşkınlığı da cabası. dolsa 70-80 bin kişinin girebileceği bir stad. canlı maç çok izlemişsin ama küçük sahalarda. çıkıyorsun tribüne çıplak gözle görmek imkansız. sahaya da hafif bir sis inmiş zaten. bir de çocukluk aşkın, hayalin, idealin...
öylesine karmaşık duygular içeren bir maçtı. heyecanlıydım maça gideceğim için. ama zaten bir taşınma-adaptasyon dönemi kafa karışık. internet falan yoktu mesela o dönem 2 aydır benim kullanabildiğim. okulda falan belli şeylere bakıp çıkıyorsun. kadro kim tam onu bile bilmiyorsun. etrafında o heyecanı yaşayacak kimse yoktu. gereksiz bir adamla girip çok da birşey anlamadan içeri girip, sahayı 90 dakika izlesem de tam anlayamadan geçmiş ve evime geri dönmüştüm.
şaka maka o günlerdeki hallerimi düşünüyorum da 13 senede gerçekten iyi bile toparladık durumu.
en azından genel vaziyeti. gidiş yolundan da belki bir iki puan alırız...
(bkz: ilk gidilen galatasaray maçı)
künyesinde fortis türkiye kupası a grubu 2. hafta karşılaşması yazar. o sezon 5 takımlı tek devreli lig usulü grup sistemi vardı kupada. beyaz formayla çıktığımızı hayal meyal hatırlıyorum yine. galatasaray'ın gollerini 63. dakikada ümit karan, 74. dakikada hasan kabze atmış, karşıyaka da 84. dakikada deniz aydoğdu ile skoru belirlemiş.
300 bin nüfuslu kuzey kıbrıs'tan çıkıp üniversite için izmir'e yeni taşınmışım. zaten kafa bir dünya o zamanlar, olayın şaşkınlığı da cabası. dolsa 70-80 bin kişinin girebileceği bir stad. canlı maç çok izlemişsin ama küçük sahalarda. çıkıyorsun tribüne çıplak gözle görmek imkansız. sahaya da hafif bir sis inmiş zaten. bir de çocukluk aşkın, hayalin, idealin...
öylesine karmaşık duygular içeren bir maçtı. heyecanlıydım maça gideceğim için. ama zaten bir taşınma-adaptasyon dönemi kafa karışık. internet falan yoktu mesela o dönem 2 aydır benim kullanabildiğim. okulda falan belli şeylere bakıp çıkıyorsun. kadro kim tam onu bile bilmiyorsun. etrafında o heyecanı yaşayacak kimse yoktu. gereksiz bir adamla girip çok da birşey anlamadan içeri girip, sahayı 90 dakika izlesem de tam anlayamadan geçmiş ve evime geri dönmüştüm.
şaka maka o günlerdeki hallerimi düşünüyorum da 13 senede gerçekten iyi bile toparladık durumu.
en azından genel vaziyeti. gidiş yolundan da belki bir iki puan alırız...