• 2451
    normalde ilk on bir yazmaktan, eğer fantazi takılmıyorsam, imtina ederim. çünkü dışarıdan bakınca gerçekten kolay gibi görünüyor. antrenmanları bilmiyorsunuz, futbolcuların mental durumundan bihabersiniz vesaire.

    ama şimdi biraz fantazi takılacağım için sorun olmaz diye düşünüyorum. o kadar da gerçeklerden kopmayacağım gerçi.

    mesela kaleye adı gibi şanlı muslera'yı koyacağız. kaleden yana bir sıkıntı yok. türkiye ligi maçı olsa okan koçuk'u koyardım mesela. neyse.

    uzun uzun düşündükten sonra -5 saniye falan- öze dönüşten yana tavır koymaya karar verdim ve takımı 4-3-1-2 ile çıkarmanın uygun olduğunu düşündüm.

    stoperde luyindama'dan yana sıkıntı yok. bana göre marcao'dan yana sıkıntı da yok aslında. takım biraz oturaklı olsa, ne oynadığı bilse, marcao'nun aslında pek de sırıtmadığı görülür. nerede sıkıntısı vardı hatırlayalım. tabii ki, arkasına atılan toplarda. bu bizim için problem aslında. şöyle serdengeçti bitirim pırpır bir sağ bekimiz olsa, arkasını toparlamasını isteyebilir, biraz biraz marcao'nun kendini geliştirmesini bekleyebilirdik aslında. neyse takımın şu anki durumunda, yani her türlü pozisyon veren ama bulayan halinde, bu kusuru geri plana atıyoruz. defans çizgisini olabildiğince öne çekiyoruz. ha, derseniz ki luyindama da ağır adam. doğru ama eksik sanki. luyindama kısa alanda ağır, açık alanda hızlı bir futbolcu aslında. yani hızlanmasında bir sıkıntı var. o cüsseden bekleyebileceğiniz üzere. ama o koca bacaklar sağolsun, açık alanda en azından ligde hemen her futbolcuya yetişir.

    etti mi sana üç: muslera-luyindama-marcao.

    gelelim beklere. ah, ah. içimizi çekelim. bir duman sigaradan. ama martin linnes diyoruz ve... neyse şey etmeyelim.

    nagatomo ve mariano'ya tribün yolunu gösteriyoruz. o kesin bilgi.

    dediğim gibi eğer ömer bayram'ın orta sahada gösterdiği performans ile bekte gösterdiği performans birbirini tutsa, hiç düşünmeden yazarım. ama öyle bir şey yok.

    kısa bir not: şunuu anlamıyorum mesela. orta sahada önünde adam olduğu halde topu taşımaya alışan adam, beke geçince, önünde paha biçilemez boş araziler olmasına rağmen neden frene basar? öyle bir durum söz konusu ömer bayram'da.

    sol bekte elimizde kalan rotasyon: emre taşdemir. bir şans daha verilebilir ama ben süleyman luş'tan yana tavır koyuyorum. bu tamamen akademi fetişizmimden dolayıdır. tabii la. işin şakası bir yana ben bu çocuğu izledim, takip ettim. bu çocuktan olur. hata falan yapar ama yapsın yahu. hata yapmasında sıkıntı yok, hatalarnı tekrar tekrar yapıp hiçbir gelişme sağlayamamasında.

    sağ bekte ise elimizde adam yok maalesef. şener özbayraklı sakat. mariano malum. martin zaten bildiğiniz mevzular. o yüzden jimmy durmaz'a kayıyoruz. evet. la zaten verdiğimiz pozisyonların haddi hesabı yok. en azında top taşır, hücuma katkı verir. arkasını da şu anda olduğu gibi boss luyindama ve legend mod on muslera toplar. şey yapmayalıım.

    jimmy'den performans olarak bir albert riera çıkarabilir miyiz? ona bakıyoruz birkaç maç, birkaç devre...

