115
takım sahada bir şeyler gösterirse otomatik olarak devreye giriyor bu tribün. ama önündeki adama pas atamayan, savunmada abuk subuk hatalar yapan, kendi sahanda rakibinin akın akın gelen hücumunu karşılamaya çabalayan bir görüntü sahaya yansıyınca tribün de kendini ne yazık ki geri çekiyor. geçtiğimiz yıl, özellikle de sezonun ikinci yarısında, ama kaos futbolu ama bireysel başarılı performanslar eşliğinde (özellikle feghouli) takım sahaya bir şeyler yansıtınca tribün de kendine geliyordu. fakat bu sene sahada bir şeyler de göremiyoruz ki biz. kulübeye bakıyoruz hoca yok, sahaya bakıyoruz takım ruhu yok, savunmada koordinasyon yok, orta saha ile forvet arasında reel mesafe anlamında uzaklık çok. hal böyle olup da başarılı futbol olmayınca tribün de agresifliğini kaybediyor. ne yazık ki son maçta da* aynen böyle oldu. bir derbi maçında, benim de dahil olduğum, koca bir grup maç bitmeden, üstelik de durum 0-0 iken stadyumdan ayrılsak mı planları yapar oldu. biz kendimizi maç moduna almaya hazırız, kafaları telefonlardan kaldırıp sahaya odaklanmalıyız zaten kesinlikle ama sahada rakibinin dizlerini titreten, gümbür gümbür top oynayan bir ekip yok ki tribün de o gazla agresif olsun. umuyorum ki hem fatih hoca önce kulübeye gelir, ardından da silkelenip takım ile beraber kendine gelir. ve biz de yönetim futbolcu taraftar üçgeniyle olması gereken sinerjiye ulaşırız.