3787
öncelikle...
kendisi için kap'a 5m euro bildirimde bulunduk. sonrasında bir gazete bonuslarıyla birlikte alacağı paranın 7.5 olacağını yazdı. abdürrahim albayrak konu ile ilgili olarak net açıklamadan kaçınsa da gazetede yazanların yanlış olmadığını söyledi.. 4 milyon euroluk menajer ödemesi olduğuna dair soruyu ise geçiştirdi.
şimdii... futbolcu sakatlanır. bitti. bana kariyeri boyunca 1 kere bile sakatlanmamış futbolcu gösteremezsiniz. gösterebilirseniz şu anda futbolu bırakıp curling izlemeye başlarım. iyi bir takım bu gerçeği göz önüne alarak transfer yapar. gidip de bir oyuncuya çuvalla para veriyorsa bütün parasını tek ata basmış demektir.
biz neden bu ffp denilen illetle cebelleşiyoruz? önceki dönemlerde ayağımızı yorganımıza göre uzatmadığımız için. yalnız burada kritik olan konu şu. biz çok nadiren fahiş bonservis bedelleri ödedik. ama biz maaş olarak yıllardır türkiye'nin en fazla maaş veren takımıyız. eğer biz erling braut halandın 3 kuruş bonservisini almak için "şu kadar taksit bu kadar taksit" goygoyuna girmek zorunda kaldıysak bu takımdaki nakit akışının aksadığını gösterir. hatırlayın lütfen. biz haland'ı ffp yüzünden değil, ödemeyi taksit taksit yapmak istediğimiz için alamadık.
galatasaray bir spor kulübü. ama tüm spor kulüpleri gibi bir şirket mantığında yönetilmek zo-run-da. bir şirketin başına gelebilecek en kötü şey nakit akışını sağlayamamaktır. bütün büyük şirketleri batıran da budur zaten. elinizde onlarca fabrika/araç gereç vs. olsun eğer nakit akışını sağlayamıyorsanız batarsınız. (türkiye'deki onlarca konkordatonun nedeni bu)
biz bütün nakit akışımıza darbe vuracak kadar büyük bir parayı an itibariyle tek bir oyuncumuzun performansına bağlamış durumdayız. (yanlış hatırlamıyorsam an itibariyle 54 m euro maaş bütçemiz var) bana sakın "ffp'den ötürü bonservis veremiyorduk" falan demeyin. bir üst paragrafı tekrar okuyun.
şimdi soruyorum: allah korusun falcao 2 hafta sonra takıma katıldığında şl'den elenmiş, ligde zirveden uzak kalmış olursak, 7.5m euroluk yatırımımızın karşılığını nasıl alırız? arkadaşlar.. biz fakir bir ülkeyiz. takımlarımızın en büyük gelir kaynağı yayın gelirleri. bizim yellow friday için o kadar seferberlik yapmamıza rağmen toplayabildiğimiz para 1 küsür milyon euro. fenerbahçe aylardır para toplamak için şekilden şekile giriyor, topladıkları para slimani + benzia'nın maaşına anca yetti*
bıktııım bıktım. ben muhasebeci taraftar olmaktan sıkıldım artık. istemiyorum. tek derdim maç olsun istiyorum. bir futbolcu sakatlandığında aklıma gelen ilk sorunun "ne kadar maaş alıyodu lan bu adam?" olmasını istemiyorum. çok mu şey istiyorum? benim kendi maddi sorunlarım bana yeterken galatasaray ile ilgili her konuda hesap makinesine koşmak emin olun zevk vermiyor.
taktik maktik bir kenara bırakın. fatih hoca "oyuncuların geçmişine değil geleceğine para vermeliyiz" derken sonuna kadar haklı. anlamadığım, anlayamadığım neden taraftara (direk bu kadar sert ifadelerle) "siz transferden anlamıyorsunuz. bırakın da anlayanlar olarak karar verelim" diyecek cesareti bulamıyor? türkiye'nin yetiştirdiği en iyi teknik direktörden bahsediyoruz. üstüne 2 sene üst üste şampiyon olmuşken, kredisinde azalma yokken sezon başında "ben 33 yaşındaki falcao sakatlanırsa ne yapacağım? turşusunu mu kuracağım?" dese kim çıt çıkarabilirdi?
kendisi için kap'a 5m euro bildirimde bulunduk. sonrasında bir gazete bonuslarıyla birlikte alacağı paranın 7.5 olacağını yazdı. abdürrahim albayrak konu ile ilgili olarak net açıklamadan kaçınsa da gazetede yazanların yanlış olmadığını söyledi.. 4 milyon euroluk menajer ödemesi olduğuna dair soruyu ise geçiştirdi.