    şimdilik fantastik on birim: muslera - jimmy - luyindama - marcao - süleyman luş

    geldik mi zurnanın zırtladığı, yiğitlerin bolu beyine borç taktığı için sokak değiştirdiği mekana. kadro adaletinin teamülleri gereği ömer bayram'ı yazıyoruz. yanına bir de mario lemina'yı ekledik miydi? bunların yanına ise şu taylan antalyalı'yı bir görelim yahu deyip gelişmelere bakıyoruz.

    aslında tahmin ettiğiniz üzere orta sahamızı emre - suat - okan bitirim üçlüsünden kurmaya çalışıyorduk ama o bir kere vurdu. ilk aşamada amacımız "durmayın amk şu orta sahada" düsturunu geri kazanmak. herhalde bu üçlüyle şimdilik bunu başarabiliriz.

    beklerdeki sıkıntıları da bir nebze bu üç oyuncunun ekstra eforuyla kotarabiliriz gibi sanki. evet, evet. çok güzel düşündüm! aslında atalay babacan, biraz güçlü kuvvetli olsa, direkt on bir yazarım. oyun stilini severim keratanın. on numaradan devşirme merkezileşmiş moderin bir box-to-box'tır. hah. çok fazla sıfat koyalım da, afisi adam kessin... gerçi duruma göre şu takımda ömer veya taylan'ın yerine yine de tercih edebilirim. bilemiyorum. şimdilik plase dursun.

    yani olay şu:
    ------------------muslera---------------
    jimmy---boss---------marcao------luş
    ------mario-----taylan----ömer-------

    tahmin edeceğiniz üzere, 4-3-1-2'nin "1" olan kısmı sürpriz olsun. bu yazıyı yazarken henüz aklımda bir rüyet canlanmadı.

    santrfora gelirsek durum şu. benim kafamda andone ve adem büyük ikilisiyle oynamak var. ama bu zorunluluktan. aslında ideal ikili değiller. bana göre ideal ikili andone-falcao, falcao-adem, babel-andone, babel-adem gibi gibi. burası biraz sıkıntılı anlayacağınız. falcao bugün oynayabilse, onu yazar yanına andone'yi cuk koyarız da...

    toparlayalım. çok dağıldı.

    elimizde kimler var?

    belhanda? geç.
    soso? bu soso mu? geç.
    emre mor? hımm?
    zonzi? dur bi'...
    seri? adam regista oynamak istemese bir şeyler ayarlayacağım. çünkü takımda şu an akıl yok.
    selçuk inan? ortalık zaten karışık...
    akbabuş? ulan bir dönse... gerçi dönse de, fiziksel olarak çok fazla kat edecek yolu var. adamın fizik durumu, selçuk inan ile atalay babacan arasında bir yerdeydi. o da sakatlanmadan önce.

    ya emre-andone-adem üçlüsüyle çıkıp, emre'yi daha gezgin oynatıp andone ve adem'den daha agresif oyun bekleyeceğiz. ki bu durumda hakikaten oyun aklımız çok aşağıda kalacak.

    ya da zonzi-andone-emre yapacağız. emre'nin şapkadan tavşan çıkaran yeteneklerinden, zonzi'nin oyun aklından ve andone'nin dinamizminden faydalanacağız. evet. böyle olur. olmadı, adem büyük plase.

    yani sonuç olarak:

    ------------------muslera---------------
    jimmy---boss---------marcao------luş
    ------mario-----taylan----ömer-------
    -----------------zonzi------------------
    -----------emor---------andone------

    evet. bence güzel oldu.

    bu arada ideal on bire bir de genel bir strateji çizelim.
    - takımımızda tersine rugby kuralları geçerlidir. geriye pas yasaktır. ileri oynuyoruz. gerekirse, en ileride taça vuruyor. pozisyon alıyor. topu geri alma oyunu oynuyoruz.
    - zonzi geride değil, ileride topların toplandığı adam olacak. bak top almak için geri gelme ha. marcao atacak az bi' dur.
    - defanstan çıkışta kenarlara açılıyoruz beyler. orta saha kalaba.
    - bol pres. basıyoruz. başlarda pozisyon hatası yapacağız. ama gün be gün geliştireceğiz inşallah.
    - topun olduğu her yer pozisyon.
    - boş yapmayın, boş koşun. durmayın.
    - topu kaptırınca geriye koşmayan kesiği yer. top kapınca ileri çıkmayan faça yer.
    - orta yok! yassak! luyindama gülbank çekip ileri çıkarak ceza sahasına hücum ettiyse ve zonzi de varsa iş değişir tabii. ancak o zaman, dip çizgiye yakın bir yerden, kaleciden kaçan ortalar açıyoruz.

