49
ben çok severdim; benim gibi herkes kendisini iyi hatırlıyor ama türkiye kariyeri gerçekten berbattı, kabul etmek lazım. :) buna rağmen geldiği sezonun ilk dönemlerinde gösterdiği iyi performansla dönemin kalecilik yapan tüm çocuklarının stauce olmasını sağlamıştır. stauce gibi uçar, sesimizi de yeni yeni popüler olan güntekin onay'ın ince sesine (sesimiz o yaşta kalın çıkmadığı için başka da seçenek yoktu:) benzetip, toplara uçarken bu arkadaşın adını söylerdik.
ilk olarak bizim formamızı giydi. sezona reinhard saftig ile bomba gibi başlamıştık. önümüze geleni deviriyorduk. ligin ilk yarısı boyunca ya 1 ya da 2 kez mağlup edilebilmiştik. avrupa'da da barca'yı yenmeyi başarmıştık. lakin ne olduysa, takır takır top oynayan takım birden tepetaklak oldu; antep, samsun, antalya ve fenerbahçe'ye yenilerek lige havlu attı. stauce ise bu süreçte son derece kötü bir performans göstermiş, gözden düşmüş, formasını da nezihi boloğlu'na kaptırmıştı. zaten sezon sonunda da kendisiyle yollar ayrıldı.
bizden ayrılınca soluğu karşıyaka'da aldı. son derece zayıf bir kadroya sahip olan karşıyaka küme düştü. şimdi tff'nin sitesinden istatistiklerine baktım, 34 maçta 65 gol yemiş.
1996-97 sezonunda ise sarıyer'e gitti. inanılmaz bir kaleci problemi yaşıyorduk. brad friedel sezonun başlamasına bir hafta kala takımdan ayrılmış; yerine forma şansı verilen hayrettin demirbaş, volkan kilimci, pierre esser ve mehmet duymazer komik hatalar yaparak kaleci kaosuna neden olmuşlardı. bu süreçte, vanspor ya da kocaelispor forması giyen dumitri stingaciu'nun bile ismi bizimle geçerken sarıyer'in formasını giyen stauce hiç anılmadı bile. zaten sarıyer'de de küme düşme şanssızlığı yaşadı, hatta formasını tufan isimli bir sarıyer emekçisi kaleciye bıraktı.
tff'nin istatistiklerine göre türkiye'de oynadığı 87 maçta 132 gol yemiş. türkiye'den ayrılınca almanya'da yılın kalecisi seçilmişliği var. bize gelmeden, spartak moskova'da da gayet iyi oynuyordu. zaten biz de spartak moskova'yla oynadığımız bir şampiyonlar ligi maçında kendisini çok beğenip transfer etmiştik.
ilk olarak bizim formamızı giydi. sezona reinhard saftig ile bomba gibi başlamıştık. önümüze geleni deviriyorduk. ligin ilk yarısı boyunca ya 1 ya da 2 kez mağlup edilebilmiştik. avrupa'da da barca'yı yenmeyi başarmıştık. lakin ne olduysa, takır takır top oynayan takım birden tepetaklak oldu; antep, samsun, antalya ve fenerbahçe'ye yenilerek lige havlu attı. stauce ise bu süreçte son derece kötü bir performans göstermiş, gözden düşmüş, formasını da nezihi boloğlu'na kaptırmıştı. zaten sezon sonunda da kendisiyle yollar ayrıldı.
bizden ayrılınca soluğu karşıyaka'da aldı. son derece zayıf bir kadroya sahip olan karşıyaka küme düştü. şimdi tff'nin sitesinden istatistiklerine baktım, 34 maçta 65 gol yemiş.
1996-97 sezonunda ise sarıyer'e gitti. inanılmaz bir kaleci problemi yaşıyorduk. brad friedel sezonun başlamasına bir hafta kala takımdan ayrılmış; yerine forma şansı verilen hayrettin demirbaş, volkan kilimci, pierre esser ve mehmet duymazer komik hatalar yaparak kaleci kaosuna neden olmuşlardı. bu süreçte, vanspor ya da kocaelispor forması giyen dumitri stingaciu'nun bile ismi bizimle geçerken sarıyer'in formasını giyen stauce hiç anılmadı bile. zaten sarıyer'de de küme düşme şanssızlığı yaşadı, hatta formasını tufan isimli bir sarıyer emekçisi kaleciye bıraktı.
tff'nin istatistiklerine göre türkiye'de oynadığı 87 maçta 132 gol yemiş. türkiye'den ayrılınca almanya'da yılın kalecisi seçilmişliği var. bize gelmeden, spartak moskova'da da gayet iyi oynuyordu. zaten biz de spartak moskova'yla oynadığımız bir şampiyonlar ligi maçında kendisini çok beğenip transfer etmiştik.