şimdii... futbolcu sakatlanır. bitti. bana kariyeri boyunca 1 kere bile sakatlanmamış futbolcu gösteremezsiniz. gösterebilirseniz şu anda futbolu bırakıp curling izlemeye başlarım. iyi bir takım bu gerçeği göz önüne alarak transfer yapar. gidip de bir oyuncuya çuvalla para veriyorsa bütün parasını tek ata basmış demektir.
biz neden bu ffp denilen illetle cebelleşiyoruz? önceki dönemlerde ayağımızı yorganımıza göre uzatmadığımız için. yalnız burada kritik olan konu şu. biz çok nadiren fahiş bonservis bedelleri ödedik. ama biz maaş olarak yıllardır türkiye'nin en fazla maaş veren takımıyız. eğer biz erling braut halandın 3 kuruş bonservisini almak için "şu kadar taksit bu kadar taksit" goygoyuna girmek zorunda kaldıysak bu takımdaki nakit akışının aksadığını gösterir. hatırlayın lütfen. biz haland'ı ffp yüzünden değil, ödemeyi taksit taksit yapmak istediğimiz için alamadık.
galatasaray bir spor kulübü. ama tüm spor kulüpleri gibi bir şirket mantığında yönetilmek zo-run-da. bir şirketin başına gelebilecek en kötü şey nakit akışını sağlayamamaktır. bütün büyük şirketleri batıran da budur zaten. elinizde onlarca fabrika/araç gereç vs. olsun eğer nakit akışını sağlayamıyorsanız batarsınız. (türkiye'deki onlarca konkordatonun nedeni bu)
biz bütün nakit akışımıza darbe vuracak kadar büyük bir parayı an itibariyle tek bir oyuncumuzun performansına bağlamış durumdayız. (yanlış hatırlamıyorsam an itibariyle 54 m euro maaş bütçemiz var) bana sakın "ffp'den ötürü bonservis veremiyorduk" falan demeyin. bir üst paragrafı tekrar okuyun.
şimdi soruyorum: allah korusun falcao 2 hafta sonra takıma katıldığında şl'den elenmiş, ligde zirveden uzak kalmış olursak, 7.5m euroluk yatırımımızın karşılığını nasıl alırız? arkadaşlar.. biz fakir bir ülkeyiz. takımlarımızın en büyük gelir kaynağı yayın gelirleri. bizim yellow friday için o kadar seferberlik yapmamıza rağmen toplayabildiğimiz para 1 küsür milyon euro. fenerbahçe aylardır para toplamak için şekilden şekile giriyor, topladıkları para slimani + benzia'nın maaşına anca yetti*
bıktııım bıktım. ben muhasebeci taraftar olmaktan sıkıldım artık. istemiyorum. tek derdim maç olsun istiyorum. bir futbolcu sakatlandığında aklıma gelen ilk sorunun "ne kadar maaş alıyodu lan bu adam?" olmasını istemiyorum. çok mu şey istiyorum? benim kendi maddi sorunlarım bana yeterken galatasaray ile ilgili her konuda hesap makinesine koşmak emin olun zevk vermiyor.
taktik maktik bir kenara bırakın. fatih hoca "oyuncuların geçmişine değil geleceğine para vermeliyiz" derken sonuna kadar haklı. anlamadığım, anlayamadığım neden taraftara (direk bu kadar sert ifadelerle) "siz transferden anlamıyorsunuz. bırakın da anlayanlar olarak karar verelim" diyecek cesareti bulamıyor? türkiye'nin yetiştirdiği en iyi teknik direktörden bahsediyoruz. üstüne 2 sene üst üste şampiyon olmuşken, kredisinde azalma yokken sezon başında "ben 33 yaşındaki falcao sakatlanırsa ne yapacağım? turşusunu mu kuracağım?" dese kim çıt çıkarabilirdi?