    senaryoyu yazıyorum:
    luyindama depara kalkıyor. forvetlerimiz ceza sahasına mevzilenmiş. emor -yapmaz ya- hadi diyelim andone, sağ çaprazdan bir boş koşuyla beki alıp stoper hattını daraltıyor. o sırada sol bekten fırlayan jimmy "half-space"i bir gördü. bunu gören rakip savunmanın dengesi bozuluyor haliyle. ileride fırsattan istifade boşa çıkan zonzi -ki kendisi tek pas ustasıdır- topu luyindama'dan alıyor. stoperler şaşkın bassa mı pozisyon mu alsa. bek pozisyonunu kaybetmiş. jimmy'i kapatacak ama stoper yerinde değil. tam jimmy'i alacak ama çok geç. tek pasla jimmy'i buluyoruz. zonzi'de girmiş içeri. olduk mu içeride 4 kişi? bir orta. gerisi ortaya bağlı. yüzde 2-4 civarında bir olasılıkla gol buluyoruz. bu yüzden orta değil, pas istiyoruz, pas.

    şimdi bu pozisyonun canlı kanlısını izleyelim de, tam olarak "visualization" yapalım. doğru mu yazdım pek bilmiyorum. kelimeyi doğru yerde kullandığımdan da emin değil. görselleştirmenin, ecnebicesi işte. kuğul entel bir can gibi takılıyoruz.

    https://www.youtube.com/watch?v=R_MmQe4Yozk

    evet. yukarıdaki vidyodaki pozisyon ile benim anlattığım sahne arasında bazı rol farklılıkları var. biliyorum. burada ana düşünceyi ve ana kurguyu kabul edelim.

    video 2019 copa america yarı finalinden. maçın adı: arjantin vs brezilya

    pozisyonu anlatalım biraz:

    kronometre 17:12'yi gösterdiğinde, coutinho orta sahada topla buluşur. orta çizginin sağ tarafında dani alves'i bomboş durumda topla buluştururken, kendisi de dani alves'in önüne doğru bir çapraz koşu yapar ki topu tekrar alabilmek için. topu dani alves'ten alır. bir çalım paredes'e, bacak arası. ama otomandi tam zamanında yetişir ve topu uzaklaştırır. fakat bu saniyeler içinde diğer taraflarda ne olmaktadır.

    otomandi'nin o kadar derinde ne işi vardır?

    elbette, firmino'yu takip etmekle meşguldür. çünkü firmino sağ kanada derine evrilmektedir. yerine dönerken coutinho'ya denk gelince hamle yapmıştır. bu sırada eliyle takım arkadaşlarına "alın şu firmino'yu!" diye bir işaret çakar. fakat sol bek tagliafico'nun firmino'yu alabilmesine imkan mümkünat ve zaman yoktur. gabriel jesus, kanatta çapraz koşu atmaktadır ve sırtına tagliafico'yu almıştır.

    tekrar otomandi'nin hamlesine dönüyoruz burada. evet! saniyeler. firmino, half-space'i işaret eder ve coutinho'nun topu o boşluğa atmasını ister. ama bu deneme başarısız olur. çünkü otomandi!

    arjantin'in şanssızlığı dani alves'tir sanırım. tam tehlike uzaklaştırmışlarken dani, acuna'ya "boy çalımı" atar. evet! bizim mahalle maçlarındaki gibi "boy" profesyonel dünyada yasak değildir.

    derinde kalan otomandi ve içerde kalan tagliafico yerlerine dönmek zorunda kalır. neyse ki dani'yi alacak paredes vardır. ama yetmezmiş gibi dani bir de, paredes'i de pazara göndermesin mi?

    tagliafico ne yapsın? yerine dönüp firmino'yu mu alsın, dani alves'e mi yürüsün? bu araf halinde dani'ye dönüyor. dani de boştaki firmino'yu görüyor. firmino da hiç vakit kaybetmeden bir pasla gabriel jesus'u buluyor.

    ve gol!

    heyecanlandım. bak. gidip iki el "age of" atayım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın